Afrika davalarında faşistleri hapse yollayan Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, “Şahsım adına içinde bulunduğumuz mevcut kurulu düzende bu göreve devam etmenin hiçbir anlam ve önemi yok.” diyerek istifa etti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu ise Tacan Reynar için “Tacan Bey’in herhangi bir tehditten korktuğuna ihtimal vermiyoruz. Eğer korksaydı, dava boyunca kararlı duruşunu muhafaza etmez, faşistleri hapse göndermezdi.
Tacan Bey kırılmakta haklıdır, peki istifa etmekte haklı mıdır? Belki “şahsı adına” haklı olabilir ama verilen mesaj anlamında kararı doğru değildir” ifadelerini kullandı.
Rahvancıoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Tacan Bey, “Afrika Davası” olarak bilinen ve 22 Ocak faşistlerinin yargılandığı davanın yargıcıydı. Savcılık ve polisin her türlü çabasına rağmen, faşistlerin ceza alması için hukuk yolunu sonuna kadar zorlamış; bu çabası nedeniyle de ölüm tehdidi almıştı. Altı aydan üç aya değişen mahkumiyetler alan faşistler ise; TDP, CTP, HP tarafından atanan Şartlı Tahliye Kurulu tarafından cezalarını tamamlamadan serbest bırakılmıştı… Bu istifa açıkça mevcut kurulu düzeni eleştiren bir istifadır. Bu da aklımıza; polis, savcılık ve hükümetin tutumuna kırgınlığı getiriyor. Yoksa Tacan Bey’in herhangi bir tehditten korktuğuna ihtimal vermiyoruz. Eğer korksaydı, dava boyunca kararlı duruşunu muhafaza etmez, faşistleri hapse göndermezdi.
Tacan Bey kırılmakta haklıdır, peki istifa etmekte haklı mıdır? Belki “şahsı adına” haklı olabilir ama bir de başka açıdan bakalım meseleye;
Faşistler açık açık linç girişiminde bulunurken polis, savcılık, CTP, TDP ve HP’nin biraraya gelerek faşistleri savunması, yargıcı yalnız bırakması tam bir ihanettir. Burası net ve açık…
Ama yargıç istifa edip ülkeyi terkettiğinde, böyle bir imkanı olmayan, bırakın Kanada’ya yerleşmeyi, arabasına benzin koyamayacak duruma gelen Kıbrıslı Türklere ne önermektedir?
Hepimizin “mevcut kurulu düzen”in sıkıntılarını eş değerde kavrayabildiğini bile varsaysak, hepimiz bu adayı terkedebilecek imkanlara sahip miyiz?
Altta kalanın canı mı çıksın, her koyun kendi bacağından mı asılsın? Ne yazık ki bu istifa böylesi sorulara yanıt içermiyor…
Bu istifa, halkımız içersindeki ilerici insanların dönüp dönüp saplandığı iki yanlış tutumdan birisini temsil ediyor: “Mevcut kurulu düzenin” rezillikleri karşısında onursuz ve karaktersiz olan ilericilerimiz, uyum sağlayıp sineye çekmeyi yeğlerken (bakınız Şartlı Tahliye Kurulu kararı ve hükümetteki partiler), onurlu insanlarımız da istifa, boykot gibi egemenlerde memnuniyet yaratan tepkisel ve bireysel tutumlara yöneliyor. Yargıcın istifa kararı yoksul, çaresiz ve sıkışmış kitlelere hiçbir alternatif sunmayan böylesi tepkisel bir karardır.
Kendisinin onurlu bir insan olduğundan hiç kuşkumuz yok. Mahkeme sürecindeki tutumuyla bunu defalarca ispatladı zaten. Ancak onurlu bir intihar da, eninde sonunda intihardır ve yaşama değil ölüme hizmet eder… Onurlu istifanın, hükümetteki onursuz ilericileri utandırmasını ve tutumlarını değiştirmelerini sağlamasını beklemek de fazlasıyla saflık olacaktır…
Bu adaya ve “mevcut kurulu düzene” sıkışıp kalmış Kıbrıslı Türklere herhangi bir çıkış yolu sunmak istiyorsak, bireysel tepkilerimizin tekrarlanabilir olup olmadığını sormak zorundayız kendimize… Siz istifa edip giderken, geriye kalanlar ne yapacak? Bizi şartlı tahliye kurulunu oluşturan partilere mi emanet ediyorsunuz?
Tacan bey, bugüne kadarki hizmetleriniz için teşekkür ederiz. Sizden öğrendiklerimiz oldu, yaptıklarınızdan da tekrarlayacaklarımız ve tekrarlamayacaklarımız olacak…
Çünkü ruhunu bu sisteme satanlardan olduğu gibi, her şeyi reddedip bireysel davranma lüksü olanlarınkinden de farklı bir yol daha var: Onurlu polisler, onurlu savcılar, öğretmenler, kamu emekçileri, partili-partisiz tüm Kıbrıslı Türkler; faşizm yaşamımızı hedef alıyor, yaşamımızı faşizme direniş haline getirelim. Bulunduğumuz her yerde direnelim, ayak sürüyelim, “hayır” diyelim, sistemin tekerine çomak sokalım, arıza çıkaralım; tıpkı Tacan Reynar’ın yaptığı gibi, bulunduğumuz konumun bize sunduğu tüm imkanlardan yararlanarak faşistlerin karşısında hayatı savunalım. Ama Tacan Reynar gibi yıpranmak, yılmak ve bezmek istemiyorsak da örgütlenelim, kolektif mücadelenin sunduğu temiz hava ile soluklanıp mücadele edelim… Çünkü bırakıp gidenler değil, kalıp direnenler kazanacak… ✌