STATÜKOCULARA DA NEO-LİBERALLERE DA GEÇİT YOK – AHMET KARAKAŞLI

Daha çok Erdoğan üzerine yoğunlaşsa da; verilen tepkiler gösteriyor ki, özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de AKP’yi, AKP’liler dışında seven örgüt veya yurttaş neredeyse kalmadı…
Bugün AKP’yi hazetmeyen hatta ona karşı müşterek konularda sokakta birlikte hareket eden sol örgütler çoğunlukta…
Elbette bu birlikte hareket etme alanı anti-kapitalist bir zeminde olmasa da; ‘Başkan’lık hayalleriyle ülkeyi kan gölüne çeviren bu anlayışa karşı birlikte hareket olumlu bir anlam ifade eder…
Bu birliktelik yazılı olmasa da, AKP’nin son zamanlardaki gaddarca icraatları yüzünden, mecburi bir hal aldı…
Bugün Türkiye’de hiçbir örgüt böylesi bir siyasi atmosferde, ‘muhalefet’ adı altında birbirine karşı sataşmayı uygun görmüyorken, Kıbrıs’ta protokol gereği AKP mitingi’ne katılmak solcu ve sosyalist bir parti açısından nasıl bir duygudur çok merak ediyorum…
Gerek sanal ortamda gerekse de yazılı basında tatlı bir dille yaşanan rezilliği ‘kabul’lenemediklerini dile getirmenin acizliğine mi?
Yoksa, bu yaşanan rezilliğe ortak olmanın utancı mı?
Yoksa protokol gereği mi tüm bu yaşananlar?

Yıllardır, otur deyince oturan kalk demeden kalkan bir siyasi iradenin bu suyu bizim yöneteceğimizi söylemesi inandırıcı geliyor mu?
İktidar olmadan önce Göç Yasası gibi dayatma paketlere karşı verilen sözlerin hiçbirini tutmayan, hatta göç yasasının kalktığını iddia eden bir kişiyi Maliye Bakanı yaparak, bu toplum ile alay eden bir partinin su yönetimi için söylediklerinin hiçbir samimi tarafı yoktur…
Bu su getirme projesinin açılış töreninde yaşananlar bize su  ile ilgili ne kadar söz sahibi oldunduğunu gösteriyor zaten!

Artık yalnız statükocu diye tabir ettiğimiz sağ kesim ile değil, her yanlışında “bu son olsun” diyerek kendisini laf ola solda tarif eden neo-liberallerle de kavga etmenin vaktidir…
Ahmet Karakaşlı
Bağımsızlık Yolu