Barış bildirisinden imzasını çeken akademisyenlere, YÖK tarafından hazırlanan bir pişmanlık dilekçesinin imzalatıldığı bildirildi. Dilekçede bildirinin okunmadan imzalandığına dair ifadeler yer alıyor. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği ve akademisyenlerin avukatları ise dilekçeye tepki gösterdi
Barış için Akademisyenler tarafından imzaya açılan “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinden imzasını çeken akademisyenlere Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından hazırlanan matbu bir pişmanlık dilekçesinin imzalatıldığı bildirildi. Barış bildirisinin yayımlandığı ve tartışma yarattığı günlerde, “İmzalarını geri çekecekler” diyen Başbakan Davutoğlu’nun sözleriyle benzerlikler gösteren pişmanlık dilekçesine, Akdeniz Üniversitesi’nden de bir akademisyenin imza attığı öğrenildi.
Antalya Körfez’in haberine göre, YÖK tarafından imzacı akademisyenlere dayatılan metnin bir tür “pişmanlık dilekçesi” olduğunu söyleyen Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Taha Karaman, “Bu metni aklı başında birinin kendi rızasıyla imzalayacağını düşünmek mümkün değil” dedi. Barış bildirisine imza atan akademisyenlerin avukatı olan Münip Ermiş de, “Pişmanlık dilekçesini imzalamazsanız atılırsınız; imzalarsanız sadece ‘uyarı cezası’ alırsınız” dendiğini ileri sürdü.
‘Korkunç baskılar yapılıyor’
“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisini imzalayan, daha sonra gördüğü baskılar üzerine imzasını geri çeken akademisyenlere YÖK tarafından hazırlanmış matbu bir dilekçenin dayatılmasına tepki gösteren Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Karaman, “YÖK tarafından akademisyenlere dayatılan metin kölece boyun eğmeyi, insana düşüncelerini inkâr etmeyi dayatan bir tür ‘pişmanlık dilekçesi’. Bu metni aklı başında birinin kendi rızasıyla imzalayacağını düşünmek mümkün değil. Barış bildirisini imzalayan akademisyenlere korkunç baskılar yapılıyor” dedi. Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne Akdeniz Üniversitesi’nden 9 akademisyenin imza attığını, bunlardan sadece birinin imzasını çektiğini belirten Karaman, “İmzasını geri çeken arkadaşımızın baskılar sonucunda buna mecbur kaldığını sanıyorum” diye konuştu.
‘Tazminat davası açacağız’
Barış Bildirisi’nde imzası bulunan Antalyalı akademisyenlerden bazılarının davasını takip eden Avukat Münip Ermiş, bildiride imzası bulunan akademisyenlere, “YÖK’ün hazırladığı matbu dilekçeyi imzalarsan ‘uyarı’ cezası vermekle yetineceğiz, imzalamazsan meslekten atacağız” dayatmasında bulunulduğunu ileri sürdü. Soruşturmanın gizliliği esas olmasına rağmen imzacı akademisyenlerle ilgili rektörlük soruşturmasının basına servis edildiğini dile getiren Ermiş, barış isteyen akademisyenlerin ‘bölücü’ ilan edilerek hakarete maruz bırakıldığını söyledi. Bu konularla ilgili Akdeniz Üniversitesi yönetimiyle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını vurgulayan Avukat Ermiş, savcılığın YÖK’ten soruşturma talebinde bulunduğunu, soruşturma izninin ardından üniversite yönetimi aleyhine tazminat davası açacaklarını bildirdi.
‘İmzanı geri çekip özür dile’
YÖK tarafından dayatılan pişmanlık dilekçesinin, “Vereceğiniz cezaya razıyım” anlamına geldiğini dile getiren Ermiş “İnsanlık onuruna son derece aykırı bir durum var. Bir üniversite hocasını böyle bir metnin altına imza atmaya zorlamak akıl alır bir şey değil. Pişmanlık dilekçesi, ‘Beni affedin’ demeye getiriyor. Başbakan Davutoğlu, ‘İmzanızı geri çekip özür dileyin’ demişti. Davutoğlu’nun ağzından çıkanı metin haline getirip imzalatmışlar” iddiasında bulundu. Bu yapılanların hem hukuk dışı, hem de ağır bir tehdit olduğunu vurgulayan Avukat Ermiş, “Telefon dolandırıcılığın bir türü. Telefonda ‘PKK sizin ismini kullanıyor’ deyip milleti dolandırıyorlar ya, aynen öyle. Hiç farkı yok. Oysa hukuk dışı yapılan bir şey yok. Savcıların açtıkları soruşturmalar terör örgütü propagandasından değil. Sadece emniyet kuvvetlerini aşağılamaktan yani Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinden soruşturma yapılıyor” şeklinde bilgi verdi.
‘Okumadan imzaladım!’
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinden imzalarını geri çeken akademisyenlere YÖK tarafından imzalatılan matbu dilekçede şu ifadeler yer alıyor:
“İçerdeki hainlerin ve dış güçlerin vatanımızı bölmeye çalıştığı bu olağanüstü dönemde, devletimizin güvenlik güçlerinin her gün şehitler vererek teröre ve bölücülere karşı yürüttüğü mücadeleyi, ‘kıyım’ ve ‘katliam’ olarak nitelendirdiği iddia olunan ve yoğun mesaim dolayısıyla içeriğini okuma ve inceleme fırsatı bulamadığım ‘bildiri’yi ‘barış çağrısı’ olduğu düşüncesiyle her zaman barıştan yana olmuş bir akademisyen olarak imzaladım. İçeriğini ise daha sonra gösterilen tepkiler üzerine öğrendim. Büyük tehdit ve tehlikelere maruz bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğünü korumaya ve halkımızın güvenliğini sağlamaya yönelik mücadeleye ilişkin, söz konusu ‘bildiri’de ileri sürülen düşünce ve iddialara katılmam mümkün olmadığından imzamı geri çektiğimi ve bu olay nedeniyle hakkımda açılacak adli ve idari soruşturmaya hazır olduğumu kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarım.”