1950’li ve 60’lı yıllarda TMT eliyle yürütülen ve yüzlerce masum insanın şiddet görmesine sebep olmuş “Türk’ten Türk’e kampanyası” ile güçlenen Kıbrıslı Türk tüccarlar, geçiş noktalarında Yunanca broşür dağıtarak karlarını arttırmaya çalışıyor.
Bilindiği gibi Türk Lirası’nın Euro karşısında yaşadığı değer kaybı sonrası Kıbrıslı Elenler’in adanın kuzeyinde yaptıkları başta benzin, eczane, market ve mücevher harcamalarında ciddi bir artış yaşanmış durumda. Bu durumu fırsata çeviren Kıbrıslı Türk sermayesi, alım gücü düşen Kıbrıslı Türkleri kaderine terk ederken, kendi tatlı karlarından vazgeçemiyor.
50’li yıllardan beri iki toplumun kurduğu ekonomik ilişkilerinden rahatsız olan ve bunu önlemek için türlü yöntemler deneyen olan Kıbrıslı Türk tüccar ve sermaye kesimleri; böylece yeni koşullarda da kar etmenin yolunu bulmuş durumda. Krizin halkın alım gücünde yarattığı gerilemeyi Kıbrıslı Elenler’e satış yaparak telafi eden tüccarlar, giderek yoksullaşan emekçileri rahatça sömürmenin de keyfini çıkarıyor.
Yeter ki Para Tüccarda Kalsın!
Türk’ten Türk’e kampanyası olarak bilinen ancak sermayeyi semirtmek için faşist baskı önlemleri ile yürütülen kampanyadan başlayarak esas amaç her zaman tüccarın kar etmesi olmuştu. Kampanyanın ilk yıllarında Kıbrıslı Türk tüccarların, Kıbrıslı Elen tüccarlardan aldıkları malları üzerine fazladan kar koyarak Kıbrıslı Türk halkına sattığı bilinen bir gerçek. Kendisi mallarını Kıbrıslı Elenler’den alan Kıbrıslı Türk tüccarlar daha en baştan kendi kampanyalarının sahte olduğunu ortaya koymuşlardı.
Geçiş noktalarının açıldığı 2003 Nisan ayından günümüze kadar ise Kıbrıslı Türklerin güneyde harcama yapmasından şikayetçi olan tüccarlar, bunun yerli sermayeyi olumsuz etkilediğini ve Kıbrıslı Türk halkının daha güçlü olması için kuzeyden alışveriş yapılması gerektiğini iddia ediyorlardı. Bunu “Türk’ten Türk’e Kampanyası” günlerinde olduğu gibi baskı ve şiddet ile yürütemeseler de, eski TMTciler’in ve yeni sağ unsurların milliyetçilikten kaynaklı desteği sürekli görev başındaydı.
Şimdilerde ise TL ile Euro arasındaki kur farkını avantaja çeviren tüccarlar kendilerine satış yapmak için Kıbrıslı Elenler’i seçmiş durumdalar. Tüccarların 1950’lerde “ben kimden alırsam alırım, siz benden alacaksınız”, 2003’den bugüne “kaça satarsam satayım benden alacaksınız” ve içinde bulunduğumuz kriz ortamında da “başınızın çaresine bakın ben malımı satacağım” tutumu içinde olması; “Türk’ten Türk’e Kampanyası”nın esasında “Her Şey Tüccar İçin Kampanyası” olduğunu net bir şekilde ortaya sermiş durumda.
Bu konuda sessizliğini koruyan TMT Derneği ise daha ilk günlerden bu amacın farkında olduğunu ve tüccar semirdiği sürece halka ne olduğu ile ilgilenmediğini göstermiş oluyor.