Troyka adıyla bilinen ve IMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu’ndan (AB’nin yürütme organı) oluşan üçlü, Kıbrıs’ın güneyinde ekonomik olarak neyin nasıl yapılması gerektiğine dair dayatmalarına devam ediyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde TC Yardım Heyeti ve TC Elçiliği’nin, en genel olarak da Ankara hükümetlerinin pozisyonuna benzer bir şekilde, Kıbrıs’ın güneyinde de Troyka hüküm sürüyor. Güneydeki son gelişmelere baktığımızda, hem AB’deki genel olumsuz gidişattan izler, hem de Kıbrıs’ın güneyinin kendine özgü koşulları gereği daha da ciddi sorunlara rastlayabiliyoruz (örneğin Kıbrıs Cumhuriyeti, AB ülkeleri içinde işsizlik oranı en yüksek olan ülkelerden bir tanesi). Tıpkı AB’deki pek çok ülkede olduğu gibi, “kemer sıkma” ve “krize çözüm bulma” adı altında AB üyesi ülkelerin halkları küçük bir azınlığın çıkarı ve zenginliği uğruna çok sıkı neoliberal uygulamalara tabi tutuluyorlar. Ancak zaten kriz neoliberalizmin krizi olduğundan ve krize çözüm olarak sunulan şey krize sebep olanın kendisi olduğundan, bu kısır döngünün mantıksız işleyişi AB halklarının sırtından ve alınterinden yürütülüyor.
Troyka “emir ve görüşlerini” iletti…
İşte bu kısır döngü uygulamasını sürdürmek doğrultusunda, Kıbrıs’ın güneyine Troyka’dan dördü
ncü “denetim heyeti” geldi ve bu heyet, bir komutanın içtima alması gibi karşısına Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerini dizip “emir ve görüşlerini” iletti. Önce Troyka heyeti Sağlık Bakanı ile görüşüp 2015’te hayata geçirilip 2016’da tamamen uygulanır hale gelecek olan Yeni Sağlık Şeması hakkında konuştular (Kıbrıs’ın güneyinde ücretsiz (ya da makul ücretlere) tedavi olan Kıbrıslı Türklerin pek çoğu, bilindiği üzere sağlıktaki yeni düzenlemelerden sonra bu haklarını kaybetmişlerdi). Troyka heyeti bunun ardından Kıbrıs Ecza İlaçları Araştırma ve Geliştirme Şirketleri Derneği’ne teşrif buyurup Yeni Sağlık Şeması ile bağlantısı olan konulara dair burada da bazı ahkam kesişlerde bulundular. Her ne kadar Dernek yetkililerinden Kyriacos Mikellis “başka ülkelerde uygulanmayan bir sistemi Kıbrıs’ta uygulamak istemiyoruz; hastaların faydasına işleyecek bir şey istiyoruz” dese de, Troyka heyetinin “kapitalizm hasta olursa, tedavi parasını emekçiler öder” zihniyetinin temsilcisi olmasından dolayı, Mikellis’in bu dileklerinin gerçekleşme ihtimali yüksek değil.
Patronlar mağdur oldu!
Daha sonra Troyka heyeti Kıbrıs Merkez Bankası’na da gidip orda da “temaslarda bulundular”. En son da “yerli işbirlikçiler” kontenjanından Kıbrıs Patronlar ve Sanayiciler Federasyonu’nu ziyaret eden Troyka heyeti, burda muhtemeldir ki coşkuyla karşılandı. Federasyon başkanı Filios Zachariades yüksek işsizlik oranlarının gerekçesini “piyasadaki likidite eksikliği şirketlerin büyümesini ya da yeni şirketlerin piyasaya girmesini engelliyor ve böylece yeni istihdam alanları yaratılamıyor” cümlesiyle açıklayarak, sermayeyi zeytinyağı gibi üste çıkarmayı başarmıştır; çünkü bizim bildiğimiz kadarıyla çalışanı işten atan patronun kendisiyken, patronun işsizliğin sebebi olarak “piyasadaki likidite eksikliği”nden ve “şirketlerin büyüyemesinden” söz edip neredeyse kendini de mağdur olarak göstermesi, elbette Kıbrıs’ın mizah tarihinde hak ettiği yeri alacaktır.
HABER: ANKARA DEĞİL LEFKOŞA-CELAL ÖZKIZAN
KAYNAK: CYPRUS MAİL
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.