Toplumsal varlıklarımızın bir bir özelleştirilmesine 2012 yılının Eylül ayında bir yenisi daha eklenmiş ve Ercan Havaalanı’nın işletme hakkı, 25 yıllığına “Taşyapı İnşaat Tahhüd Sanayi ve Ticaret A.Ş Terminal Yapı ve Tic Ltd Şti” ye peş keş çekilmişti.
Kıbrıs Türk Havayolları’nın bilinçli bir şekilde batırılmasının ardından, 25 yıllığına özel bir şirkete peş keş çekilen Ercan Havaalanı’nın özelleştirilmesinin üzerinden daha bir yıl bile geçmeden, özelleştirmenin kötü sonuçları kendini göstermeye başladı. İlk olarak Ercan Havaalanı’nda hizmet veren taksicilerden, yıllık 110 bin TL civarında bir kira bedeli talep edildi, ardından bu kez, taksi durağının yeri değiştirilmek istendi. Limanda hizmet veren 36 taksici isyan etti. Ardından, taksi durağı, firma yetkililerince yıkılmak istendi. Taksiciler, havaalanından atılmayacaklarına dair Ulaştırma Bakanı İsmail Başarır’dan güvence istemeye gidince, Başarır, “Taşyapı İnşaat yetkilileri bu duruma sıcak bakmıyor” dedi. Ercan’ın özelleştirilmesinin yarattığı kötü sonuçlar bununla sınırlı değildi. UBP hükümetinin unutulmayacak bu peşkeşinin ardından, yolcu çıkış ücreti ve alan vergileri yükseltildi, bu da bilet fiyatlarına yansıdı. Zaten günden güne kötüye giden ekonomi ve turizm, bilet fiyatlarına yansıyan bu yükselişle, hem turizm sektörünü hem de yurtdışında okuyan öğrencileri etkiledi. Bunların ardından, Değirmenlik Belediyesi’nin Ercan Havaala’nından aldığı vergileri Taşyapı Şti durdurdu. Bütün bunlar olurken, havaalanında hizmet veren Duty Free Shop’larda birer birer tekelleşti. Bu tekelleşme önce Duty Free Shopları işleten şirketleri ardından da işçileri etkiledi. Bu işletmelerden bir tanesi olan Ramadan Cemil İşletmeleri’nde 26 yıl boyunca farklı bölümlerde çalışan ve Ercan’ın özelleştirilmesiyle, iş azlığı bahane edilerek, emekliliğine bir yıl kala işten atılan Erhan Tunceli bize Ercan’ın özelleştirilmesiyle şirkette ve hayatında yaşadığı değişiklikleri anlattı.
Erhan Tunceli: “Pek çok insan, Ercan’ın şimdiki durumunun daha iyi olduğunu zannediyor. Hayır, kesinlikle böyle değildir. Orası şimdi tekelleşmiştir. Tek bir yabancı sermaye, parayı orada, sömürüyor, hortumluyor. Bu kadar basit!”
Röporaj: Firuzan Nalbantoğlu
Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
1987-1993 yılları arasında, Ramadan Cemil İşletmelerinde pazarlamacılık yaptım. 1993-95 yılları arasında iki yıllık bir aram oldu ve kardeşimin fabrikasında gümrük komisyonculuğu yaptım. Fabrika kapanınca, 1997 yılının Mart ayında, tekrardan Ramadan Cemil işletmelerine geri döndüm ve 2013’e kadar aralıksız, gümrük komisyoncusu olarak çalışmaya devam ettim. Çalışma hayatıma başladım başlayalı hep özel sektör çalışanı oldum. İlk gençliğimden beri çalıştım. İnşaatçılıktan, hırdavatçılığa kadar her şeyi yaptım. Cam kestim, cam kağıtçılık yaptım, limanda hamallık, restoranlarda garsonluk yaptım. Çalıştığım sürece boyun hiçbir zaman sendikam olmadı. Açıkçası, ben sendika nedir, ne işe yarar bilmem. Sendikası olan bir özel sektör kuruluşu da ben bu ülkede bilmem.
