Bunları biliyor muydunuz …
- CTP-DP hükümetinin, geçtiğimiz şubat ayında, burs kapsamına giren üniversite öğrencilerinin yaz burslarını tamamen kaldırdığını ve bu kararı aldığı bakanlar kurulu toplantısının ardından yapılan ve kararların açıklandığı basın toplantısı sırasında, alınan diğer tüm kararlardan söz ederken yaz burslarının kaldırılması kararını açıklamadıklarını ve resmi gazetede geçip yayınlanana kadar sessiz sedasız bir şekilde beklediklerini; yani kararı alanların bile kendi aldıkları kararın ne kadar rezilce olduğunun farkında olup bu kararı açıklamaya dahi yüzlerinin olmadığını…
- Geçmişinde, geleneğinde ve geçmişinin kadro ve üyelerinde yükseköğrenim gençliğinin (KÖGEF, ÜTK gibi) çok önemli bir yeri olan CTP’nin, öğrencilerin hakkını UBP’nin bile akıl edemediği denli ciddi bir şekilde gaspettiğini…
- Özellikle burs tüzüğü ve burs hakkı konusunda ciddi mücadele vermiş olan ve bugün pek çoğu CTP’de örgütlenmiş (ya da CTP sempatizanı olan) ÜTK’lıların, bazı istisnalar haricinde yaz bursunun ortadan kaldırılması ile ilgili hiçbir şey yapmadıklarını; ayrıca ÜTK’lıların Facebook sayfasında kendilerine yaz burslarının kaldırılmasına, geçmişlerine birazcık saygıları varsa, itiraz etmeleri gerektiği söylenmesine karşılık hiçbir ses çıkarmayıp, aynı sayfadaki başka paylaşımlarda “eskiden ne süper solcuyduk biz” minvalinde yorumlar yaptıklarını…
- Türkiye’de okuyup da burs alan Kıbrıslılar için “hem keyfinize göre yurtdışında okursunuz hem da hükümet üstüne size burs verir; şimdi 3 aylık bursu kesti sadece, hiç da vermeyebilirdi” diyen kişilerin, Kıbrıs’ın kuzeyinde tek bir tane dahi kamu üniversitesi olmadığını (tek istisna, sadece öğretmen yetiştiren Öğretmen Akademisi), Kıbrıs’ın kuzeyindeki üniversite görünümlü ticarethanelerdeki sadece harç bedelinin (yani barınma, yemek, yol, kırtasiye… dahil değil) ortalama 10 bin ile 15 bin lira arasında değiştiğini ve ayrıca bu okulların nitelikli/bilimsel eğitim vermek konusunda nasıl sınıfta kaldıklarını bilmediklerini/bilmezden geldiklerini… Yani en temel haklardan biri olan eğitimin, Kıbrıs’ın kuzeyindeki devlet tarafından kamusal bir biçimde karşılanmadığını ve bunun yerinin de –her ne kadar yeterli olmasa da- burslarla doldurulmaya çalışıldığını, ancak şimdi hükümetin burslara da göz koyduğunu ve böylece artık “parası olan okusun” fikrinin iyice yerleştirilmeye çalışıldığını…
- “Yazda da burs mu olur, okul yok bir şey yok” diyenlerin, öğrencilerin yaz aylarında da okulla ilgili harcamalarının devam ettiğini (staj, kitap, ev kirası…), ayrıca zaten burs tüzüğünde de belirtildiği gibi bursun amacının sadece “okula gitmekle” değil, “eğitim hayatı” ile ilgili olduğunu (çünkü eğer burs sadece “okula gitmekle” ilgili bir şeyse, o zaman yaz aylarında meclis tatil olduğuna göre, milletvekillerine de yazda maaş verilmemesi gerekir) ve zaten yaz burslarının da, normal bursun yarısı kadarı miktarda verildiğini bilmediklerini…
- İşsizliğin yüzde 10 civarı, genç işsizliğinin ise yüzde 25 civarı olduğu bir ülkede “yazda burs mu olur, boş boş oturup para alacağınıza yazda, siz da işleyin” diyen insanların olduğunu ve bu insanlardan birinin de memleketin Eğitim Bakanı olduğunu… Yani aktif bir şekilde iş arayan ve işlemeye hazır olan gençler arasında bile işsizlik yüzde 25’ken, sadece 2-3 aylığına ülkesine tatile dönen gençlerin, yani eğitimi sürdüğünden dolayı aktif ve her işe hazır durumda olamayan gençlerin iş bulmasının çok zor olduğunu bile akılları almayacak kadar vicdanları körleşmiş insanların bulunduğunu; hadi diyelim bu öğrenciler yazda hasbelkader iş bulsalar bile bunun ancak part-time ve geçimi sağlamaya yetmeyen bir iş olabileceğini…
- Yaz burslarının kaldırılmasının yanlış olduğunu öğrenciler başta olmak üzere pek çok farklı kesimden pek çok farklı kişi dile getirmişken, yaz burslarının kaldırılması kararını alanlar da dahil olmak üzere bu kararı açıktan savunan tek bir kişi bile olmadığını ve tüm bunlara rağmen bu kararın 1 Temmuz’dan itibaren sessiz sedasız uygulanmaya başlayacağını…
- Ortada yaz burslarının kaldırılmasına dair bir karar olduğunu, ancak o kararı açıktan açığa savunan tek bir kişinin bile olmadığını, savunmak bir yana, o kararın neden alındığını açıklama ihtiyacı duyan tek bir kişinin bile olmadığını; öte yandan, bu kararın yanlış olduğunu savunan, neden yanlış olduğunu açıklayan, hem sosyal medya üzerinden hem diğer kanallardan eylemlerle/etkinliklerle sesini duyuran başta öğrenciler olmak üzere pek çok farklı kesimden pek çok farklı insanın olduğunu, ancak tüm bunlara rağmen, bu kararın, yani kimsenin savunmadığı ve herkesin karşı olduğu bu kararın, 1 Temmuz 2014’te sessiz sedasız bir şekilde yürürlüğe gireceğini…
- İktidarda biri “solcu”, diğeri “demokrat” olan partilerden oluşan bir koalisyonun olduğunu…
Biliyor muydunuz ?
Celal ÖZKIZAN
Baraka Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.