Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın kendisine sorulan bir soruya “ Kıbrıslı Türk halkı için ilhak asla bir seçenek değildir” yanıtı vermesi üzerine TC egemenlerinin topyekün saldırıya geçtiği bu günlerde TC’nin Kıbrıs’la ilgili resmi politikasının özünü www.ankaradegillefkosa.org olarak kamuoyuna sunuyoruz.
23 Temmuz 1974 tarihinde TBMM’de yapılan gizli oturumda CGP milletvekili Turan Feyzioğlu’nun konuşması esas amacı gün yüzüne çıkarır nitelikte.
Feyzioğlu, Kıbrıs’ın bağlantısız olmasının NATO için tehdit olduğunu vurgularken, Kıbrıs’taki Türk Cemaatin öyle veya böyle Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altında kalıp, TC’nin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini belirtiyor.
En önemlisi Feyzioğlu, Kıbrıslı Türk halkının TC egemenliği altında kalması gerekliliğinin taktik icabı telafuz edilmemesi gerektiğini belirtirken, aslında daha sonra kurulan kktc’nin bağımsız olduğu savının bir aldatmaca olduğunu da ta o zamandan söylüyor.
İşte o konuşma:
TBMM Birleşik Toplantısı, 4. Birleşim, Gizli Oturum
23 Temmuz 1974 Salı, Saat 15:00
“… Yunan Cuntasının düşmanı olan bazı Yunanlıların neşrettikleri bültenden aktarılan ifadelerde Adanın Yunanistan’a ilhakı veya Adanın Türkiye ile Yunanistan arasında taksimi yolundaki, her ikisi de NATO’nun yararına olacak formüllerin karşısında başlıca engel Makarios’tu. Makarios’un ayrılmasıyla taksimin de yolu açıldı denmektedir.
Bizzat Makarios’tan Baf’tan kendi sesiyle Kıbrıslıları cuntaya karşı, Sampson’a karşı ve onun Atina’daki suç ortaklarına karşı tahrik ederken söylediği sözü Yüce Meclisin ve Hükümetin dikkatine arz etmeyi vazife sayıyorum. “Benim ayrılmamla taksimin yolu açılacaktır. Taksime götürmek isteyenlerin oyunudur o iş” diye taksim yolunun açılabileceğini, kendi ayrılmasıyla bizzat Makarios’un görmesi ve ilk dakikalarda ima etmesi üzerinde durulması gereken bir konudur.”
Turhan Feyzioğlu’nun tarihi konuşmasından en dikkat çekici cümleler ise şunlardır:
“… Değerli arkadaşlarım eski statü yıkılmıştır. Eski statü denenmiştir. Makarios’un avdeti eski statüye avdettir. Hiç bir şekilde bizim için bundan evvelki statülere benzer bir statünün milli menfaatlerimizi, hayati milli menfaatlerimizi yeteri kadar güvenceye alması mümkün değildir. Bu batması mümkün olmayan uçak gemisinde Türkiye Cumhuriyeti’ne bir yer lazımdır ve Türk Cemaatine güvenli bir yer lazımdır. Türk Cemaatinin orada limanı bile, uçak alanı ile Türkiye’nin daima gelebileceği, gidebileceği Türk egemenliği altında, şu veya bu şekilde Türk egemenliği altında bir yerde bulunması lazımdır. Daha evvel ifade ettim. Cumhuriyet Hükümetinden hele bu noktada böyle bir şeyi telaffuz etmesini beklemiyorum. Taktik başka şeydir, milli hedef başka şeydir.
Biz de bugün taktik icabı Kıbrıs’ın bağımsızlığına uzanan eller kırılmalı diyebiliriz. Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünden bahsedebiliriz. Bundan evvelki rejimin demokratik olduğu, seçimle işbaşına geldiği, yerine gelen rejimin hakikaten her manada gayrı meşru olduğu noktasından yararlanabiliriz. Bütün bunlar bir yara rica ediyorum, milli hedefimiz olan, Yunanlı’nın milli hedefinden vaz geçmediği gibi bizim de milli hedefimiz olan taksimden vazgeçmememiz hayati önem taşıdığını bir defa daha arz ederim.