Peki bu Ercan’ın özelleştirilme süreci size nasıl yansıdı?
Bu özelleştirme sayesinde, bugün ben işsiz kaldım. Bu özelleştirmenin ilk yapıldığı Ocak ayında, 30 personel işten durduruldu. Ben ve geriye kalanlar, 7 ay daha çalışmaya devam ettik fakat “bütçe yetmediğinden” emekliliğime bir yıl kala beni de işten durdurdular. Bir maaş tazminat alabildim, bir de izin paralarımı o kadar.
Bu özelleştirmenin sizin şirkete direk olarak etkisi nasıl oldu?
Özellikle Ercan Havaalanı, yani Duty Free’lerle ilgilenen bölümün büyük bir maddi kaybı oldu. Sadece Duty Freeler’de çalışanlar değil, bunun kamyoncusu var, işçisi var, ambarcısı var, evrak yapanı, takip edeni var. Bu büyük bir ağdır. Bu özelleştirmeyle bu ağ bir anda etkilendi. Şu an, şirkette Trans Duty Free ile ilgilenen sadece dört kişi kaldı. Önceden kırkın üzerindeydik ve 40 kişiden geriye dört kişi kaldı. Bunların biri zaten müdürdür, geriye kalanlar da çalışan. Bu insanların hepsi de iş azlığı gerekçesiyle durduruldu. Pek çok insan, Ercan’ın şimdiki durumunun daha iyi olduğunu zannediyor. Hayır, kesinlikle böyle değildir. Orası şimdi tekelleşmiştir. Tek bir yabancı sermaye, parayı orada, sömürüyor, hortumluyor. Bu kadar basit! Mesela her mala 2 ile 4 Euro arası zam yapıldı. Bu tekelleşmenin bir sonucudur.
Peki bu olayın size psikolojik etkisi ne oldu? Sonuçta emekliliğiniz bir yıl kaldı ve yaşınızdan dolayı da artık iş bulmanız daha güç…
Ben bu yaşımdan sonra nerde nasıl çalışabilirim? Ya da hangi özel sektör bana iş verir? Ben 20 yaşında biriyle yarışamam. Aynı enerjiyi sarf edemem, aynı verimi veremem. Bu yüzden emekli olana kadar bir yıl deyim yerindeyse ‘aç’ gezeceğim. Bu özelleştirme olana kadar işten atılacağım aklımın ucundan geçmezdi. Ben bu şirket için çok çalıştım. Sabah beşlere altılara kadar mal bekledim. Gecenin ikisinde üçünde, acil mal gelirdi Ercan’a giderdim, onları gümrüklerdim. Kendi iş yerim gibi çalıştım asla işten korkmadım. Ama doğruyu söylemek gerekirse, yedi aydır işler baya düştüydü. Hissedilir derecede bir düşüş oldu.
Sendikalı olsaydınız?
Sendikalı olsaydım böyle olmazdı. Mesela, önceden bizim şirkette esas patronumuz emekli olmadan önce, bizim kıdem tazminatımız vardı. Patronlar değişince onu keyfi bir biçimde kaldırdılar ve kimse da sesini çıkaramadı. Çünkü sesinin çıkaraman, özel sektördesin. Yani 50 yaşına da gelsen, patron sana ‘işine son verdim, yarın gelme’ derse, sesinin çıkaraman. Sendikasızlığın getirileri bunlardır. Halbuki sendika olsaydı, eminim ki bana 24 senelik hizmetimin karşılığını bu şekilde ödeyemezlerdi.
“Ses çıkarmak yerine işçi çıkardılar”
Peki patronlar bu özelleştirmenin ardından hiç ses çıkardı mı?
