Yunanistan kaderini belirleyecek bir seçime gidiyor. Yıllardır ekonomik kriz içinde debelenen, Troyka ve AB Bankası’nın reçeteleriyle yoksullaşan ve kamu sektörü neredeyse tamamıyla çöken Yunanistan’da ekonomik krizin insani bir krize dönüştüğü bir ortamda seçimlere gidiliyor.
Yunanistan’daki kriz, salt bir Yunan krizi olmayıp yıllardır süregelen dünya ekonomik krizinin bir uzantısı. Yunanistan’a özgün tarafı kamu sektörünü yerle bir etmesi ve gerek PASOK gerekse de Yeni Demokrasi gibi geleneksel yönetici elit kesimlerin Yunan halkını kendi elleriyle Troyka ve AB Bankası’na tkurban etmesi. Söz konusu kriz bastırılmış bir şekilde olsa da merkez AB ülkelerinde fakat açıktan bir şekilde de Portekiz, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde boyutları ve etkisi aynı olmamakla fakat ilerlemekle birlikte kendisini göstermekte.
Her kriz dönemlerinde olduğu gibi şu an yaşanan krizde de bir yandan faşist hareketler diğer yandan da devrimci hareketler için büyüme alanı açılıyor. Çünkü krizler aynı zamanda merkezi de merkez politikayı da ters yüz eder. Toplum siyasetinin ibresi merkezin dışına kayar. Bir yandan liberal demokrasinin çizdiği varoluş sınırları halkı nefes alamaz hale getirir, diğer yandan ise toplumsal bir kurtuluşun da önünde engel teşkil eder hale geldi.
Sanırım bugün Yunanistan da olan da bu. Radikal sol koalisyon SYRIZA’nın oylarını %4’lerden %28’lere kadar yükselten, ülkeyi yıllardır yöneten PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi gibi egemen partilerin darmaduman olmasını sağlayan, merkezi dağıtan oldu, krizle beraber liberal demokrasinin sınırlarını artık meşruluğunu yitirmiş olması.
SYRIZA’nın büyümesinin pek çok nedeni olabilir. Kriz, krizle beraber merkezin dağılması ve özellikle PASOK tabanının SYRIZA’ya kayması veya istikrarlı bir şekilde Troyka’ya karşı net ve ikircimsi tavır alması… Fakat tüm bunlarla birlikte ana bir unsur olarak SYRIZA tüm bu süreçler boyunca Yunanistan halkının, emekçilerinin gündelik hayatlarına dokunabildi, insanların yaşamlarını kolaylaştırabilmek için eylemliliklerce bulundu. Kriz dönemlerinde faşizmin mi yoksa devrimciliğin mi gelişeceği, bizzat o öznelerin insanların gündelik yaşantılarındaki sıkıntılarına ve hakikatlerine ne kadar dokunup dokunamadığıyla ilintilidir. Faşist unsurlar bir manüple ve toplumsal heyezanlardan/duygulanımlardan hareket ederek gündelik yaşamı militerleştirebilir, krizi kullanarak yaşamın karanlık tarafını örgütleyerek yönetim iddiasında bulunabilir. Fakat bunu yanında sol, devrimci güçler krizin dayattığı karanlık ve içinden çıkılmaz durumu, halkın yaşamının dönüşümüne yönelik gerçek, hakiki ve somut adımlarla öne çıkarak, yaşamı dönüşümden yana ve sadece krize değil aynı zamanda krizi yaratan koşullara da karşı çıkarak aydınlık tarafından örgütleyebilir. Merkezin çökmesi aynı zamanda hayatın aydınlık ve karanlık tarafını da berraklaştırıyor. Kuşkusuz bu mesele bir seçim meselesi değildir fakat görünen o ki Yunanistan halkı 25 Ocak’ta kararını aydınlıktan yana verecek.
Seçimlere günler kala anketler ne diyor…
Geride bıraktığımız hafta içerisinde 4 farklı şirketin yaptığı anketler açıklandı. Tüm anketler de SYRIZA’yı ilk parti olarak gösteriyor. Her ne kadar Aralık’ta yapılmış bir ankette SYIRZA ile Yeni Demokrasi Partisi arasındaki fark daralmış da olsa, net bir şekilde %3’lük bir fark söz konusu. Öte yandan geçtiğimiz günlerde eski PASOK lideri Papandreu tarafından kurulan yeni parti KİDİSO da anlaşılan o ki SYRIZA’dan oy çalamamış, fakat PASOK’u neredeyse parlamentoya giremeyecek bir duruma gelmesine katkı sağlamış… Yunanistan’da genel seçimlerde %3 barajı uygulanıyor.
