Söz konusu gericilik ve muhafazakarlaşmaysa eğer, ne yazık ki artık gün geçtikçe artan değil de gün be gün büyüyerek hayatımızın her alanına yayılan diye yazmak lazım…
Arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde yeni açılan bilmem hangi restoranın tam karşısında cami var diye alkol izni alamadığını, Surlariçi Selimiye meydanındaki bar ve/veya restoranlarda otururken bazı yobazların gelip insanlara “caminin karşısında içmek günahtır, hiç utanmıyor musun” diye sataşmasını, gerici grupların liselere yönelik futbol turnuvası görünümünde düzenlediği örgütlenme çalışmalarını, camilerin bahçesine kurulan oyun parklarını, yazda ellerinde kuran kitaplarıyla camiye yürüyen minicik çocukları, okullarda yılbaşı kutlamanın günah olduğunu savunan sözde öğretmenleri, komşu coğrafyamızda müstehcen diye yasaklanan tiyatro oyunlarını ve bunun gibi daha pek çok şeyleri duyunca ben geleceğimiz için çok korkuyorum, siz de korkmuyor musunuz?
***
Şüphesiz kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk demeden herkesin hayatını olumsuz yönde etkileyecektir muhafazakarlaşma. Bilimden-sanattan uzak gençler, kızlı erkekli oyun oynayamayacak olan çocuklar, evlerinde hapsedilen, dayak yiyen, öldürülen kadınlar (ki gericiliğin ülkemizde yaygınlaştığının en büyük kanıtı maalesef artan kadın cinayetleri) ve baskı altında yaşayan insanların olduğu bir toplum ne kadar yaşanılası olur sizce?
Peki, bu durum karşısında ne yapacağız? Korkup evlerimizde başımıza gelecekleri mi seyredeceğiz? Yoksa ayaklanıp harekete mi geçeceğiz?
***
Örgütlü gericiliğe seyirci kalmamalıyız. Bizler de örgütlenip onların bilim dışı uygulamalarına alternatifler üretmeliyiz. Yaz kursları düzenlemeliyiz çocuklarımız için içinde müzik, resim, tiyatro olan. Futbol turnuvaları düzenlemeliyiz gençlerimiz için kazanan ya da kaybedenin olmadığı ve sporun bir oyun olduğunu öğreten, rekabetten uzak olan. Gençlik tiyatroları kurmalıyız liseli gençlerimiz için özgürlükleri için bir adım daha ilerlemeleri, kendi sözlerini dillendirmeleri için. Haykırmalıyız sokaklarda “cami değil sığınma evi” diye şiddet gören kız kardeşlerimizin kurtuluşu için. Evde oturup ne olacak halimiz diye hayıflanmak yerine sokaklara dökülüp bu düzeni değiştirmek için çabalamalıyız. Başka bir dünyayı mümkün kılmalıyız adamız için, yaşanılabilir olan!
Zekiye Şentürkler
Baraka Aktivisti