Memleketini, yurdunu sevmek deyince ne anlarsınız gerçekten?
Hastaneleri dökülürken, okulları yetersizlikten dolup taşarken, binlerce genci işsizlik belasıyla boğuşurken, başta özel sektördekiler olmak üzere onbinlerce emekçi asgari ücretin artmasını beklerken, “kahramanlık” mükafatı olarak 55 bin kişiye altın madalya dağıtmak için 10 milyon TL ayırmaya yurt sevgisi diyebilir misiniz?
Madalya verecek 55 bin kişinin nereden çıktığı zaten ayrı bir tartışma konusu ancak esas mevzu bu değil.
Esas mevzu, vatan millet edebiyatının ne kadar sahtekarca icraatların örtüsü olduğuyla ilgili.
Sağcılar, her türlü toprak, bayrak, vatan kisvesi altında insanlara hiç bir somut karşılığı olmayan laflar sıralarlar.
Fakat insanlar içinde yaşadıkları devleti sırf orada yaşıyorlar diye sahiplenip sevmezler.
Bir devleti yurttaşlarının gözünde önemli kılan yurttaşlarına sunduğu çeşitli hizmetler yani aldığı vergilerin karşılığını vermesidir.
Bu hizmetler karşılanmadığı oranda yurttaşlar devlete karşı bir öfke duyar ve bu öfkeyi farklı biçimlerde gösterirler.
Hatta dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlarca insan vatandaşı oldukları devletle yaşadıkları sorunlar sebebiyle doğup büyüdükleri ülkelerinden göç etmektedir.
Şimdi; kendi durumumuza dönersek, kktc denilen ve devlet olma iddiasındaki yapı, Kıbrıs’ın kuzeyine ne gibi hizmetler sunmaktadır?
Sağlık hizmetlerinin ne durumda olduğu, bizzat devlet hastanelerinde görev yapan doktorlar ifadeleriyle ortadadır.
Eğitimin ise tam bir kaderine terk edilmişlik içinde olduğu okulların açıldığı şu günlerde daha rahatça görülmektedir.
Barınma derseniz o hiç yok.
kktc hükümetleri adanın kuzeyinde yaşayan insanların barınma hakkını çok uzun bir zamandır inşaat şirketlerinin insafına bırakmış durumdadır.
Ulaşım ve yol güvenliğinde hiç bahsetmesek daha iyi.
Öte yandan Kıbrıslı Türklerin kültürünün korunmasına yardımcı olmak bir yana, UBP-DP hükümeti kültürümüzün yok olması için elinden geleni yapmakta.
Doğanın korunmasında da pek farklı değil kktc hükümeti.
Gençlerin istihdam edilmesiyle ilgili ise sürekli bir kemer sıkma safsatası tutturan fakat yandaşlarının kesesini dolduran da bu hükümet.
Tüm bunlar gibi daha birçok hakkın sağlanması noktasında rezalet bir devlet anlayışına mahkum ediliyoruz.
Hal böyleyken vatan sevgisi tavan yapmış olan UBP-DP hükümeti 10 milyon TL bütçe madalya dağıtacakmış.
İşte sağcıların vatan sevgisi böyle.
Kimin ülkesini, yurdunu sevdiğine karar verip hain yaratanlar da bunlar.
Fakat bir konuda haklılar.
Evet, bizim yurt sevgimiz böyle değil.
Bizim yurdumuzu sevmekten anladığımız şey halkın hakkı olan haklarına erişebildiği, doğanın kar uğruna yok edilmediği, kültürün saldırıya uğramadığı bir ülkedir.
Bizim ülke sevgisinden anladığımız şey “devlete aldık” deyip bakanların altına Mercedes çekmek, sermayeye kıyak çekip emekçilerin yoksullaştırmak, birileri zengin olsun diye ülkenin doğasını yok etmek hiç değildir.
Madalya dağıtıcılarının, bayrak sallayıcılarının bakıp da gördüğü ile bizim gördüğümüz bir değildir.
Onlar üstünde yaşadıkları toprakları türlü safsatalarla keselerini dolduracak imkan olarak görürken biz, gidecek başka yeri olmayanlar başkalarını mutsuz etmeden mutlu olabilecek bir coğrafya görüyoruz.
Biz yoksulluğa karşı savaşacak, gericiliğe geçit vermeyecek, dağlara ve sahillere sahip çıkacak bir ülke düşlüyoruz.
İnönü Alpat’ın o güzel dizelerini de bu yüzden seviyoruz:
Sevgilim eylem güzelim benim
Yitik bir ülkeyi korumaya değil
Yeniden kurulacak bir ülkeyi
Aşkla örmeye benzer devrimci olmak
Ali Şahin
Bağımsızlık Yolu Örgütlenme Sekreteri