Eğitim Bakanlığı’nın kapalı kapılar ardında YÖDAK ile de işbirliği yaparak YDÜ’de Sınıf Öğretmenliği bölümüne açma ön izni vermesi üzerine eylem yapan Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencileri ile ilgili Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni Rasıh Reşat’ın yazdığı köşe yazısı sosyal medyada tepki topladı. ‘Sorun görmedim, eylem antrenmanı galiba’ isimli yazısında Reşat, AÖA Öğrencilerinin neden eylem yaptığını anlamadığını belirtirken eğitimle ilgili eylemlerden sıkıldığımı ve bu eylemlerin haber Değeri olmadığını yazdı. Bunun üzerine Reşat’a sosyal medyada tepki Gösteren AÖA öğrencileri, Reşat’ı AÖA’ya davet ederek doğru bilgiler ışığında yazı yazmasını arzu ettiklerini söylediler.
Geçen günkü eylemde AÖA öğrencileri adına basın açıklamasını okuyan Ayşe Alioğlu ise Reşat’a sosyal medyadan cevap verdi… Ayşe Alioğlu’nun cevabı şöyle:
“Sayin Rasih Resat,
Oncelikle ilgili basin aciklamasini AOA ogrencileri adina yapan kisi olarak karsi ciktigimiz ve yanlis oldugunu soyledigimiz bu uzucu olaya karisan tum kurum, bakanlik ve sahislari kinadigimiz ve uzuntulerle karsiladigimiz gibi sizin bu talihsiz aciklamanizi da ayni sekilde temeli olmayan, arastirmayi dogru yerlerde yapilmamis bulmakta ve uzuntulerle okumus bulunmaktayiz.
Oncelikle belirtmek isterim ki kimsenin ogretmen olmasina karsi degiliz lakin devletin tek universite kurumu olan AOA’yi bu olayin disinda tutarak ve danisma tenezulunde bile bulunmayan, yaptiklari yasayi unutan, yasanin ustunlugune karsi sart bahanesi ureten ve kendine ait bir kurumun daha ileriki asamalarda kapatilmasina kadar gidecek boylesine alelacele ve hicbir hukuki danismanligi yapilmadan onaylanan bu oniznin kaldirilmasini istemek pek tabii ki olagan ve olmasi gerekendi.
Yazdiginiz ve dusundugunuz bu uzucu yaziyi yazmadan once sagi solu degil, Mahkemelerden veya internet sitesinden yasamizi okuyabilseydiniz verilen oniznin aslinda yasal gosterilmeye calisildigini anlamis olacaktiniz.
Yazinizin bir bolumunde kendi kendinize bizim adimiza sorup cevapladiginiz sorulari keske bize sorarak daha bilimsel ve dogruya dayali bir kose yazisi olmasini saglamis olsaydiniz bu yazi bizi bu kadar uzmezdi.
Olur da yazinizi tekrar gozden gecirmek ve cevaplarini verdiginiz o sorularin sorulmasi gereken bizlere ulasmak isterseniz bu ulkenin devletinin belirledigi kriterlerle ogretmen yetistiren kurumu olan Ataturk Ogretmen Akademisi’ne ziyaretinizi bekleriz.”
Derman Paça ise deneyimlediği bir anısını şöyle anlatıyor;
Yaşadığım bir deneyimi sizinle paylaşmak istiyorum. X bir yerde kırtasiye alışverişini yaparken bana yardımcı olan 22-23 yaşlarında bir kadınla bir diyaloğumuz oldu. Kendisi YDÜ okul öncesi öğretmenliğinden mezun olduğunu söyledi. Kendisine neden mesleğini yapmıyorsun diye sordum. Aldığım cevap ise “YDÜ’de 3 ay okul öncesi öğretmenliği yaptım. 3 ay dayanamadım ve bıraktım. 4’e kadar işliyor üstelik 800 tl alıyordum. Gerçi burada da 5’e kadar işliyor ve yine 800 tl alıyorum. Yine de memnunum. Burada en azından insan olduğumu unutmuyorum. Bana köle gibi değil de buranın çalışanı olarak bakılıyor. Şartlar ayni ama davranışlar daha insani” dedi.
Reşat’ın bahse konu yazısı ise şöyle;
“Gün geçmiyor ki eğitim ile ilgili bir eylem olmasın ülkemizde. Yine bir tanesine şahit olduk dün. Sıkılmadın desem yalan olur. O kadar sıradanlaştı ki, haber değeri bile yok neredeyse.
KTÖS’ün destek verdiği ifade edilen ancak onun organize ettiği her halinden belli olan eylemde konu bu sefer özel bir üniversiteye İlkokul Sınıf Öğretmeni yetiştirmek konusunda verilen izin idi.
Biraz baktım sağı solu aradım, hemen akabinde ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklaması geldi.
Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencileri diyor ki, “Bu özel üniversiteye izin verilmesin. Zaten AOA sınıf öğretmeni yetiştiriyor.”
Milli Eğitim Bakanlığı da diyor ki: “İzin zaten şartlı. Bu özel üniversiteden mezun olacak olanlar sadece özel ilkokullarda istihdam edilebilecekler, devlet okulları yine AOA mezunlarını istihdam edebilecek”
Şimdi burada eylem nedeni ne onu merak ettim.
Bu ülkede özel ilkokul yok mu? Var.
Bunlara izin verilmedi mi? Verildi.
Buralarda öğrenim gören çocuklarımız yok mu? Var.
Peki Öğretmen Akademisi mezunları, devlette değil de bu özel okullarda öğretmenlik yapmayı tercih ederler mi? Hayır.
Birçok özel ilkokul emekli öğretmenlerden faydalanmak zorunda kalmıyor mu? evet
Peki bu okullardaki çocuklara kim eğitim verecek?
Soru bu aslında.
Eylem yapan öğretmen adayları ve Öğretmen Sendikası diyor ki öğretmen gerekirse AOA’ye daha fazla öğrenci alın.
Peki hangi AOA mezunu kadrolu Devlet öğretmeni olmak yerine özel ilkokullarda öğretmenlik yapmayı tercih edecek? Bilindiği gibi ülkemizin özel sektörü ile kamu arasında büyük farklar var. Verilmiş hakların geril alınamayacağı prensibi ile bu uçurum her geçen gün büyüyor.
Soruyorum, AOA mezunu bir öğretmen adayı ülkemizde çok sayıda bulunan özel ilkokullarda özel sektör mantığı içerisinde görev yapar mı? Yapmaz.
Gelinen noktada sendikanın söylediği ve ortaya koyduğu argüman belli. Karşılığında Eğitim Bakanlığı’nın söylediği de net. Ortada bir karmaşa yok.
Devlet kendine, özel de kendine öğretmen yetiştirecek.
Ne devlet özelden mezun olan öğretmeni, ne de özel devletten mezun olanı istihdam edecek.
Sorun nerde?
Yoksa amaç sadece eylem yapıp, öğretmen adaylarına antrenman yaptırmak mı?”