Sıcağı sıcağına yerel seçimler ve anayasa referandumu ile ilgili olarak kısa kısa bir kaç not yazacak olursak:
- Seçimlerden önce ADL’de yazdığımız yazılarda CTP-BG’nin hemen hemen her alanda ama özellikle de merkezde hegemonya kaybı yaşadığını belirtmiştik. Gerek yerel seçimler gerekse de referandum bu tespitimizi bir kez daha doğruladı. Yerel seçimlerde de anayasa referandumunda da; CTP-BG en hafif anlamıyla hezimete uğramıştır.
- Anayasa referandumundan çıkan sonuç iyi okunmalı. Öncelikle şunu açık ve net bir şekilde ortaya koymak lazım. Halkın rejim partilerine güveni yok; rejimi yenileme girişimlerine taviz vermiyor ve en önemlisi Kıbrıslı Türkler’in bu rejime inancı yok. Kendileri için hiçbir gelecek vaat etmeyen, aslında hiçbir geleceği de olmayan bir devlet yapılandırılmasını makyaja tabi tutma girişimi ancak tokat gibi bir hayır ile sonuçlanır. Ki öyle de oldu!
- Referandumda hayır oyu çıkmasında büyük önem sol ve devrimci soldan gelen eleştiriler ve yapılan kampanya idi. Fakat son hafta sağdan gelen hayır çağrılarının da yamana atılmaması gerekiyor. UBP ve DP tabanlarının hayır dediği biliyor. Bundan dolayı hayırdan ilerici bir halk hareketi beklemek yanlış yere odaklanmak olur. Hayır’ın önünü açan devrimci sol idi. Ve bunu sonuna kadar da ileriye götüren, içini dolduran da devrimcilerdi. Burada esas önemli olan Hayır’ın içindeki ilerici ve devrimci potansiyele sahip çıkarak bunun kurucu bir sol ve devrimci sürecin inşasına evrilmesini sağlamaktır. Unutulmamalıdır ki Hayır, solun örgütlülüğünün ve merkez ile merkez dışındaki gücünden kaynaklı çıkmamıştır. Ki sol, devrimci sol o denli bir örgütlülüğe de sahip değil. Özellikle sosyal medya, hukukçular ve gazetecilerin çabalarıyla bu Hayır yaygınlaşabilmiştir. Dolayısıyla bir tarafıyla tepki bir tarafıyla da güvensizlik yansıması olan Hayır’dan bir hareket beklenmemeli. Fakat halkın genel eğiliminin yeni bir alternatif, ilerici, demokrat ve devrimci değerleri benimseyecek yeni bir politik özne arayışı olduğunu görmek ve buraya odaklanmak gerekmektedir.
- Referandum ile birlikte partiler ve halk arasında yeni bir duvar örüldü. Hayır sonucu bize açık bir biçimde halkın partileri karşısına aldığını göstermekte. Hatta bu CTP tabanı için daha da yakıcılaşmaktadır. Kendi tabanı dahi Hayır oyu veren bir partinin ciddi bir değişim sürecinden geçmesi CTP için en hayırlısı olacaktır. Bu durumda partilerin çıkıp yetkili kişilerinin özeleştiri vererek istifalarını sunmaları gerekmektedir. Aksi taktirde halk ile rejim partileri arasında örülen duvarlar daha da büyüyecek ve kalınlaşacak.
- Bu sonuç bize açık bir şekilde göstermektedir ki, bugün siyasal öznesini arayan bir halk ile siyasetini kaybetmiş özneler arasında uçurumlar gittikçe derinleşmektetir. Tüm güç ilişkileri altüst olurken ve politik öznelerle, halk arasında uçurumlar büyürken, yeni bir yola çıkmanın ve yeni bir alternatif yaratmanın tam zamanıdır.
- Siyasetini kaybetmiş özneler ile siyasetini arayan halk arasında halktan yana tercih yapacak olan devrimciler, yeni bir siyaset arayışının kurucu unsurları olmalıdır!
****
- Seçimlere gelecek olursak. CTP için ikinci büyük hezimet de Lefkoşa, Girne ve Mağusa’da kaybetmesi oldu. Özellikle Lefkoşa’da TDP, BKP ve Baraka’nın ortak adayı Harmancı’nın zaferi bütün bir ülkeyi etkileyecek ve yeni bir rüzgarın yayılmasını sağlayacak. CTP-BG kendi içindeki hesaplaşmalarla birlikte önümüzdeki süreçte dağılma dahi yaşayabilir.
- Katı olan her şeyin buharlaştığı bir dönemden geçmekteyiz. İttifakın zaferi yeni bir sol-devrimci politika yapma zeminini yaratırken, müştereklerde birleşerek bu ittifakı genişletmek ve büyütmek Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesine de ciddi bir ivme katacaktır. Sahte sol yapılar teker teker çökerken, yeni, devrimci sol bir siyasetin yaygınlaşacağı bir döneme giriyoruz.
- Lefkoşalı her şeyden önce yıllardan sonra belki de ilk kez büyük bir umut ve kendine güven ile sandığa giderek ittifaka mühür bastı. Çürümüşleri çürük sepetinde bıraktı ve yeni bir alternatif için kapı araladı. Bu umudu ve inancı güçlendirmek, diğer bölgelerde de böylesine bir umut ve inanç yaratmak boynumuzun borcudur.
- Lefkoşa seçimleri sadece sol liberallerin, liberallerin veya partilerdeki tahakkümcü ağaların hezimeti olmadı. Aynı zamanda ‘bu halktan hiçbir şey olmaz’ diyen siniklerin ve nihilist solcuların da hezimeti oldu. Lefkoşalı sadece alternatif bir sol için yol göstermedi. Aynı zamanda umutla, inançla; gelecek için kararlılığının tam olduğunu söyledi.
- Son olarak, Lefkoşa bugün bir kırılma ile güne başladı. Yeni bir eşikteyiz şimdi. Güç dengeleri altüst oldu. Halk karşısına rejim partilerini alarak rejime olan güvensizliklerini haykırdı. Lefkoşa’da umudu ve inancı bağırdı. Bunca yıllık sıkışmışlıktan kurtulma dirayetini yansıttı. Şimdi tüm gücümüzler sokaklardan yaratacağımız özgürlükçü, eşitlikçi ve dayanışmacı bir devrimci dinamizm ile Kıbrıs’ın kuzeyinin yeni ve devrimci solunu inşa edeceğiz.
Hasan YIKICI
Baraka Aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.