Biz büyüdük ve kirlendi dünya*
Ebeveynlerin çocuklarını eleştirirken en sık kullanığı cümlelerden biri “bizim zamanımızda şunlar yoktu”dur. Ebeveynlerimizin zamanında teknoloji yoktu mesela, haliyle cep telefonları ve bilgisayar oyunları da yoktu. Saatlerce odalarına kapanıp ellerinde tabletlerle vakit öldüremezlerdi. Sonra bir gün böyle şeyler icat oldu ve her nasılsa evlerimize internet, laptop, ve telefonlar girdi. Eskiden hani elektrik de yoktu ya, lux ışığı dediğimiz gazlı lambanın etrafında toplaşılıp edilen sohbetler böyle şeylerin icadının ardından yerini odalara kapanıp bu icatlarla bireysel vakit geçirmeye bıraktı.
Aziz Nesin’in Şimdiki Çocuklar Harika romanında, Zeynep ve Ahmet isimlerinde biri Ankara’da diğeri ise İstanbul’da yaşayan iki mektup arkadaşının aralarındaki yazışmalar ve çocukların gözünden ebeveynler komik bir dille anlatılır. Eski Öğrendiklerinizi Unutun başlıklı mektupta Ahmet, öğretmenlerinin okuldan ayrılışını ve yerine yeni öğretmenlerinin gelişini anlatır Zeynep’e. Yeni gelen öğretmen öğrencilerin neler bildiğini tespit etmek için bir iki soru sorar ve ardından aldığı cevapları yetersiz ve üstünkörü bulur. Öğrencilerine “eski öğrendiğiniz her şeyi unutacaksınız” der. Bu talep Ahmet’in başını müsamerede şiir okurken derde sokar çünkü Ahmet eskiden yazdığı ve eski öğretmeninin beğendiği bir şiiri okumak isterken yeni öğretmeni eski bildiklerini unutması konusunda Ahmet’i yeniden uyarmış ve ona kendi seçtiği şiiri kendi öğreteceği yöntemlere okutmak istemiştir. Ahmet ise kürsüye çıkınca bildiği eski yeni her şeyi birbirine karıştırır ve tüm salon onun bu haline kahkahalar atar…
Şimdiki zamanın harika çocuklarına sunduğumuz dünya çok hızlı değişiyor ve çocuklar sürekli eski öğrendiği her şeyi unutarak yeniliklere adapte oluyor. Eskiden dondurma ve oyun anlamına gelen yaz ayları şimdinin çocukları için dershane ve sınava hazırlık anlamına geliyor. Sürekli rekabet içerisinde içi boşaltılmış ve sadece sınavlara yönelik hale getirilmiş özel derslere gün boyu yorulan çocuklar eve geldiğinde yeni icatlarla yani yeni çıkan oyunlarla, geçilmesi gereken yeni bölümlerle kafasını dağıtmaya çalışıyor. Özel derslerin, özel okulların, yeni oyunların bedelini karşılayabilmek için özellikle özel sektörde geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalan ailelerin ise çocuğunu özel derslere ardından ise teknolojinin kollarına bırakmak işine geliyor. Bir anda tüm aileler yanlış yapıyor olamaz ya…
Genç nesillerin ebeveynlerinden kopuk olarak yetişmesi bir tercih değil zorunluluktur. kktc’de parasız eğitim sunan bir üniversite yok; kktc’de parasız eğitim sunan üniversite öncesi devlet okullarına fon aktarımı yapılmıyor, eğitim seviyesi oldukça yetersiz kalıyor ve aileler özel okullara tonlarca para harcamak zorunda kalıyor. Özel sektör çalışanlarının küçük çocuklarını devlet bünyesinde bırakabileceği yuvalar yok. Özel sektör çalışanlarının işlerinde hiçbir güvenceleri yok. Sendika özel sektör çalışanları için zorunlu değil. Çocuklar bildiği eski her şeyi unutmak ve büyüklerin güvencesiz dünyasına kendini hazırlamak zorunda. “Nerede o eski bayramlar” diyen büyüklerimiz haklılar, o eski bayramlar artık yok. Bildiğimiz eski tüm bayramları unuttuk. Sokaklarda sürülen bisikleti unuttuk, seksek oynamayı unuttuk. Doğada koşmayı unuttuk; çünkü eskiden bildiğimiz her şeyi unutmak ve büyümek zorunda bırakıldık.
O zaman ben diyorum ki şimdi tam da şu an, patronların sermayesini, rektörlerin kazancını, siyasilerin çıkarını, müteahhitlerin ölüm getiren yollarını unutma zamanıdır. Eskittiğimiz, her şeyi unutalım çünkü,
bu dünya öküzün boynuzunda değil,
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor**
ve biz o ellerimizle inşaa edebiliriz dünyayı. Haksızın karşısına geçip doğru bildiğimizi savunabiliriz her şeye karşı. Ellerimiz birbirinin ellerini tutarken deviremezler içimizden birini, yani örgütlenirsek yani örgütlü bir halkın karşısında duramaz hiçbir eski bildiğimiz kötülükler…
Dünyayı sen mi kurtaracaksın değil mesele, mesele çocukları kurtarmak, çünkü Şimdiki Çocuklar (da) Harika, biz büyürken dünyayı kirletmeyelim, onlar için mücadele edelim yeter ki…
*: Murathan Mungan’ın Telli Telli şiirinde geçen bir dize
**: Nazım Hikmet Ran’ın Elleriniz ve Yalana Dair şiirinde geçen bir dize
Nehir Özkızan
Bağımsızlık Yolu Üyesi