Geçen hafta CTP başkanı Mehmet Ali Talat benim de katıldığım bir toplantıda aynen şu cümleleri kullandı: “CTP solcu bir partidir ama bir sınıf partisi değildir.”
Malumun beyanıydı bu cümle o yüzden pek de şaşırmadım. Ama şaşıranlar çoktu.
Neden şaşırmışlardı?
Çünkü bu partinin tüzüğünde halen “CTP sosyalist bir partidir” yazıyordu ve pek tabii ki sosyalist bir parti emekçi sınıfların partisi olmak durumundaydı.
Ama biz şaşırmayanlar biliyorduk ve söylüyorduk ki CTP çok uzun zamandır sermayenin çıkarlarını emekçilerin çıkarlarına yeğ tutmaya başlamıştı.
Bu noktada iki kırılma noktası vardı: Birincisi sosyalist Özker Özgür’ün partiden ihracı ve dünya gerçeklerine (!) uygun yeni bir parti yönetiminin oluşturulması. İkincisi CTP’nin büyük ortak olarak iktidara ilk kez geldiği 2004 yılında tıpkı öncülü UBP’nin yaptığı gibi kktc sermayesinin büyük temsilcilerini bir otelde toplayıp onlara mavi boncuklar dağıtması.
O gün bugündür CTP (sonrasında CTP-BG) emekçiler leyhine dişe dokunur neredeyse hiçbir şey yapmadığı gibi kazanılan hakları da geriye götürdü; bunların en bilinenleri AKP dayatmasıyla meclisten geçirilen sosyal güvenlik yasası, sonrasında ise erken seçime gidilerek dolaylı yönden kabul edilmesini sağladıkları göç yasasıydı.
Emekçiler aleyhine bunlar yaşanırken CTP her iktidar döneminde sermayeyi vergi indirimleriyle, sübvansiyonlarla beslemeye devam etti. Her iktidar döneminde parti kadrolarında daha fazla ve daha fazla sermayedar belirdi.
En kirlisinden sermaye kurumları olan kumarhaneler ve gece kulüpleri CTP dönemlerinde hızla yayıldı. Hatta bet ofislerin kurulmasına devlet bütçesine sıcak para akışı sağlayacak diye 2004’teki CTP liderliğindeki hükümette karar verildi.
Bugün CTP yine iktidarda. Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan emekçi halk gittikçe yoksullaşırken, sermaye devlet eliyle semirmeye devam etmekte. Suat bey dünyanın sayılı zenginlerinden biri olarak trajikomik bir vergi beyanında bulunurken, devlet neredeyse aynı oranda vergiyi halktan insanlardan almakta bir sakınca görmemekte.
Peki Mehmet Ali Talat’ın “CTP solcudur” dediği ne idi? Uzun zamandır CTP’lilerin solculuktan anladıkları neyse o tabii ki; uluslararası güçlerin sağlayacağı bir barışın kuzeydeki katalizörü olmak.
Solculuk “barışçılığa” indirgendiğindeyse Suat beyin devlet içinde devletliliği, devlete kaynak sağlıyor diye göz yumulan kara para aklama merkezleri,mantar gibi çoğalan ve yine sermayenin kurduğu apartmanlardan devşirme üniversite kampüsleri (!) CTP gözlüklerinden bakıldığında normal oluyor. Çünkü CTP artık dünya gerçeklerine göre yaşayan -bir sınıf partisi değil ama- solcu bir parti. Evet…
Fatih Bayraktar