Psykhe ile ilk kez, Apuleius’un Başkalaşımlar isimli romanında karşılaştım. Önce malum güzelliği sonra da güzelliği sebebiyle başına gelenler, beni çok etkilemişti. Düşünün Apuleius, romanında onun için şöyle diyordu “… güzelliği öylesine soluk kesici, öylesine göz kamaştırıcı ki, bu güzelliği tanımlamada, hatta yeterince övmede insan dili düpedüz yetersiz kalıyor.” Bu tarif, Psykhe ile başlayıp bütün güzelleri açığa çıkarmıştır hep bende, sadece bedende ve ruhta güzel kadınları veyahut erkekleri değil, paylaşmayı, eşitliği, özgürlüğü, sömürüsüz dünyayı ve bağımsızlığı…
Psykhe anlatıldığı gibi güzel olduğu kadar saf da biri, bir o kadar da meraklı… Tıpkı bizler yani halk gibi. Her seçim döneminde elimizden geldiğince “iyi” lere oy vermemiz. İdeolojik ortaklığı ve bu ideoloji ışığında oluşmuş dünya görüşü, programı olana değil de sevdiğimize, tanıdığımıza, kazanacak olana, bazen de hiç denenmemişe oy vermemiz gibi. Yani uzun lafın kısası oy verme veya kişisel kurtuluşu için mücadele etme dışında herhangi bir seçeneği olmadığına inanan halkım gibi.
Efsaneye göre babasına, kızının kötü kaderi, kâhinler tarafından iletilir; Psykhe’nin yazgısında çirkin ve zehirli bir yılan ile birlikte olmak vardır. Psykhe bunu öğrenince çok üzülmüştür zaten yıllar geçecek Psykhe evlenecek ve kocası, tüm evlilik boyunca onu sadece geceleri ve tamamen karanlık bir odada buluşmaya mecbur edecektir. Gizli kapaklı işler çeviren hükümetlere benzer kocası. Gözün yüreği bile görmediği buluşmaları bir süre devam eder. Kocasının arzu ve isteklerini yerine getirmeye alışır karanlıklarda Psykhe. Tabii ona sorsan kocası çok iyidir. Tıpkı son hükümetimiz gibi. Ve şükretmelidir durumuna, ya daha kötü biri ile evlenseydi! Maazallah UBP gibi.
Evet, Psykhe’ye “Bana bakman yasak!”, “Beni görmeyeceksin!”, “Kimseye benden söz etmeyeceksin!”, “Sözümden çıkmayacaksın!” diye sürekli baskı yapar kocası. “Ben, ne yapıyorsam senin iyiliğin için yapıyorum, daha iyi olasın diye neleri göze alıyorum?”, “Biliyor musun?” diyerek yakınır hep. Fakat neleri, ne için göze aldığını kimseler bilmez, tıpkı bizim CTP gibi. İktidardan her düştüğünde “Bilmediğiniz çok şey var!” “Bir bilseniz neler ile uğraşırık!”, “Göç yasasını geçirmemek için seçime gittik” falan filan. Dedim ya merak da önemli özelliklerinden Psykhe’nin. Ve içine düşmüş, yanmaktadır fitili merak dinamitinin. Acaba nasıl birisi kocam? İsmi ne? Yılan mı gerçekten? Aynı bizim gibi, merak edip duruyoruz ya; sahibi olmasa denizin, sahilin, kuşun, ağacın, ormanın ve toprağın, nasıl olurdu bu dünya? Herkesin ve hiç kimsenin olsa yani…
Kocasının kim olduğunu öğrenmeyi kafasına fena takmıştır Psykhe. Bir plan yapar. İçinde müthiş bir korku vardır hazırlıklarını yaparken. Ya gerçekten yılansa kocası? Psykhe’nin onun sözünden çıktığını, onu görmeye çalıştığını ya anlarsa? Tüm bunlara hazırlıklı olmak için biliyor usturasını Psykhe. Kandili o uykuya daldığı sırada yakmak için yatağının yanına koyuyor. Kocası zevk ile dalınca uykuya, yakıyor kandili bir elinde ustura…
Bu ülkede 2009’dan beri “Beleşe Deniz” eylemleri yapılıyor. Dokuz yıldır, Baraka Kültür Merkezi ile başlayıp diğer örgüt ve aktivistlerin katılımı ile kitleselleşen “Beleşe Deniz: Plajlar Halkındır” hareketi, eylemlerle halkın hakkı olan sahilleri, denizleri sermayenin elinden kurtarmak için uğraş veriyor. Kandilin ışığı ile yatağında yatanın kim olduğunu anlıyor Psykhe, heyacana kapılıyor, ustura bir yana düşüyor kandilin kızgın yağı ise kocasının çıplak omzuna dökülüyor, gerçeğin etkisi ile vücudu ve tüm organları titreşiyor devletin. Al işte bizim yasama organı: Herkesin de bildiği gibi anayasanın 38. maddesi ile üzerine düşeni yerine getirdi. Diğer yanda yargı organı: Yıllardır eylemler sayesinde önüne çıkarılan tüm davalarda anayasanın ve halkın yanında tavır aldı. Bizler yani halk ve aktivistler ise sonuna kadar elimizden gelenin fazlasını yaptık. Halk, yasama organı ve yargı organı tamam peki ya yürütme organı? Bizim hükümet? En az Mardinli kadar iyi insan olan Tufan ve Ayşegül! Yani başbakan ve içişleri bakanı? İkisi de hukukçu ve ikisi de yürütmede değil mi Psykhe aşkına? Gerçek er ya da geç ortaya çıkar. Psykhe’nin yatağında yatan Eros’muş. Yılan değilmiş ama yalanmış. Bir bakıma, Truva atı Afrodite’in… Psykhe’nin güzelliği karşısında korkan ve çılgına dönen ve kızı düşmanı ilan eden Aphrodite… Kendi egemenliği için onu tehdit görmüş, tıpkı sermayenin bizi tehdit gördüğü gibi. Onu haklaması için oğlu Eros’u çağırmış. Eros, Psykhe’yi bir yılana âşık etmek yerine, onun güzelliğinden etkilenip yalanlarla kendine saklamış. Sonuç olarak kâhinler doğru bilmiş: Psykhe son tahlilde insan görünümlü bir yılana varmış.
Sizden Psykhe aşkına bir şeyler yapmanızı beklemiyoruz. Yani biliyoruz ağacın, kuşun, ormanın, sahilin ve denizlerin özel mülkiyetinin ortadan kaldırılması için mücadele vermeyeceğinizi, fakat yürütmedeki hukukçular olarak, en azından anayasal hak olan plajların halk tarafından kullanılmasının engellenmesine karşı neler yapacağınızı merakla bekliyoruz. Haberiniz olsun Aphrodite de bekliyor…
Tahsin Oygar
Baraka Kültür Merkezi Aktivisti
Kaynakça:
Apuleius, Başkalaşımlar, Altın Eşek, Çev: Ç. Dürüşken, Alfa Yayıncılık, Kasım 2017, İstanbul
Görsel: Molière’in Psykhe’si Oyunu Kitap İlüstrasyonu, Afrodite, Eros ve Psykhe 1811.