“Test Yapılacağını Söylüyor ama Varlığımızı Bile Unutuyorsunuz”

Yurtdışınan Kıbrıs’a gelip karantinada 14 gün geçiren Osman Tuğsal, yaşadıklarını sosyal medya hesabından duyurdu. Tuğsal, yaptığı açıklamada, karantinada olan ve kontrolde tutulacağı söylenen kişilerin arayıp sorulmadığını ifade ederek, test yapılacağının söylendiği fakat kendisine test yapılmadığı belirtildi.

Açıklama şöyle:

Genelde müziğimden başka şeylerle gündeme gelmeyi sevmediğimden böyle konuşmalara girmem fakat bu toplumdan genç bir birey olarak hepimiz adına sesimi çıkarmam gerektiğini düşünüyorum. Başımdan geçen olayları tüm şeffaflığı ile değiştirmeden anlatacağım. En baştan başlayarak;

17 Mart günü Londra’dan adaya giriş yaptım. Ercan girişinde, karantinada olacağım yerin adresinden, iletişim numaralarına kadar bilgilerim alındı ki olması gereken de buydu. Karantina süresinde beni kontrole geleceklerini ve 14 günün sonunda test yapacaklarını belirttiler.

Tam ev karantinası bitmişken yeni bir haber geldi, 7 gün daha izole olun diye. Bu arada, ailemi korumak adına onlardan bağımsız boş bir ev de kalıyorum ama tüm ihtiyaçlarım için onlar sürekli olarak iki ev arası seyahat halinde olmak durumundular.

14.günün sonunda bakanlığın verdiği numarayı arıyor ve bugün gelecektiniz, gelmediniz diyorum. En başta öyle söylemiştik ama çok yoğunuz, 21 gün izalasyona devam edin semptom göstermezseniz tamamdır diyorlar. Bir çok resmi örgütün açıklamasında bu hastalığın semptomsuzda geçtiğini açıkladığını söylüyorum. Buna cevap olarak 21 gün izoleyseniz tamamdır diyorlar ve telefon kapanıyor. İçimize sinmediğinden ertesi gün bu numarayı babam arayıp, bir kez daha; test yapacaktınız, otellerde karantinada olan herkese yaptınız, ev karantinasında olanlarda yurt dışından geldi diyor. O da benimle aynı cevabı alıyor.

Asıl hikaye şimdi başlıyor;

Bugünden bir kaç gün önce nefes darlığı çekmeye başlıyorum, açıkcası alerjik olduğumdan ve her baharda bunu az çok yaşadığımdan dolayı pek de endişelenmiyorum. Fakat bu durum beni biraz huzursuz ediyor ve 5 Nisan tarihinde bakanlığın numarasını arayıp şikayetlerimden bahsediyorum. Bu kez bana test yapmak için semptomlarımın yeterli olmadığını söylüyorlar. Ben ısrarcı oluyorum, yeniden onlara bu hastalığın az semptomlarla geçtiğini, resmi açıklamalara göre algoritmanın değiştiğini hatırlatıyorum, bu kez beni bir doktora bağlıyorlar, doktor bana telefonda, 21 gündür izole olmuşsanız tamamdır diyor. 19. gündeyim, rahatsızım, test yapılmasında ısrarcıyım, ailem benimle ilgilenmek zorunda, onları korumak istiyorum diyorum yoksa ciddi bir durum olduğunu ben de sanmıyorum ama böyle bir dönemde varsayımlar üstünden hareket etmek kimse için doğru olmaz diyorum. Sanırım ısrar etmem biraz rahatsızlık vermiş olacak ki bana o zaman Ateş Polikliniğine gitmemi, orada uygun bulurlarsa test yapacaklarını söylüyor doktor bey. Ben de diyorum ki ben karantinadayım, arabam da yok, karantina kurallarını ihlal mı edeyim ? Bana diyorlar ki 21 günün dolmasını bekleyin öyle gelin. Bu cevabı pek mantıklı bulmamıştım ki hala daha da bulmuyorum fakat konuşmanın bir yere varmayacağını anladığımdan telefonu kapatıyorum. Bundan sonra yaşananları, ben algılamakta çok güçlük çekiyorum ama anlatmaya devam edeyim;

Bu telefon konuşmasının gecesi (5 Nisan) belki de biraz da gerildiğimden, çok zor geçiyor, aldığım nefes yetmezmiş gibi hissediyorum, ancak sabaha doğru uyuyabiliyor ve öğlen uyanınca da hemen sağlık bakanlığının numarasını yeniden arıyorum, bu kez daha ısrarcı şekilde konuşuyorum. Size döneceğiz diyorlar ve bir süre sonra arıyorlar. Telefondaki kadın sesi bana şunu söylüyor: “Osman bey, ÖYKÜNÜZÜ doktor beye anlattık, gelsin kontrol edelim dedi diyorlar. Ana kapıya gelip X doktoruna ulaşın diyorlar. Ana kapıdaki X doktoru beni görünce durumun çok ciddi olduğunu sandım, iyi görünüyorsunuz, polikliniğe gidin test yapsınlar diyor. Polikliniğe gidip derdimi anlatıyorum ve işler bu noktada iyice çirkinleşiyor. Birazdan bahsedeceğim doktorun adını kendime saygımdan vermeyeceğim ama kesinlikle topluma adı duyurulmalı diye düşünüyorum. Beni içeriye bir muayene odasına alıyorlar ve bu doktor beni hiç konuşturmadan sorulara başlıyor;

-Ateş var mı?

