TDP, BKP ve Baraka ittifakı özellikle Lefkoşa bölgesinde ciddi bir heyecan yarattı. Belediye Başkan adayımız Harmancı ciddi bir kitle desteği ile seçim yarışında ön sıralarda seyrediyor. Belediye Meclisi’ne ise hatırı sayılır miktarda temsilci göndereceğimiz daha şimdiden belli oldu…
Sadece sokaklarda yapılan eylem/etkinliklerde değil, kişiler arası samimi sohbetlerde de Lefkoşalı “Harmancı” diyor, “ittifak” diyor, “bizim çocuklar” diyor başka bir şey demiyor…
Harmancı, temiz, şeffaf, dürüst, güler yüzlü ve açık fikirli tarzı ile beğeni topluyor, güven veriyor, samimiyet aşılıyor…
İttifak, her farklılığın yaratacağı ufak tefek fikir ayrılıkları ve yanlış anlamaların dışında hiçbir sorun yaşamadan, ilk günkü ilkeler temelinde sorunsuz bir şekilde devam ediyor. Üstelik ittifakı oluşturan örgütlerin gençleri her geçen gün biraz daha yakınlaşıyor, tanışıyor, kaynaşıyor…
Çeşitli konularda fikir alışverişleri, kişisel sohbetler, günlük hayata dair paylaşımlar derinleşiyor, güven pekişiyor…
***
TDP, BKP, Baraka ittifakı bu tarzı ile ülkemizde bugüne kadar yaşanmış “solda birlik” arayışlarına farklı bir kulvardan yeni bir soluk getirebileceğine dair ciddi bir umut yaratmış durumda…
Örgütlerin birleşmesi, çatı örgütlerinin oluşturulması ve eski örgütlerin terkedilmesine dayalı “solda birlik” zorlamalarının tek yol, tek yöntem olarak kabul edildiği eski model zaten ifalas etmişti.
Yaşanan hayal kırıklıkları, bazı örgütlerin kendi sekter yaklaşımlarının mazereti kılınmış, hala da argüman olarak söylenmekteydi..
TDP-BKP ve Baraka ise örgütsel birliği zorlamadan, eylem birliğine dayalı bir model koyuyorlar önlerine…
İlkeler, prensipler ve asgari müşterekler belirleniyor, karşılıklı saygı ile kimsenin kimseyi hiçbir şeye zorlamadığı bir eylem birlikteliği temelinde ortak noktalarda ortak süreçler örgütleniyor…
Farklı olunan konularda da herkes kendi bildiğini yapıyor…
Kişisel sohbetlerde de bu farkklılıklara dair dostça tartışmalar devam ediyor…
Şimdiilik bu yöntemle başarının yakalanabileceği, olumlu ruh halinin zarar görmeyeceği ve halkın da heyecan duyacağı yeni bir dinamizm yaratıldı gibi görünüyor…
Bu olumlu model, eksiklik ve kusurları giderilerek çok daha işlevsel bir hal kazanabilir…
“Sol” buna odaklanacağına son haftalarda “eski ezberlerine” ve “polemikçi tarzına” geri dönerek ittifaka yönelik eleştirilerini arttırmış durumda…
O zaman ittifaka yöneltilen “sol” eleştirilere kısaca bir göz atalım…
***
Öncelikle ittifak içerisinde bulunan Baraka ve BKP’ye yöneltilen; “TDP gibi bir düzen partisi ile neden ittifak kurdunuz” veya “TDP’yi daha bir seçim önce AKP çizgisinde olmakla eleştiriyordunuz” eleştirileri var…
Evet, Baraka ve BKP’nin TDP’ye yönelik bu tür eleştirileri oldu… O dönemin TDP’sinin de bu eleştirileri hakettiğini hala düşünüyoruz biz, Baraka olarak…
Ancak özellikle “sol”cuların anlaması gereken şey bizce şudur ki; Baraka olarak bizim eleştirdiğimiz hiçbir yapı gözümüzde mutlak bir değişmezliğe sahip değildir.
Zaten bizim eleştiri yapma amacımız da değişime yardımcı olmaktır, bizim için eleştiri ile saldırının arasındaki ana farklılık buradadır…
Son bir yıl içerisinde yaşanan değişimin (ki halen sona ermiş değil devam etmektedir) görmezden gelinmesi veya ittifakın ortaya koyduğu genel prensiplerin parlamento dışı sol çizgisine uygun olduğunun inkar edilmesi mümkün değildir…
Bir parti ile belli prensipler çerçevesinde ittifak kurmak; o partinin gelmişini geçmişini onaylamak anlamına gelmez… Bundan sonra yapacağı her şeye kefil olmak anlamına hiç gelmez.
Sol örgütler olaylara bu denli mutlak ve değişmez yargılarla bakarlarsa ve süreçleri tahlil etmeyi önemsemezlerse; yaşamın akışına müdahale edebilmekten uzaklaşmaya da devam edecekler; en sonunda da sekter bir yalnızlığın dingin huzuru içerisinde kemale ereceklerdir…
TDP bugün AKP çizgisinde değildir.
