40 kuruluştan oluşan Su Platformu, Başbakanlık önünde basın açıklaması yaptı ve Başbakan Ömer Kalyoncu’ya iletilmek üzere yazılan mektubu Halk Danışmanlık Merkezi Başkanı Asaf Şenol’a teslim etti.
Mektupta, “Sayın Başbakan; ülkemizin su yönetiminin ve su işletmesinin özel bir firmanın imtiyazına verilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” denildi.
Su Platformu mektubunu açıklayan Platform Sözcüsü ve Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı İrfan Çelik oldu.
Çelik, fiyatı ne olursa olsun tüketilmek ve kullanılmak zorunda olunan tek şeyin su olduğunu ve hayatın devamının sağlanmasında yaşamsal stratejik öneme sahip olduğunu belirtti.
Suyun sorumlu ve kendini yenileyebilir şekilde kullanımında azami tasarrufun sağlanması, suyun hem fiyat hem fiziksel erişilebilirliği ve mümkün olan en düşük maliyetle kamuya sunulmasının önemine işaret eden Çelik, suyun özel firmaların veya kişilerin menfaatleri gözetilerek değil, kamunun ve gelecek nesillerin menfaatleri gözetilerek yönetilmesi gerektiğini kaydetti.
“Su Temin Sözleşmesi”nin tanımlarla ilgili 4. maddesindeki “Suyun Yönetimi” alt başlığındaki ifadelere de atıfta bulunan Çelik, suyun yönetimini “Suyun işletmesinin İdare tarafından denetlenmesi ve gözetimine ilişkin faaliyetler” olarak tanımlayan hükümetin, su yönetimi konusundaki bilgisizliğini tüm dünya ile paylaştığını söyledi.
Çelik, su temin sözleşmesinde su yönetimi ile ilgili idarenin taşıyabileceği bir sorumluluk aramanın “abesle iştigalden öteye geçemediğini” ifade etti.
Dünyanın özelleştirme yapılmış hiçbir yerinde suyun fiyatının ihaleyle belirlenmediğini kaydeden Çelik, bunun “daha çok satış daha çok kâr” güdüsünün doğal ve kaçınılmaz sonucu olarak özel firma lehine ve kamunun aleyhine “servet transferi” oluşturan bir fiyat olacağını belirtti.
37 ülkede suyun fiyatının önceden belirlenerek, Su Özelleştirme İhalesinin şartı haline getirildiğini söyleyen Çelik, ihaleninse süre üzerinden gerçekleştirildiğinin altını çizdi.
“ÖNGÖRÜLEN FİYATLANDIRMA YÖNTEMİ ANAYASAL SUÇ”
Son 15 sene içerisinde özelleştirilen 235 su idaresinin bazı durumlarda milyonlarca, bazı durumlarda milyarlarca Euro tazminat ödemek suretiyle tekrardan kamulaştırıldığına da işaret eden Çelik, “Su Temin Sözleşmesinde” öngörülen fiyatlandırma yönteminin kamunun menfaatlerini korumadığından Anayasal suç niteliği taşıdığını kaydetti.
Çelik şöyle devam etti:
“Siz ve hükümetiniz, halkını özel bir firmanın kontrol edilemeyecek kâr doyumsuzluğunun insafına terk etme ‘duygusallığının’ en güzel örneğini sergilediniz; böyle bir kara leke ile yaşamak da ancak size yakışıyor.
Siz ve hükümetiniz, özel firma ile eşit koşullarda rekabet ederek halkımıza su hizmeti verme koşullarını dahi belediyelerimizden esirgeyerek, özel firma ile yaşanabilecek ‘duygusallığın’ en güzel örneğini sahnelediniz; böyle bir kara leke ile yaşamak da ancak size yakışıyor.
Sayın Başbakan; Ülkemizin su yönetiminin ve su işletmesinin özel bir firmanın imtiyazına verilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.”