+Yok

-Öksürük ?

+Yok

-Nefes darlığı?

+Var

-Başka şikayetiniz yok yani ?

+Biliyorum mevsimsel de olabilir ama biliyorsunuz semptom göstermeden de bu hasta…(sözüm kesiliyor)

-Ne kadardır karantinadasınız?

+Saymayı bıraktım. (Aklımda hesaplamaya çalışıyorum)

-14 Marttan itibaren gelen herkesi otellere almıştık, siz 14 Marttan önce geldiniz, 21 günü geçti, birşeyiniz olduğunu sanmıyorum.

-Hayır benim 21 günü geçmedi. Uçak biletimi görmek ister misiniz ?

+Evet

-Bakın dijital uçak biletim, adaya 17sinin sabahı geldim, otel karantinaları ise 17sinin gecesi başladı.

+Tamam işte 21 günü geçti

-Hayır bugün 20. gün oluyor

+21 günden sonra birşey olmaz ABiCİM muhtemelen negatifsin.

-Bugün 20.gün işinize karışmak gibi olmasın ama hasatlık varsa ne zaman başladığını bilemeyiz, semptom göstermeden de atlatılabiliyor, bir şeyim olduğunu ben de sanmıyorum ama etrafımı korumak adına bu test gerekli diye düşünüyorum. Ayrıca sizi aradım, otellere ekip yollarken, bana karantinadan çıkıp buraya gelmemi söylediniz. Beni riske atmış oldunuz.

+Üstünü çıkar muayene edelim.

-Derin nefes al

+Zorlanıyorum

-Bekleme salonuna geç birazdan gelip bilgilendireceğim.

(BİRAZDAN)

Doktor bey elinde bilgilerim yazan bir kağıtla geliyor ve aramızda yaşanan dialog şu şekilde;

-Bu kağıdı al acile git, herhangi bir sorunun olabilir, ateş ve öksürüğün olmadığı sürece buraya gelme.

+(Tekrar) Semptom göstermeden geçen bir çok hastalık var ayrıca beni buraya siz çağırdınız. Bir test bile yapmayacak mısınız? Beni boşuna riske atmış oldunuz. Otellerdeki herkese test yaptınız. Test yapmanız için ne olması lazım ?

-Ben kimseye test yapmadım!

+Ben siz yaptınız demiyorum, fakat konuşmalarınızı tutarsız buluyorum. Bizi riske atıyorsunuz… diye başlıyorum konuşmaya,

Ben böyle başlayınca doktor kişisi, karşısında diyaloğa girdiği kişi bir insan, bir birey değilmişcesine, elini bir şeye sitem edercesine sallayarak, cevap vermeden, arkasını dönüp uzaklaşıyor.

Ben de yerimden kalkıp kapıya doğru yürürken bizimle dalga geçiyorsunuz, beni buraya siz çağırdınız diye yineliyorum. Bu kez bana cevap veriyor; “Bu testi yapsak pozitif veya negatif çıksan ne olacak için mi rahatlayacak” .

Cevap vermeye değer bir cümle değildi, oradan uzaklaştım ve kendimi riske attığımla kaldım. Sağlık çalışanlarına ve aldıkları riske saygım sonsuz, “doktorların ne çektiğini bilmeden insanlarla ilgili yanlış düşünme” diye savunanlar olacaktır. Ben ne yaşadığımı biliyorum ve durum ne olursa olsun, bir devlet doktorunun hastaya bu şekilde davranmasını asla ve asla kabul etmiyorum. Bana kendimi deli gibi hissetiremezsiniz.

Nitekim özel hastahanede film çekip, aile doktorumla iletişimde olduk, akciğerde enfeksiyon görüldüğünü ve muhtemelen, alerjiye bağlı olduğunu konuştuk.

Nefatifim veya Pozitifim, bilmiyorum. Bildiğim bir şey var ama pozitif olabilirim ya da olabilirdim ve semptom göstermeden pozitif vakalar olacağı da kesin. Devletin bu sistemsizliği kesinlikle ama kesinlikle kabul edilebilir değil. Kimseyi rencide etmemek adına susmayı düşünmüştüm ama içimde bir çığ gibi büyüdü öfkem. Sağlık çalışanlarımıza saygım sonsuz, onları sevgi ile selamlıyorum. Herkesi biraz anlayışa, saygıya ve devletimizi de tedbirli olmaya davet ediyorum.

Bu hikayeden çıkaralıcak dersi özetlemek gerekirse;

-Karantinada olan ve kontrolde tutulacağını söylediğiniz bir kişiyi ne arayıp ne soruyorsunuz

-Test yapılacağını söylüyor fakat varlığımızı bile unutuyorsunuz

-Acil bir durumda muayene olmak için 5 kez ayrı ayrı telefon açıp, baskıcı olmamız gerekiyor.