Yeniden Doğuş Partisi, ekonomik sıkıntılarla ilgili bir dizi ekonomik tedbir önerisi hazırladı. Hükümete bugün iletileceği açıklanan önerilerde, fatura yine ultra zenginlere değil emekçiye kesiliyor; özel sektör çalışanlarına zaten az olan asgari ücretin yarısı reva görülüyor; kktc’yi yerlere göklere sığdıramayanlar yurt dışı temsilciliklerinin TC büyükelçiliklerinde görevlendirilmesini de talep ediyor.
Ayrıca kriz bahane edilerek, halkın değil sermayenin çıkarına olan ekonomik paketin hayata geçirilmesi ve özelleştirmeler yapılması öneriliyor.
Fatura Sermayeye Değil Emekçiye Kesiliyor
YDP’den verilen bilgiye göre, kısa vadeli önlemler içerisinde ise ilk etapta “Ekonomik Kriz Fonu” kurulması ve bu fona çeşitli yerlerden kaynak aktarılması öneriliyor. Öneriler içerisinde maaş kesintisi yapılması da bulunuyor. Buna göre devletten veya kamu kurum ve kuruluşlarından maaş alan herkesten eşit ve adil bir oranda kesinti yapılması isteniyor. Maaşların en az 4 bin TL, en fazla 8 bin TL olarak ödenmesi de alternatif olarak öneriliyor.
İçinden geçtiğimiz özel süreçte kamu emekçilerinin de toplum yararına fedakarlık yapması elbette beklenir ve savunulurken, benzer bir fedakarlığın ultra zengin sınıftan ve büyük sermaye sahiplerinden tıpkı hükümet gibi YDP tarafından da beklenmediği görülüyor. Ayrıca bu zor günlerde hayatını tehlikeye atarak çalışan sağlık ve gümrük çalışanları ile polis mensupları da diğer kamu emekçileriyle aynı kefeye konuyor.
Özel Sektör Çalışanlarına Asgari Ücretin Yarısı
YDP, özel sektör çalışanları arasında da bir ayırım yapmaksızın, zaten az olan asgari ücretin yarısı kadar ödeme yapılmasını tavsiye ediyor.
İlk Göz Dikilen Yer Yine Kıb-Tek
Fona kaynak aktarılması için; Siyasi Partilere yapılan yardımlardan ciddi bir kesinti yapılması, örtülü ödeneklerin kaldırılması, RHA ların derhal satışa çıkarılması, bankalardaki mevduatlardan alınan stopaj vergilerinin yükseltilmesi, KIB-TEK başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluş çalışanlarının net maaşının dışındaki bütün katkı ve ödeneklerin kesilmesi, sigara, alkol gibi tekel mamullerine ek vergi konulması, GSM şirketlerine ek vergi konulması, kiracı ve ev sahiplerine yönelik kısa süreli bir tedbir alınması, bankalarda mevduat ve kredi faizlerinin 3 ay süre ile dondurulması, fiyatların kontrolü açısından etiket kanunun bir kararname ile çıkarılması, fiyat kontrollerinin belediye zabıtalarına verilmesi gibi birçok önerilerde bulunuluyor.
Her fırsatta özelleştirilmesi gündeme getirilen Kıb-Tek, yine ilk göz dikilen kurumumuz olurken sigara, alkol gibi ürünlere ek vergi konması talebi de Türkiye’deki muhafazakar uygulamaları anımsatıyor.
kktc’yi Yaşatmaya Yeminli Olanlardan Yurt Dışı Temsilciliklerinin TC Büyükelçiliklerinde Görevlendirilmesi Önerisi!
Orta vadeli önerilerde ise; Stratejik görevler dışında yıl sonuna kadar kimseye ek mesai verilmemesi, ek mesai verilmesi durumunda, bunun alınan net maaşın yüzde 25’ini geçmemesi, krizden çıkılamaması halinde 13. maaşların verilmemesi, kamuya personel alınmaması, “Devlet Personel Havuzu” oluşturularak kurum kuruluşlarda ihtiyaç fazlası personelin ihtiyaç duyulan kuruluşlara aktarılması, Belediye reformu başta olmak üzere ihtiyaç duyulan reformların kanun hükmünde kararname ile hayata geçirilmesi, yurt dışı temsilciliklerin gerekli olanların dışında tamamının kapatılması ve oradaki Temsilcilerin TC Büyükelçiliklerinde görevlendirilmesi gibi öneriler var.
Bir Anda Akıllarına Bedelli Askerlik Geldi
YDP’nin fona kaynak aktarılması için bir defaya mahsus bedelli askerliği de önermesi, birilerinin çocuklarını askere gitmekten kurtarmaya mı çalışıyorlar sorusunu akla getirmekte.
Korona Bahane Edilerek Ekonomik Paket ve Özelleştirme
Öneriler arasında; ekonomik protokollerin hayata geçirilmesi ve özelleştirmelerin, kamu özel işbirliği veya Yap İşlet Devret modeli ile derhal yapılması isteniyor.
Halkın geniş kesimlerinin ve emek örgütlerinin şiddetle karşı çıktığı ve sokaklarda eylemler yaptığı iki çok önemli konu; ekonomik protokol ve özelleştirme, insanlar sağlık derdine düşmüşken ve sokaklarda isyan etmek mümkün değilken fırsattan istifade gündeme getirilip “derhal” yapılması öneriliyor.
Hükümetin, YDP’nin önerilerine nasıl yanıt vereceği merak konusuyken aslında bugüne kadar yapageldiklerine bakılarak sermayeye dokunmadan, faturayı emekçiye keserek bu krizi atlatmaya çalışmak konusunda çok da farklı düşünmedikleri bilinmekte.
YDP’nin Önerileri ile Kapitalizmin Kuruluşu Emekçi Düşmanı Dünya Bankası’nın Önerileri Benzeşiyor
Kendini “mazlumdan yana” olarak pazarlamaya çalışan YDP’nin, her fırsatta ülkenin emekçilerine saldırıda bulunup ülkenin ultrazenginlerine ve büyük sermayesine tek bir laf etmemesi, ve bu sessizliğinin üstünü de kimlik politikası ile ve Türkiye göçmeni vatandaşlarımızın yaşadığı sorunları suistimal ederek örtmesi, artık alıştığımız bir şey. Bununla bağlantılı bir diğer ilginç nokta, YDP’nin önerisi ile, finansal emperyalizmin uluslararası kuruluşu olan Dünya Bankası’nın geçtiğimiz gün açıkladığı öneriler arasındaki benzerlikler. Dünya Bankası da tıpkı YDP gibi, bu krizi bir fırsat olarak görüp, yoksul ülkelere piyasalaştırmayı, özelleştirmeyi ve kuralsızlaştırmayı dayatmak için kuralları sıvamış durumda.