Tek Suçlu Kuraklık Mı? Toprağın Beyaz Ölümü: Tuz – Hayrettin Seheroğlu

Tuzluluk oranı yoğun miktarda artan ve gitgide yok olan yeraltı sularının ve tarımsal arazilerin tek sebebi kuraklık mı ?

Bu yazımda beni oldukça korkutan bir manzarayı anlatacağım.

***

Yok Olan, Tuzlanan Yeraltı Su Kaynakları ve Tarımsal Araziler!

Yeraltı suları; göller ve barajlar kadar su kaynaklarımız açısından önemlidir. İçme sularımız ve kullanma sularımızın çoğu yeraltı su kaynaklarından temin edilmektedir.
Fakat yıllardır altyapı sorunları dolayısıyla yeraltı su kaynaklarımız yok olmaya başlamış, toprak yüzeyinden oldukça alçalmış ve bazı bölgelerde neredeyse deniz seviyesine kadar yaklaşmıştır; bu sebeple de tuzluluk oranı oldukça artmıştır.

Yeraltı sularının yüzeyden alçalmasının nedeni sadece az olan yağışlar değildir. Aşırı miktarda bulunan artezyen kuyular ile çekilen sular yeraltı sularının yüzeyden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Toplam 14 bin 688 adet kuyu var iken sadece 428 tanesi devlete aittir (Eylül 1981- Mart 2017).Yağışların azalması yetmezmiş gibi, çekilen suların hala daha vahşi sulamada kullanılması, suyun azalmasından dolayı da bilinçsizce artezyen kuyularının daha derine kazılması, hükümetin kuraklık dinlemeden çiftçilikle uğraşmayan kişilere bile sırf yandaş olduğundan yeni kuyu izinleri vermesi, yeraltı sularını seçim vaadi olarak kullanması, bazı bölgelerde neredeyse yan yana kazılan artezyen kuyuları yeraltı sularının yok olmasına ve sularda ki tuzluluk miktarının çok fazla artmasına neden oluyor.

Aşırı derecede artan sudaki tuz miktarı bizi oldukça korkunç bir manzaraya sürüklemektedir. Tuzlu sularla sulanan araziler yıldan yıla tarım yapılamayacak hale gelmektedir. Tarımın bu denli önemli olduğu ülkemizde tarım arazilerimizi bilinçsiz sulama ve tuzlanan sulardan ötürü kaybediyoruz. Bazı artezyen kuyularının suları neredeyse deniz suyu tuzluluğuna yaklaşmıştır. Her sulamada daha da tuzlanan tarım arazilerinde gelecek yıllarda hiçbir şey yetiştiremeyeceğiz.

Tuzlanan tarım arazilerinin ıslahı çok uzun ve maliyetlidir. Üreticilerin mutlaka çok geç olmadan sularını ve topraklarını analiz ettirmesi gerekmektedir. Analiz sonuçlarına göre ürünler yetiştirmeli ve önlemler alınmalıdır.

Örneğin, tuzluluk oranı yüksek arazilerde tuza dayanıklı bitki yetiştirilmelidir. Sulanacak arazilerde drenaj iyi yapılmalıdır. Vahşi (salma) sulama yerine damlama ve yağmurlama sulama sistemlerinin kullanılması teşvik edilmelidir. Hükümetin denetimleri artırması ve ciddiye alması, gerekirse birbirlerine aşırı yakın bulunan artezyen kuyularını ya denetime alması ya da kapattırması gerekmektedir. Eğer geleceğimize sahip çıkmak istiyorsak, su kaynaklarımızı seçim vaadi ile kullananlardan çok geç olmadan hesap sormalıyız.

Unutulmamalıdır ki denetim, eğitim ve altyapı eksiklikleri yaratarak verimsizleştirdikleri su kaynaklarımızı özelleştirenler ve tek düşüncesi adaya suyu nasıl satarım olan , sadece kar yapmayı amaçlayan bir şirketin topraklarımızda yaratılacak tahribat ile ilgili hiçbir endişe duymayacağıdır.

Unutulmamalıdır ki bunları yaratanlar yarın karşımıza köylüyü çiftçiyi destekleyeceğiz diye çıkacaklardır. Bilinmelidir ki bunlar köylüye ve çiftçiye en ağır darbeyi vuranlardır.

Topraklarımızı tahrip eden, denetlemeyen ve kendi su kuyularımızı dahi özel şirketlere peşkeş çekenlerden hesap soracağız!

Bağımsızlık Yolu Üyesi
Hayrettin Seheroğlu