ADL ÖZEL
Yenidüzen Gazetesi, kamuda yetkili sendikaların protokol masasını terk etmesinin ardından “Protokol Masası Gerçeği” başlıklı bir dosya hazırladı. Dosya sunulurken, “bazı sendikaların ‘boş’ dediği bakanlığın yanıtlarında birçok konuda çözüm önerileri ve kapsamlı uzlaşı teklifleri yer aldı” ifadesiyle sermaye çevrelerine yakınlığıyla bilinen Maliye Bakanı Zeren Mungan’ın sendikalara cevaplarının öne çıkarılması dikkat çekti.
Hatırlanacağı üzere sendikaların GÖÇ YASASININ iptaline ve bu yasanın, kamu emekçilerinin aleyhine yarattığı çalışma koşullarının iyileştirilmesine ilişkin taleplerine bakanlık tarafından olumsuz yanıt verilmişti. Sendikalar da haklı bir tavırla, GÖÇ YASASI ve onun tamamlayıcısı olarak hazırlanan “Kamu Reformu Yasası” ile sınırlandırılan sözde protokol masasını terk ederek mücadeleyi alanlara taşıyacaklarının sinyallerini veren açıklamalarda bulunmuşlardı. Böyle bir eylemlilik süreci arifesinde “emek en yüce değerdir” şiarıyla yayın yaptığını iddia eden yenidüzen gazetesinin sendikaların elini zayıflatan bu tavrı, mücadelenin seyrinde egemenlerin lehine etki etmektedir.
Açıktır ki, GÖÇ YASASI ve onu takiben hazırlanan benzerlerinin çalışanlar nezdinde bir meşruluğu yoktur. Bu yasaları çalışanlara rağmen yürürlüğe koymanın tek yolu; sürer durumun yarattığı eşitsizlik ve adaletsizlikleri kaşıyarakk, kamu çalışanlarıyla halkın geriye kalanın ortak hareket etmesini engellemektir. Bu yolun en kestirme olanı ise sendikaları yıpratmaktır. Yasayı iptal edeceğiz diyerek hükümet olanların, tepkileri hafifletmek ve çalışanları karşı karşıya getirmek adına gündeme getirdikleri “refah payı” uygulamasında “eşitlik” adına hayat pahalılığı uygulamasının durdurulmasını göz ardı eden yenidüzen gazetesi, benzer bir tavırla sendikalar karşısında yer alarak uygulamayı meşrulaştırmaya çalışmıştı.
Ülkedeki, toplumsal-ekonomik sorunların dayattığı mücadele koşulları ortadayken, objektif olmakla tarafsız olmayı karıştıran, sermayeye yapılan kıyaklar sonrası sesini yükseltmeyen, tarafsızlığını bozmayan, ülkenin kanayan yarası, özel sektör çalışanlarının örgütsüzlüğünü ve sömürüsünü sadece kamuda örgütlü sendikaları yıpratmak adına gündeme getiren Yenidüzen Gazetesi göstermiştir ki; liberalizm salt ekonomik bir doktrinden ibaret değildir. Sendikal mücadelenin sorunlarını, zafiyetlerini yapıcı eleştirel bir yaklaşımla ele almak yerine, ülkedeki anomalilerin baş müsebbibiymiş gibi vurgulayanlar, dahası yasaları dayatanların söylemlerini olumlayanlar kimden yana olabilirler? Bu yasaları dayatanlar Kıbrıslı Türk halkına son sözlerini söylemiş, kendi yollarını çizmişlerdir: “asgari refahta azami eşitlik.” Şimdi kimin ne olduğunu, nerde, kimden yana durduğunu bu söyleme karşı alınacak tavırlar, yola karşı açılacak yeni yollar belirleyecektir.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.