RESMİ TATİL VE ANMA GÜNLERİ YASASI

Bayramlarda, 1 Mayıs’ta ve bunun gibi günlerde çalışmak zorunda kalıyorum. Bu yasal mıdır?

İşçilerin, haftalık (haftasonu) izinleri ve yıllık ücretli izinleri dışında, bir de “Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasası”nda belirtilen günlerde izinleri vardır. Bu tarihlerde hiçkimse çalışmak zorunda değildir. Çalışmak gönüllüdür ve isteğe bağlıdır.

Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasası’nda belirtilen rasmi tatil günleri hangileridir?

“Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasası”nın 2. Maddesi’nde şöyle der:

“2. Bu Yasaya Ek Cetvelde belirtilen günler Resmi Tatil günleri olarak saptanır.”

Ek Cetvel ise şöyledir:

“    1. 1 Ocak

  1. 23 Nisan
  2. 1 Mayıs
  3. 19 Mayıs
  4. 20 Temmuz
  5. 1 Ağustos
  6. 30 Ağustos
  7. 29 Ekim
  8. 15 Kasım

     10 Şeker Bayramı (üç gün)

  1. Kurban Bayramı (dört gün)
  2. Mevlit

Toplam 17 Gün”

 

Bu tatil günleri özel sektör için de geçerli midir?

Bu tatil günleri, özel sektör, kooperatif, kamu farketmeksizin tüm çalışanlar için geçerlidir. Bu konuda İş Yasası’nda da düzenleme vardır. İş Yasası’nın 40. Maddesi’nin 1. Paragrafı şöyle der:

 “Bu Yasa kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçiler, Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasasında resmi tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmayıp, tatil yaparlar ve bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretlerini tam olarak ödenirler.”

Yani Yasa açıkça, resmi tatil günlerinde işçilerin çalıştırılamayacağını ve maaşlarının da tam olarak ve eksiksiz bir şekilde, çalışmış gibi ödenmesi gerektiğini belirtmektedir.

Ama bizim iş yerimiz her resmi tatilde açık…

Patron eğer istiyorsa, resmi tatil günlerinde veya haftasonları iş yerini açabilir. Ancak işçiler bu günlerde çalışmak zorunda değildir. Eğer çalışmak isteyen işçi olursa bu işçilere ek mesai ödenir. Ek mesai konusunu ayrıca inceleyeceğiz. Ancak önemli olan şudur ki; hiçbir işçi resmi tatillerde çalışmaya zorlanamaz. Ek mesai gönüllü olarak yapılabilir. Zorunlu ek mesai olmaz. Patron gönüllü ek mesai yapan işçilerine ayrıca ek ücret ödemelidir.

Birçok özel sektör işyeri gibi, bizim iş yerimizde de bu kurallar uygulanmıyor. Acaba bu yasa yeni mi geçti?

Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasası, 1984 yılında, İş Yasası da 1992 yılında yürürlüğe girdi. Bu yasalar yeni değildir. Ancak patronlar işlerine gelmeyen yasaları her zaman bilmemezlikten gelirler. Çıkarlarına olan bir yasa maddesini de anında öğrenirler.

Peki bu yasalara uymamanın bir cezası yok mu? Neden uygulanmıyorlar?

Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasası’nın “suç ve cezaları” düzenleyen bir kısmı yoktur. Bu yasa 7 maddelik basit bir yasadır. Yasa’da emredilen tatil günlerine uyulmadığı takdirde, uygulanması gereken cezalar düzenlenmediği için ortada bir boşluk oluşmaktadır.

Bu boşluğu yukarda aktardığımız İş Yasası’nın 40. Maddesi’ne uyulmaması karşılığında Çalışma Dairesi tarafından uygulanması gereken bir asgari ücret tutarındaki ceza kısmen doldurur. Ancak bu yeterli değildir. Resmi Tatil ve Anma Günleri Yasası’na uymamanın da cezasının ayrıca olması gerekir.

Çalışma Dairesi neden resmi tatillerde zorla çalıştırılın özel sektör işçilerini korumuyor?

Bir iş yerinde resmi tatil gününde çalışan bir işçi konuşmaya kalkan resmi bir görevliye verilecek cevap “patrondan yana” olacaktır. Hiçbir işçi, işten atılma tehlikesi varken patronunun kendisini zorla çalıştırdığını söylemez. İstemeden de olsa patron korur. Gönüllü mesai yaptığını söyler ve ek mesai ödeneceğini iddia eder. Bunun doğrusunu kolayca ortaya çıkarmak mümkün değildir.

Gerçeği ortaya çıkarmanın hiç mi yolu yoktur?

Elbette vardır. Bu gibi durumlarda uygulanması için dünyada geliştirilmiş bir çok teftiş yöntemi vardır. Ancak Çalışma Dairesi’nin bunu uygulayacak kadar müfettişi ve zamanı yoktur…

Çalışma Dairesi’nin işi bu değil mi? Nasıl zamanı ve müfettişi olmaz?

Evet, Çalışma Dairesi’nin görünürdeki işi budur. Bunun yanında daha birçok işi vardır ve hepsi de özel sektördeki işçilerin patronlar tarafından keyfi sömürüsünü engellemek içindir. İş kazalarını önlemek, mesai saatlerini düzenlemek, maaşların seviyesini ayarlamak, yıllık izinlerin kullanılmasını sağlamak, kısaca çalışma yaşamındaki bütün hakları korumak hepsi de Çalışma Dairesi’nin işidir.

Ancak bunlar sadece yasal görüntüdeki işlerdir. Patronlar bunların hiçbirinin yapılmasını istemez. İşyerlerini kendi malı, işçileri de kendilerine ait olarak gördükleri için, kimsenin işlerine karışmasına tahammülleri yoktur. Her kim hükümet olursa olsun, özel sektör patronları ile arasını bozmak istemediğinden Çalışma Dairesi’nin bu işleri yeterinde yapmaması için, gerekli önlemeleri alır.

Yani işçilern haklarının korunmamasının nedeni, kamuda çalışan görevliler değil; hükümetler ve onları oluşturan partilerdir.

Resmi Tatillerde biz de izin yapmak istiyoruz. Bu nasıl mümkün olacak?

Bunun tek bir yolu vardır. İşçiler kendi sendikalarında örgütlenecekler ve yasaları sendikalar uygulayacaktır. Ne partiler, ne hükümetler, ne resmi daireler ne de patronlar işçilerin bu haklarını asla uygulamazlar. Özelde sendikalaşma olmadan, özel sektörde patronların keyfi uygulamaları durmadan tüm yasalar göstermelik kalmaya mahkumdur. Oysa işçiler için sadece tek bir yasa maddesinin uygulanması yeterlidir. O da “Özel Sektörde Sendikasız İşçi Çalıştırmanın Yasak Olmasıdır.” Böyle bir yasa maddesi geçirildiği ve uygulandığı takdirde, geriye kalan tüm yasaları işçiler kendi sendikaları aracılığı ile uygulayabilirler. İşçilerin sendikaya, birlik olmaya ihtiyacı vardır. Başka hiç bir şeye ihtiyaçları yoktur.