TDP’yi bu çizgiye getirmek isteyen dinamikler hala TDP içerisinde mevcuttur. Ancak bu dinamikler baskın, yönlendirici, belirleyen pozisyonda olmadıkları sürece varlıkları bizim değil TDP içerisindeki muhataplarımızın sorunudur…
Bizi “yeterince devrimci olmamakla” eleştiren “sol”un anlamakta zorlandığı, Baraka’nın olgulara sabit ve değişmez bir noktadan bakmadığı tam aksine değişimi her zaman veri kabul ederek ve zaten gerçekleşmekte olan değişimi yönlendirmek niyeti ile hareket ettiğidir…
***
Bize yöneltilen bir diğer eleştiri; İttifak içerisinde “özelleştirme” konusunun yeterince net bir noktadan eleştirilmediği yönündedir…
Açıkçası bu eleştiri en kolay yanıtlanacak eleştiridir…
İttifak; TDP’si ile BKP’si ile Baraka’sı özelleştirme konusunda çok çok nettir. Ne Harmancı’nın ne de TDP yöneticilerinin özelleştirme gibi bir perspektifi yoktur ve olması da mümkün değildir…
Karşımıza “özelleştirme” savunusu olduğu iddiası ile konulan tüm örneklerde söz konusu olan özelleştirme değildir… İttifakın hiçbir yayınında, ittifakın hiçbir temsilcisinin ağzında özelleştirme olarak anlaşılabilecek tek bir kelime dahi bulunamaz…
Durum bu kadar nettir…
Acınası olan, kendini “sol” olarak tanımlayan ve bu eleştirileri yapmakta olan odakların yanlış yere eleştiri yöneltiyor olmalarıdır.
İttifakta sıkıkıntı yaratma şansı bulunan felsefi eksiklik, zaten bu arkadaşların kendilerinde de olduğu için; eleştirecekleri yeri görememekte ve bizi belki de en güçlü olduğumuz noktadan eleştirmektedirler…
Bu arkadaşlar “neo-liberalizm”i anlamamışlar, tam aksine kendileri neo-liberal mantığa esir olmuş durumdadırlar…
Neo-liberalizm, kamusal hayatın içerisinde sadece “özelleştirme” şekilnde sızmaz…
Evet bizim en sık yaşadığımız ve en çok bilinen örnek özelleştirmedir ama bu neo-liberalizmin özelleştirmeden ibaret olduğu anlamına gelmez…
Bunu en azından dünyayı takip ediyor olması gereken solcuların bilmesini bekleriz…
Oysa “solcularımızın” bize “özelleştirme” olduğunu iddia ederek gösterdikleri tüm örnekler; dolaylı piyasalaşma örnekleridir…
Piyasalaşma ise “neo-liberalizmin” kendini kamusal hayata sızdırdığı biçimlerden birisidir…
İttifakın açıkça “piyasalaşma” savunusu olmadığını vurgulayalım. Üstelik bu ittifakın bileşenlerinden Baraka kamusal ilişkilerin piyasalaştırılmasına net bir şekilde karşıdır… İttifakın bazı bileşenleri zaten kamusal olarak var olmayan bazı potansiyel kamusal hizmetlerin; “geçici” olarak ve kamuya deveredilmek üzere piyasalaşmış biçimlerde üretilebileceğini dile getiriyorlar… Buna tam olarak piyasalaşma bile denilip denilemeyeceği tartışmalıdır. Ama özelleştirme denilemeyeceği kendine sosyalist değil “solcu” diyenlerin bile malumu olmalıdır…
Kısacası kendine solcu misyonu biçen arkadaşlarımız henüz neo-liberalizmi ve solculuğu anlamamış oldukları için bizi yanlış yerden eleştirmektedirler…
Böyle olunca da biz Barakacılar açısından eleştirileri boşa gitmektedir…
***
Oysa eleştiriler doğru bir felsefi/ekonomik temelden yöneltilir; kendileri de ne söylediklerini anlayarak bu eleştirileri yaparlarsa; bizim inancımıza göre bu durum ittifaka zarar değil fayda sağlayacaktır…
Neo-liberalizmin ne olduğunu anlamış, eleştirilerini de sosyalist bir perspektiften yapan bilinçli bir sol muhalefet biz Barakacı devrimcilerin en hayati ihtiyacıdır…
Böyle bir muhalefet sayseinde ittifak içi tartışmalarımızı çok daha verimli hale getirebilmemize yardımcı olunacaktır…
“Solculuğu” öğrenmek arzusundaki heyecanlı eleştiricilerimizden ricamız; bizi bu temelden eleştirmeleridir…
Böylece hem kendilerine hem ittifaka hem de halkımıza faydalı olma şansı bulacaklardır…
Munur Rahvancıoğlu
Baraka Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.