7 Ocak 2018 seçimlerine odaklanmamız dayatılıyor bize şu sıralar. Başka gailemiz yok gibi sanki. Gerek işimiz gereği, gerekse sohbetlerde her alanına nüfuz etmiş hayatımızın. Ama umutları tükenmiş çoğumuzun, vurdumduymaz olmuşuz, çok yazık. Toplum olarak kaç yüz bin kere kandırıldık, kaç devlet kurumumuz peşkeş çekildi, bu yıl kaç kadın cinayeti işlendi, kaç iş cinayeti yaşandı hepsini unutup köşesine çekilmiş ya da yön değiştirmiş bazılarımız çıkarları uğruna. Çünkü kurtuluşumuzun yine kendimiz olduğunu unutturmuşlar bize.
Gelmiş geçmiş iş birlikçi hükümetlere karşıt gibi duruyor bazılarımız çünkü daha hiç hükümete gelmeyenden bir çıkarımız var veya olacaktır muhtemelen. Bazılarımız da “alıştık zaten gelen de giden de ayni bari işimi görecek olana oy verelim” deyip hiç yapmayacağı şeyleri kendine göre çaresizlikten yapmakta. “Biz kendi işimize bakalım geyiğini yapalım muhabbet olsun” diyor bazılarımız ise. “Zaten muhalefeti gördünüz batırıyorlardı memleketi torpil morpil biz işinizi yürütüyoruz hiç olmazsa” deyip saltanatı sürdürmek isteyenler de var tabii. Peki, bunların yanında gerçekten başka bir dünyayı var etmek isteyenler yok mu? Gelmiş geçmiş ya da seçilince değişecek olana hesap soracak kimse yok mu? Vardır elbet, olmalı!
Toplum olarak bırakın uzak tarihi yakın geçmişi bile çok erken unutmaya meyilliyiz ne yazık ki. Çünkü yapılan haksızlıklara ancak bize dokunuyorsa hatta çok canımızı yakıyorsa ses çıkarıyoruz. Oysa sustuğumuz her haksızlık kapımızın arkasında ama biz sadece önümüze bakıyor, dayanışmıyor ve birlikte mücadele etmiyoruz. Peki, daha ne bekliyoruz?
Bugün kadın sığınma evi talebine “kısmette varsa olur” diyen ve 5 kadının ölümünde payı olanlar milletvekili adayı. Bugün tarım ilaçlı gıdaları denetimsiz ülkeye sokup “bir şey olacağını sanmıyorum” diyen ve bizi kanserden öldürenler milletvekili adayı. Bugün yangın helikopteri yerine Mercedes alıp ormanlarımızı kül eden efendiler milletvekili adayı. Bugün sözde emekten yana olup özel sektörde sendikaya karşı duran ve binlerce sömürüye ve daha kötüsü iş cinayetine sebep olanlar aday. Bugün saat uygulaması yüzünden gençlerin ve çocukların karanlıkta okula gitmesine ve ölümlerine sebep olan hükümet “erkanı” milletvekili adayı. Bugün göç yasasını getirenler, geçirenler, kadının yıpranma payını elinden alanlar, sözde sosyal güvence(siz)lik yasasını başımıza saranlar milletvekili adayı. Bu şahsiyetlerin hepsi yine yeniden aday! Bu işbirlikçilerin aday olabilmesi bile utanç vericiyken kişisel çıkarlar için yine seçilmeleri sanırım kendimize ve ülkemize yapacağımız en büyük ayıp olacak.
Bu yüzden seçim sürecinde veya sonrasında elde edeceğimiz menfaatlerden, işin ciddiyetini bir kenara koyup egemenlerin çıkarları doğrultusunda mizah yaparak para kazanıp bir nevi mevcut düzene reklam yapmaktan vazgeçelim ve gerçekleri görelim. Daha güzel bir dünya için artık elimizi hem vicdanımıza hem de taşın altına koyalım. Sadece kendimiz için değil herkes için onurlu bir gelecek uğruna mücadele edeceğine inandığımız yoldan yürüyelim. Bu düzene ortak olmak için değil bir son vermek için uğraşalım. Birlikte yürüyelim, susmayalım gerektiği her yerde hesap soralım. Bu kez gerçekten hep birlikte dağın arkasındaki güzel günlere varmayı mümkün kılalım.
Zekiye Şentürkler
Baraka Aktivisti