Tahmin ediyorum ki bu yazıyı okuyanların çoğu araba süren okuyuculardır ve mutlaka her iki günde bir araba sürüyorlardır. Ve tahmin ediyorum ki bu yazıyı okuyan tüm okuyucular mutlaka bir kez olsun yolda ölü bir sokak hayvanı görmüşlerdir. Ben her gün görüyorum ve bugün, bundan bıktığım ve dayanmakta zorlandığım için bu yazıyı yazıyorum.
Ülkemizde maalesef sokaktaki hayvan popülasyonu gün geçtikçe çoğalıyor ve bunun en büyük sorumlusu da yine biz insanlarız.
Dolayısıyla sorumlusu olduğumuz bu sorunu çözmemiz gerekmektedir. En iyi bildikleri şey bizlere sonsuz sevgi ve sadakat sunmak olan dostlarımıza bu kadarını borçluyuz.
Gelin sorunun çözümü için önce sorunu yaratan nedenlere, sonrada çözüm yollarına bir göz atalım.
1- “Safkan isterim gardaşş”
Evcil hayvan edinmek isteyen birçok insan safkan olmadığı durumda hayvanları sahiplenmeyi reddediyor. Kırma diye tabir edilen hayvanların daha az akıllı ve daha kabiliyetsiz olduğu yalanına inanarak sokakta yaşayan hayvanlara yuva vermek yerine, hayvanlar pet shoplardan para karşılığı bir mal gibi satın alınıyor. Üstelik safkan olmayan köpeklerle ilgili inanışlar ise koca bir yalan ve büyük bir yanlıştır. Sokaklarda birçok cinsin karışımından doğmuş birçok can vardır ve en az safkan diye tabir edilen hayvanlar kadar akıllıdırlar.
2- Kısırlaştırma bilinçsizliği
Hayvan sahiplenen çoğu insan kısırlaştırmanın ya varlığından haberdar değil, ya öneminin farkında değil, ya da maddi olarak bunu karşılayamacağını düşünmektedir. Bunun yanında, erkek hayvan sahiplenen kişilerin çoğu, hayvanın hamile kalma ve doğurma gibi bir durumu olmadığı için kısırlaştırmanın gereksiz olduğunu düşünür.
Oysa hayvan ister dişi ister erkek olsun, sokak hayvanlarının sorunlarını çözmek için önce mevcut hayvanların popülasyonu kontrol altına almalı, yani kısırlaştırma yoluna başvurmalıyız. Sadece sokak hayvanlarının değil, kendi sahiplendiğimiz hayvanların kısırlaştırılmaması da, popülasyonun artması ve daha çok hayvanın sokakta yaşam mücadelesi vermesiyle sonuçlanıyor.
3- Petshoplarda hayvan ticareti
Sokaklarda yüzlerce kedi ve köpeğin hayatta kalmaya çalıştığı ülkemizde petshoplarda hayvan satılması da sokak hayvanlarıyla ilgili sorunların çözümü önünde engel teşkil etmektedir. Evcil hayvan sahiplenmeye pahalı bir araba sürüp büyük bir evde yaşamak gibi bir tüketici mantığıyla yaklaşan kesimlerin petshoplardan ‘safkan’ bir hayvan satın alarak bu ‘sosyal ihtiyacını’ gidermesi, hayvanların birer meta haline gelmesi bir kenara, petshoplardaki hayvan satışı barınaklardaki hayvanların sahiplenilmesinin önüne geçtiği için, sokak hayvanlarının sorunlarına yönelik bir çözümün de önünü tıkamaktadır.
4- Yasal yetersizlikler
Kıbrısın kuzeyine bir kaç aylığına gelen bir kişi bile bir hayvan sahiplenebilmektedir. Öğrenci olarak gelen, kısa süreliğine ikamet etmek için gelen, hatta turist olarak gelen birçok insan elini kolunu sallaya sallaya petshoplardan para karşılığı hayvan satın alabiliyor veya sokakta gördüğü bir hayvanı alıp beslemeye başlayabiliyor. Bu noktadaki yasal yetersizlikler insanların canı istediği gibi hayvan sahiplenme ve canı istemeyince de onları sokağa bırakması ile sonuçlanıyor.