İşte dört farklı ankettin sonuçları:
Pulse Şirketi:
SYRIZA: %30.5
Yeni Demokrasi: %27
PASOK: %6
ALTIN ŞAFAK: %6
POTAMİ:%6
KKE: %5.5
ANEL: %3
KİDİSO (Papandreu): %2.5
DİĞERLERİ: %4
KARARSIZLAR: %9.5
ALCO Şirketi
SYRIZA: %31.6
Yeni Demokrasi: %28.6
PASOK: %3.6
ALTIN ŞAFAK: %4.1
POTAMİ:%4.2
KKE: %3.8
ANEL: %2.2
KİDİSO (Papandreu): %2.5
DİĞERLERİ: %3.2
KARARSIZLAR: %9.7
GPO Şirketi
SYRIZA: %38.5
Yeni Demokrasi: %25.3
PASOK: %5
ALTIN ŞAFAK: %5.4
POTAMİ:%5.8
KKE: %5.7
ANEL: %2.7
KİDİSO (Papandreu): %2.6
LAOS: %1
ANTARSİA: %1
KARARSIZLAR: %13.7
Interview Şirketi:
SYRIZA: %27.1
Yeni Demokrasi: %25.1
PASOK: %5
ALTIN ŞAFAK: %5.4
POTAMİ:%6.3
KKE: %4.6
KİDİSO (Papandreu): %2.1
ANEL: %1.7
KARARSIZLAR: %10
Zafere doğru SYRIZA!
Açık bir şekilde SYRIZA’nın seçimlerden birinci parti olarak çıkması bekleniyor. SYRIZA yanlıları anketlerde gösterilen %3lük farkların daha çok olduğunu ve Yeni Demokrasi Partisi ile aralarında %1o’a kadar bir fark olduğunu savunuyor. Fakat SYRIZA’nın tek başına iktidar olması da zor gözüküyor. Muhtemelen küçük partilerin pozisyonu SYRIZA hükümetinin belirleyicisi olacak. Hükümete geldiklerinde SYRIZA yapacaklarını açık bir şekilde söylüyor. AB Bankasıyla müzakereleri yeniden başlatmak, hemen Ulusal Yeniden İnşa planını uygulamaya başlayacak. Bu plan ise kısaca dört maddeden oluşuyor.
1.İnsani krizle mücadele etmek
2.Ekonomiyi yeniden hareket geçirme
3.İstihdamı sağlama
4.Demokrasiyi derinleştirmek için siyasi sistemi dönüştürmek
SYRIZA iktidara geldiği zaman somut olarak yapacağı ilk uygulama ise asgari ücreti 751 avro’ya yükseltmek olacak.
TEREDDÜTSÜZ İLERLEYECEK Mİ?
SYRIZA daha şimdiden özellikle Akdeniz Avrupası’na heyecan ve umut katıyor. SYRIZA’nın zaferi kuşkusuz sadece Yunanistan halkı için değil, başta Akdeniz solu olmak üzere Avrupa halkları için de parlayan bir ışık olacak. Fakat öte yandna SYRIZA’nın söylediklerini hükümette iken nasıl uygulayacağı ve sonunu PASOK gibi olacağına dair kuşkucu veya SYRIZA’nın Yunan halkını daha da kötü bir duruma sokacağına dair kötümser ve karşı devrimci çıkışlar var.
Tüm merkez sol unsurlar günün sonunda teslimiyetçi bir noktada oldu. Fakat burada SYRIZA’nın merkez sol olmadığının unutulmaması gerekiyor. Ama yine de bu bazı kaygıları yersiz çıkartmaz. SYRIZA’nın karşı karşıya kalacağı en büyük sıkıntı onu yine SITRIZA’yı SYRIZA yapan şey olacak! SIYRIZA’yı SIYRIZA yapan zemin, merkezin çökmesi ve liberal demokrasi sınırlarında siyaset yapmanın iflas etmesi idi. SIYRIZA’yı bekleyen tehlike de temel olarak bu olacak. SIYRIZA kendisini liberal demokrasinin sınırlarında dolaşmakla sınırlarsa, o zaman SYRIZA olmakta da çıkacak! Fakat artık Yunanistan halkı ve hatta Avrupa halkları için de yoksulluk yönetiminden başka bir şey olmayan liberal demokrasi sınırlarını aşındırmak, hatta delmek ve yeni bir demokrasinin temellerini atmak, o zaman SYRIZA’yı PASOK’laşmaktan da kurtaracak. Bu da kuşkusuz SYRIZA’yı Yunanistan siyaset sahnesinin önemli bir unsuru yapan halkın ve tabanın baskısıyla, ittirmesiyle olacak! Böyle bir hamle Avrupa’da büyük dönüşümlerin bir başlangıç noktası da olabilecek.
Hasan YIKICI
Baraka aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.