İlerleyen aydınlığın içindeyim
Ellerim iştahlı, dünya güzel.
Gözlerim doyamıyor ağaçlara
Ağaçlar öyle ümitli, öyle yeşil.
Güneşli bir yol gidiyor dutlukların arkasından
Mapushane revirinde penceredeyim.
Duymuyorum ilaçların kokusunu,
Bir yerlerde karanfiller açmış olacak.
İşte böyle Laz İsmail,
mesele esir düşmekte değil,
teslim olmamakta bütün mesele!
Nazım Hikmet
İşgal altında ve bu işgalin yarattığı çarpık düzenle yani statükoyla boğuşuyoruz yıllardır. Önce üretimden koparıldık, ‘siz üretmeyin,biz size veririz’ diyerek. Ve bunu diyenler bizi kendilerine bağımlı hale getirmek için gerekli gördükleri adımları atmakta hiç de gecikmediler. Denizlerimiz-dağlarımız parsellendi, kurumlarımız, kitlerimiz (KTHY, ETİ) kapatıldı (batırıldı!). Ve sıra en temel ihtiyaçlarımızdan suyumuza ve elektriğimize el koymaya kadar geldi.
Sağ hükümetlerin ve partilerin şükrancı kimliklerinden dolayı yapılanlara itiraz etmesini bekleyemeyiz (Zaten etmiyorlar). Sol(?!) partiler ise karşı gelecek poltikalar üretemediği gibi çözüm olana kadar teslimiyet içerisinde kalmayı yeğlemekte ve kendilerinin bir parçası olmadığı, emperyalist güçlerin dayattığı bir çözümden medet ummaktadırlar.
Kurumlarımıza ve kimliğimize karşı yapılan bu saldırılara, karşı duruş sergilemek durumundayız. Karşı durmak için çözümü beklemek lüksümüz yoktur. Bunun yolu kendi halkına güvenmekten ve emekçilerini örgütlemekten geçer. İşte tam da bu yüzden özel sektöre sendika diyoruz.
Sendikasız olmak, güvencesi olmayan ve ekmeği patronun iki dudağı arasında olan bir çalışanın bırakın örgütlenmesini, siyasi ve toplumsal konularda dahi duyarlılık göstermesini zorlaştırmaktadır. İşte tam da bu yüzden özel sektöre sendika diyoruz.
Hem özel sektörde emekçilerin sömürülmesini engellemek, hem de toplumsal örgütlülüğü yükseltmek adına bu talebi dillendirmek ve savunmak, sol değerlere bağlı olan her insanın sorumluluğudur.
Ne sağın şükrancılığı, ne solun(!) teslimiyetçiliği bizi mücadeleden uzaklaştırmamalı. ‘Bu memleket bizim’ diyorsak, gerçek anlamda söz sahibi olduğumuz ve yönettiğimiz bir memleket olabilmesi için, umutsuzluğa kapılmadan bütün mücadele yollarını zorlamalıyız. Çünkü gidecek başka bir yerimiz yok, niyetimiz de yok. Yukarıda Nazım Hikmet’in şiirinde dediği gibi ;
“mesele esir düşmekte değil,
teslim olmamakta bütün mesele”
Ahmet Karakaşlı