Ülkemizde tekrardan tam gün eğitim tartışması yavaş yavaş başlamış durumda. Tekrardan diyorum, çünkü belli periyotlarda bu konu açılıp sonra bir şekilde rafa kaldırılan bir konu olarak gündemimize sürekli gelmektedir. Hatta günün sonunda suç öğretmenlere atılır. Öğretmenlerin rahatlarını bozmak istemedikleri gibi gerçeklikle alakası olmayan bir bahane de ortaya atılır ve konu kapanır.
Aslında bu konunun konuşulmasının birkaç sebebi var. Gerçekten tam gün eğitim aileler açısından bir ihtiyaç haline geldi. Çünkü değişen toplum yapısında çalışan anne ve babaların oluşu, mesai saatlerinin akşam 4, 5 gibi bitmesinden dolayı aileler çocuklarına bakmakta zorlanmaya başladı. Bu anlamda maddi imkanları daha iyi olan aileler çocuklarını özel okullara yollayarak sorunu çözmeye çalıştılar. Ancak ekonomik olarak durumu olmayan aileler çocuklarına bakma konusunda anne, babalarından yardım almak zorunda kalıyorlar. Hatta bazı çocuklarımızın eve gidip yalnız başına anne, babasını beklediğini de biliyoruz. Tabi bence sadece bu sebebi konuşmak siyasilerin yaptığı populist bir davranıştan başka birşey değildir. Çünkü tam gün eğitimi bu sebebe indirgemek öğretmeni çocuk bakıcısı durumuna koyan, tam gün eğitimin içini boşaltmaktan başka hiçbirşeye yaramayan bir durumdur.
Tam gün eğitimi konuşmaktan önce şu tespiti yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Okullarımızda hangi alanlarda yetersizlik yaşıyoruz? Mevcut müfredata bakacak olursak akademik derslerin fazla fazla olduğunu açık açık görebiliyoruz. Ancak takım sporları, sanatsal faaliyetleri çalışacak yeterli vakit hiç yoktur. Tüm çocuklarımızın da hem spor hem de sanatsal faaliyetlerden yararlanacak imkanları bulmaları anlamında tam gün eğitimin gerekli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir eğitimci olarak yaptığım gözlemlerde okul takımı çalıştıran öğretmen arkadaşların zaten hali hazırda ekstra gönüllü emek ile çalışarak hazırlandığını görüyorum. Aynı zamanda sanatsal faaliyetler ile ilgili de aynı durum geçerli. Bu anlamda tam gün eğitime geçilecekse yapılacak yeni eğitim-öğretim programlarında öğleden sonra yapılacak derslerde sporsal ve sanatsal faaliyetlere yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Peki bu durum da yapabilir miyiz? Hayır. Neden mi? İki sebebi var. Bir yarışmacı eğitim sistemi ve okulların altyapı yetersizlikleri.
Yarışmacı eğitim sisteminin bir ürünü olan kolej sınavı çocuklarımızın başka birşey yapmasına fırsat vermeden hazırlanmaya zorluyor. Bu yarışın içinde çocuğunun daha iyi yer edinmesini isteyen aileler çocuklarını dersanelere gönderiyor. Bu şekilde yıllardır giden bu sistem dersaneleri eğitim sisteminin içine bir virüs gibi yerleştirdi. Ve tam gün eğitime geçilmesi öncelikle dersanelerin işini sekteye vurduracaktır. Aynı zamanda yarışmacı eğitim sistemi var oldukça hayal ettiğimiz gibi tam gün eğitim gerçekleşse bile çocuğunu sınava hazırlayan aileler çocuklarını okul yerine özel derslere ya da dersanelere yollamaya devam edecektir. Bu durumda uygulamada başarısız bir tam gün eğitim olacaktır.
Okulların lojistik yapısı da bir sorun olarak duruyor. Özellikle ilkokullarda çok amaçlı spor salonlarına sahip okulların sayısı bir elimizin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Bu durumda okullarımızda yapılacak takım sporlarını ve sanatsal faaliyetleri çalışacak bir ortam şu an için bulunmamaktadır. Hatta işin trajikomik tarafı bazı okul binalarımız hala daha şuan ki mevcut eğitimi bile yapmakta zorlanacak haldedir. Bunun yanında okullarda yemekhane sorunu bulunmaktadır. Çocuklarımızın düzgün yemek yiyebilecekleri alan okullarımızda bulunmaktadır. Tüm bu sorunlar çözülmeden tam gün eğitime geçilirse başarısız olunacaktır.
Peki tam gün eğitim olamaz mı? Hayır. Olabilir. Ancak bunlar hiçbir çalışma yapmadan bir bakanın tam gün eğitime geçeceğiz demesi kadar kolay bir durum değil. Tam gün eğitim ile ilgili tartışmayı eğer populizm olsun diye konuşmuyorsak ve bu konuda samimiysek. Tam gün eğitim ile birlikte eğitim sistemimizi yeni baştan bir elden geçirmemiz ve tam gün eğitime göre şekillendirmemiz gerekmektedir. Bununla beraber zamanla okullarımızı altyapı anlamında da hazırlamamız gerekmektedir. Bunların düşünüldüğü ve konuşulduğu zaman tam gün eğitim gerekli ve ülkemiz için bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda da tam gün eğitime geçmeyi söylemek sözde değil eğitimde devrimci radikal kararlar gerektirir.
Onur Bütüner
Baraka Aktivisti