Sahipli, çiplenmiş ve ruhsatlandırılmış birçok köpeğin sorumsuz hayvan bakıcıları tarafından başıboş bırakılması ise başka sorunlar yaratmaktadır. Bu hayvanların kaza geçirip ölmek gibi yaşayabilecekleri badireler bir tarafa, köpeklerin başı boş bırakılmasının yarattığı sorunlara, sokaklara zehir atarak çözüm bulan “insanlarla” birlikte yaşadığımızı unutmamak zorundayız.
Evcil hayvan sahiplerinin bu gibi sorumsuz davranışlarının hiçbir yaptırımla karşılaşmaması, sorumsuz kişilerin bakımını üstlendiği(!) köpekleri de, sokaktaki diğer hayvanları da tehlikeye atmaya devam etmelerine neden olmaktadır.
Bu saydıklarımız sadece birkaç ana başlık. Peki ne yapılmalı?
Sokak hayvanları devlet politikası olmalı
Devlet, yerel yönetimler ile işbirliği içerisinde sokaktaki hayvanları çiplendirmeli, ruhsatlandırmalı ve kısırlaştırmalıdır. Petshoplardaki hayvan ticareti durdurulmalı ve yasaklanmalıdır. Sokaklar, hayvanların bizlerle yaşayabilmesi için kedi köpek kulübeleri, suluk ve mamalıklarla, uygun bir yaşam alanı haline getirilmelidir. Sokakların, hayvanların yaşaması için uygun halde olmadığı koşullarda hayvanlar, altyapı ve yeterlilik standartları yerinde olan barınaklara -yuvalandırılmak üzere- yerleştirilmelidir.
Canı İsteyen Herkes Hayvan Sahiplenememeli!
Bunun belli başlı kriterleri olmalıdır. Adada uzun vadeli ikamet etmek, öğrenci statüsünde olmamak, bakım ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek koşullara sahip olmak gibi kriterler ile evcil hayvanlar sahiplendirilmelisi, hem sokak hayvanlarının yaşadığı ızdırabı, hem de bu sorundan kaynaklı oluşan başka sorunları çözecektir.
Petshoplardaki hayvan ticareti yasaklanmalı, evcil hayvan edinmek isteyen kişiler barınaktan gerekli prosedürlerden sonra bir hayvan edinebilmelidir.
Çip ve ruhsatlandırma
Edinilen hayvanların çip ve ruhsatlandırılması zorunlu olmalıdır. Bu sayede çipli bir hayvan sokağa terkedilmiş veya başıboş halde tespit edildiğinde sahibine caydırıcı cezalar verilebilir ve bu sorunun da önüne geçilebilir.
Kısırlaştırma işlemi devlet ve yerel yönetimler aracılığı ile kolaylaştırılmalı ve desteklenmelidir. Evcil hayvanını kısırlaştırmak isteyen bir kişiye yardım edilmeli ve maddi külfet ortadan kaldırılmalıdır. Öte yandan kısırlaştırma, kişilerin isteğine bağlı olmamalı, ilk baştan sahiplendirme koşulu olmalıdır.
Hayvan Refah Yasası İyileştirilmeli ve Uygulanmalı
Hayvanlara karşı şiddet ve zulüm en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Dünya Yalnız Bizim Değil Hareketi’nin üzerinde çalıştığı ve meclise de önerilerde bulunduğu Hayvan Refahı Yasası iyileştirilmeli ve uygulanmalıdır.
Satın Alma Sahiplen!
Aile içi veya okul gibi eğitim araçlarında kırma ve safkan ayrımı toplumu en genç nesilden başlayarak, daha sonrada sosyal yaşamda olmak üzere toplumun tümünü eğiterek aşılmalı, barınaktan sahiplenilecek hayvanların milyarlar ödenerek satın alınan hayvanlardan hiçbir farkı olmadığı anlatılmalıdır.
Barınakların sokak hayvanlarının sorununa geçici çözümler olduğu unutulmamalıdır. Barınaklar, ancak buraki hayvanlar yuvalandırılabildiği ölçüde çözümdür.
Bonus: Park ve diğer yerlerde gördüğünüz köpekler giremez tabelaları hiçbir yasal özellik taşımamaktadır. Köpeğinizi başıboş bırakmamak ve dışkısını temizlemek kaydıyla, söz konusu tabelaları dikkate almanıza gerek olmadığı gibi, tamamen keyfi şekilde kamusal alanlara konulan bu tabelaları şikayet edebilir ve kamusal alanlara hayvanlarınızla girebilirsiniz. Patiler parka haydi başkaldırmaya!
Emel Karagözlü Cicibaba
Baraka Aktivisti