*Servet vergisini konu eden bu köşe yazısı ilk olarak Havadis Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Prof. Thomas Piketty kitap tanıtımı için İstanbul’daydı. İstanbul da olduğu sürece bazı sohbet toplantıları da yaptı.
Bende rastgele sohbetlerini internette buldum. Önemli argümanlar ortaya koydu. Argümanlar tanıtımını yaptığı 21. Yüzyılda kapital kitabında mevcut.
Ortaya attığı argüman kısaca şu; sermaye sahiplerinin uzun dönem yıllık ortalama servet kazançları % 5-6.
Uzun dönem ortalama dünya büyümesi %2-3. Sermaye sahipleri yıllık ortalama % 4,40 kazanç elde ediyorlar.
Bunun anlamı şu; gelir dağılımı adaletsizliği gittikçe büyüyor. Toplumun büyük kesimiyle, sermaye sahiplerinin servet kazancı ve bundan doğan adaletsizlik de büyüyor. Bundan dolayı da servet sahiplerinin içinde bulundukları toplumu yönlendirme güçleri daha da artıyor.
Bunu önlemenin yolu nedir? Servet vergisi.
Yıllardır KKTC’de tartıştığımız bir konu artan oranlı servet vergisi uygulaması; Prof. Piketty tanıttığı kitabında aşağıda not aldığım unsurları belirtiyor.
Gelişmekte olan ülkelerde servet dağılımıyla ilgili şeffaflık önemlidir. Önemlidir ki servet sahiplerinin büyüyen ekonomiden nasıl pay alıyorlar bilinmesi lazım ki ülkelerin sosyal ve vergi politikaları ona göre ayarlansın. Şeffaflık yoksa yeterli veride yok demek olduğundan demokratik tartışma ve demokratik düzenlemeler yapmak mümkün olmuyor.
Son 300 yıldır yani sanayi devriminden sonra dünya ekonomisi ortalama %2-3 gibi bir büyüme sağladı. Dünyada gelişmekte olan ülkeler ortalama % 5 büyüyor. Ortalama dünya ekonomisinin %2-3 büyümesine karşılık servet sahiplerinin servetleri % 6-7 gibi bir rakamda büyüyor.
Bu büyüme üretimde ki artış oranından daha fazla. Yapılan servetin her şeyden daha süratli büyüdüğünü gösteriyor. Yani üretimden, ücretlerden daha büyük. Bir yatırımcının kar etmesini ve çalışanların üzerinde hakimiyet kurmasını getirir. Dolayısıyla oluşan sermaye kendini sürekli büyütür.
Öyle bir büyüme hızına girer ki üretim artışından daha süratli olur. Prof. Piketty bu durumu önlemenin ve doğru çözüme ulaşmanın yolunun sermayeye yıllık artan oranlı vergi uygulaması olduğunu belirtiyor. Prof. Piketty bir konunun altını çiziyor ve bugün yaşanan pek çok sorunda IMF ve benzeri örgütlerin uzun yıllar çeşitli ülkelere dayattığı politikaların etkisi olduğunu belirtiyor.
Vergiye dair politikaların önemli olduğunu düşünüyorum. Milli ekonomilerin büyümesi servet büyümesinin altında oluyorsa bu önemli bir faktör. O zaman servet büyümesi ile ülke büyümesini dengeli düşünerek karar verip politikalar üretmeliyiz.
Kimse lütfen beni yanlış anlamasın, ben sermaye karşıtı olan bir kişi değilim ama şurasını belirtmek lazım ki eğer siz yaşadığınız coğrafyada bir kazanç elde ediyorsanız hem de emeğinizi koymadan bir kazanç, onun vergisini elbette ki vermelisiniz.
Servet vergisinin önünde engeller olacaktır. Sonuçta servet sahipleri dominant etki yapıyor fakat orta sınıf ve alt sınıflar bir noktadan sonra daha fazla vergi ödüyor. Bu ise haksızlığın ta kendisi olur.
Dolayısıyla finansal şeffaflık servet vergisi uygulamasında olmazsa olmazdır. Dünya’nın en büyük kapitalist ülkesi ABD 2012 de servet vergisini yürürlüğe koydu. ABD’nin Servet vergisi ile ilgili yasa da FACTA.
İsviçre’yi konu ediyor. Hangi açıdan?
Finansal şeffaflık açısından bilgi edinilemediği noktalarda bir takım yaptırımları getiren bir yasa.
Tüm Dünya’nın örnek alması lazım. Norveçte’de benzeri uygulama mevcut Finansal şeffaflık ve vergi sistemi. Tüm bunlar için ise güçlü demokrasi şart.