SIVI OLMAK YA DA KABI KIRMAK – iSMAİL ÖZUÇAR

Bu aralar çok fena kafam bozuluyor olanlara…

Hayır öyle ki; bu yazıyı bile huzurla oturup yazamadım… İnsan kafasını boşaltır, öyle oturur ya yazının başına; işte ben boşaltamadım kafamı.

Etrafta yaşananlar öyle dolduruyor ki zihnimi; tepkisiz kalmak, ses etmemek imkansız geliyor…

Bazen insanın girdiği kabın şeklini alası geliyor bir sıvı gibi… Ancak o zaman rahat eder gibi insan…

Etrafına bakmayacaksın, dert etmeyeceksin, “yahu sen de her şeyi abartıyorsun” diyenlere kulak vereceksin… Ne bileyim tüm gün televizyon izleyip beynini yıkatacaksın, kurumaya asacaksın… Bir tanrın, meleklerin olacak; onlardan umacaksın her bir şeyi…

Afyonun olacak afyonun… Tepkisiz kalacaksın… Çok kolay, basit… Mutlu yaşar mutlu ölürsün, çok iyi insandı derler arkandan…

Bu coğrafyada benim soluduğum havayla aynı havayı soluyorsanız eğer bir seçeneğiniz yukarıda yazdıklarım. Basit olanı… Sıvı gibi…

Bir taraftan işgal devam ederken diğer taraftan yerli işbirlikçiler işgalciye yeşil ışık yakmaya devam ediyor. Bu sahte cumhuriyetcikde, gerçek kalan ne varsa tüketilmesine göz yumuyorlar.

*Kendini “solda” tanımlayan “iktidar” partisinin genel sekreteri Kutlay Erk kendi tabanına rağmen barış süreci ile ilgili “Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuna ihtiyacımız var” diye açıklama yapıyor ama taban hala sessiz.

*Gazeteler, televizyonlar “tavuk tecavüzü” haberini bir magazin haberi tadında yüceltirken, gerçek tecavüzleri görmüyor, yok sayıyor ya da haberi fantezi niteliğinde yayınlıyor.

*Belediye seçimlerine yaklaşırken bazı köylerin mevcut belediye başkanları seçimi kazanmak için köyün ortasına gösterişli dekorlar yapıyor ama diğer taraftan köylerin sinema ve tiyatro salonları ya bet salonu sahiplerine peşkeş çekiliyor ya da vücut geliştirme salonları olarak tekrardan düzenleniyor.

*Okullarda hala askeri nitelikte törenler devam ediyor ve işgalcimizin marşları, şarkıları, şiirleri hala öğretiliyor, buna engel olabilecek öğretmenler ses çıkarmıyor.

*Türkiye’de faşist bir lider seçimle aklanıyor ama herkes sonucu konuşup süreci göz ardı ediyor. Seçim sırasındaki elektrik kesintisine “kedi sebebiyet verdi” açıklamaları asvalyaları attırıyor.

*Zamlar gelmeye, ilahiyat kolejleri yapılmaya, özelleştirmeler kapımızı çalmaya, peşkeşler çekilmeye, davalar okunmaya devam ederken yerli işbirlikçilerimiz bunlara “buyur gel” demeyi bir görev biliyor.

Bu coğrafyada yaşıyorsanız sayabileceğiniz sürüyle örnek vardır bunlar gibi. Biliyorum farkındasınız. Çünkü aynı havayı soluyorsunuz siz de benim gibi.

Eğer soluduğu havayı kendinin sananlardan değilseniz; sadece soluyorsanız o havayı içinize yaşayın diye, o zaman sizin de kafanız bozuktur benim gibi.

Peki bu coğrafyada yaşayan biri olarak girdiği kabın şeklini almak yerine bir sıvı gibi, ne yapmak lazım derseniz;

Yukarıda yazdığım seçenek işinize yaramaz o zaman sizin… Direnin, ses çıkarın, örgütlenin, sessizlik olmasın seçiminiz. “Ben neyi değiştirebilirim ki” demeyin, yalnız değilsiniz. Boş vermeyin… Sıvı olmayın; kabın şeklini almak yerine kırın kabınızı.

İsmail Özuçar

Baraka Aktivisti

 

 

 

 

Be the first to comment

Leave a Reply