*Bu yazı daha önce bu sitede yayınlanmıştır. Ancak yazıyı, Rauf Denktaş’ın ölüm yıldönümü vesilesiyle ve geleneği Denktaş’ın faşizan yönetimine karşı mücadele büyümüş CTP’nin mevcut başbakanının Denktaş’ı “katkılarından dolayı sevgi ve saygıyla anması” vesilesiyle tekrar yayınlamak istedim
***
Siyaset ile ilgilenmeye, daha doğrusu “kendi içinde bir birey” değil “toplumun bir parçası olan bir birey” olduğumun farkına varmaya başladığımda, Rauf Denktaş çoktan aktif siyaset dünyasından çekilmiş, daha doğrusu 2000’li yılların başındaki Kıbrıslı Türk halk hareketi sonucunda çekilmek zorunda kalmıştı…
Rauf Denktaş’ı topu topu iki üç kez görmüş, ancak hiçbirisinde onunla sohbet etmek fırsatına sahip olamamıştım…
Olsam da zaten konuşacak pek bir şeyim olmazdı muhtemelen, en fazla halini hatrını sorardım…
Ancak bugün, keşke yaşasa ve kendisiyle sohbet etme imkanım olsa diyorum…
Konuşacak pek çok şeyim var çünkü kendisiyle…
Mesela sormak isterdim kendisine, “ilk köpeği Rex’i, aile dostu Rum Yangos amcası hediye etmiş”ken1…
“İş hayatına atılabilmek için ihtiyacı olan parayı bir Rum vermiş”ken2…
“1967 yılında Rumlara tutsak düştüğünde, hiçbir Türk’ün göremeyeceği kadar iyi bir muamele görmüş”ken3…
Ve “1970 yılında, teknesi Girne açıklarında alabora olup denizde boğulma tehlikesiyle karşı karşı kaldığında, hayatını kurtaran yine bir Rum”ken4…
Nasıl olur da Kıbrıslı Elenler’e karşı bu kadar güvensiz, ve hatta öfkeli ve intikamcı olabilmiştir ?
Konuşmak istediğim diğer şey de, Kıbrıslı Elenler’e karşı bu kadar güvensiz, ve hatta öfkeli ve intikamcı olmasının bedelini sadece kendi halkı, yani bizler öderken, nasıl olur da kendisi bu kadar güvensizliğe, öfkeye ve intikamcı duygulara rağmen, söz konusu kendisi, kendi sevdikleri ve kendi çıkarları olduğunda Kıbrıslı Elenler ile işbirliği yapmıştır ?
Mesela, Denktaş’ın kurucularından ve aynı zamanda siyasi önderlerinden olduğu TMT’nin 11 Mayıs 1958 günü dağıttığı bildirilere göre, “Rumlarla ilişkide bulunmak, Rumlara ait bar, meyhane ve gece kulüplerine gitmek yasaklanmış”ken5, ve “özel timler bu gibi yerlere gidenleri izlemek üzere görev”lendirilmişken6, yani Kıbrıslı Türkler’in Kıbrıslı Elenler ile kuracağı bütün sosyal/kültürel/politik/ekonomik ilişkiler yasaklanmışken (diğer birçok yasağı incelemek için TMT bildirilerine bakılabilir) ve bu yasağa uymayanlar para cezası, dükkanlarının kundaklanması, sokak ortasında dayak, tehdit ve ölümle “cezalandırılırken”…
Nasıl olur da Rauf Denktaş, 1963 yılınının Aralık ayında Kıbrıs’ta başlayan toplumsal çatışmalardan sonra “karısını ve çocuklarını çatışma ortamından uzaklaştırmak” için EOKA’nın resmi avukatlığını da yapmış ve aynı zamanda Kıbrıslı Elen toplumunun o dönemki milliyetçi liderliğinin içinde yer almış “Glafkos Klerides’i arayarak ondan yardım istedi”7 ? Klerides de bu yardımı kabul etmiş, tüm işlemleri kendi elleriyle yaparak Denktaş’ın ailesini Türkiye’ye göndermiş, sonra da “Denktaş’ı telefonla arayarak durumu bildir”mişti : “Rauf, tamamdır, çocuklar uçtu.”8
Referanslar
1 Niyazi Kızılyürek, Doğmamış Bir Devletin Tarihi Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, sayfa 65
2 aynı kitap, sayfa 65-66
3 aynı kitap, sayfa 66
4 aynı kitap, sayfa 66
5 Aydın Akkurt, Türk Mukavemet Teşkilatı, sayfa 195
6 aynı kitap, sayfa 195
7 Niyazi Kızılyürek, Glafkos Klerides Tarihten Güncelliğe Bir Kıbrıs Yolculuğu, sayfa 26
8 aynı kitap, sayfa 26
Celal Özkızan
Baraka aktivisti
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.