Hayır, ses çıkarmak yerine, işçi çıkardılar. Kendilerine kolay yoldan kurtarmaya baktılar. Bakınız, bu Free Shop’larda gerçekten müthiş bir para dönüyor. Veresiye yok, çek yok! Nakit ve kredi kartı! Başka bir şey geçmez. Sürekli bir sıcak para. Zarar ettiklerine ben inanmıyorum. Ama karları azalmıştır evet. Fakat bu kadar mı kötü durumdaydılar da, emekliliğine sadece bir yılı kalan birini işten apart topar çıkardılar. Sonuçta bu şirket, Kıbrıs’ın kuzeyinde, en çok vergi veren şirketlerden birisidir ve benim masraflarımı bir yıl daha tolere edecek güçtedir.
“Devlet bu konuya el atmazsa çok kişi işsiz kalacak”
Bundan da şunu çıkarabiliriz, aslında bazı kişilerin dediği gibi ‘özelleştirme halkın yararına ise iyidir’ sözü kocaman bir kandırmaca ve yalandır.
Kesinlikle! Özelleştirme, patronu daha fazla zenginleştirir ve tekel yaratır. Aslında bu ülkede böyle yaparak devletin yükünü daha fazla artırıyorlar çünkü insanlar devlette çalışmaya daha fazla özenmeye başlıyor. Yeni kurulacak hükümet her kim olacaksa, yapılacak en önemli şey, özel sektöre yüzlerini dönmesinler, özel sektörde sendikalaşmanın önünü açsınlar. En azından kıdem tazminatı diye bir şey koysunlar. Bir şirkete en verimli çağında giriyorsun, yıllarca çalışıyorsun, 50 yaşına geldiğinde patron sana “senin performansın düştü, ben senden verim alamam” deyip seni kapının önüne koyuyor. Zaten sana verdiği maaş ona göre ‘yüksek’. O düşünüyor, “ben yeni personel alayım, asgari ücretten başlatayım, daha masrafsız olsun” Seni kapının önüne koyar ve bunun önüne kimse geçemez. Hiçbir yasa özelde çalışanı korumaz. Üstelik özelleştirme devletin belli noktalarda vergi almasını engelliyor. Şimdi Ramadan Cemil’in kazancı düştü. Devlete artık eskisi kadar çok vergi ödeyemeyecek. Bu Ercan’da kapanan Duty Free’ler yalnızca Ramadan Cemil’in değildi. Başka şirketlerin de kapandı ve tekelleşti. Böyle olmasıyla da artık istediği fiyatı koyabiliyor ürüne. Mesela önceden Kıbrıs’ın kuzeyinde en ucuz Duty Free Ercan’daydı. Artık öyle değil. Mağusa ve Girne Liman’larının Duty Free’leri artık en ucuz oldu. Bir karton sigara 23 Euro iseErcan’da 27 Euro’dur. O aradaki 4 Euro patronun cebine girer. 23 Euro’ya satması gereken malı 27 Euro’ya satar ve aşağı yukarı %35-40 civarında bir karı vardır. Ekstraları da koyarsak bu kar %55-60’lara çıkar. Devlet bu konuya el atmazsa çok insan işsiz kalacak.
Bakınız, şimdi Ramadan Cemil işçisini durdurdu. Kendi karını koruyabiliyor. Ama bir süre sonra Ramadan Cemili’i de koruyan olmayacak, dışardan gelecek. Tamamen yabancı sermaye olacak. Ramadan Cemil de bitecek. Bu sadece bu sektör için değil her sektör için geçerli olan bir tehlikedir. Bu sadece küçük bir örnektir. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ mantığıyla bu yapıya hizmet etmemeliyiz.
Bu duruma gelinmesinde suçlu kimlerdir? Başka örnekler de var. KTHY, DAİ-DAK….
Bu duruma, ‘büyüklerimiz’ sayesinde, dönemin hükümetleri sayesinde geldik. Memurların on üçüncü maaşını ödeyebilmek için Havaalanı’nı sattılar, özelleştirdiler. Özelleştirme de devam edecek bence. Parça parça satmaya devame decekler. Siyasi görüş değişmezse bu böyle gidecek. Bugün bana, yarın sana, bu böyledir. Yaşayarak gördük.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.