Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, sosyal medya hesabından açıklamada bulunarak pandemi ve servet vergisi konularına değindi.
Bir kısım entelektüel ve ana muhalefet partisi ise, yıllardır destek olmadıkları Servet Vergisi talebinin büyümesi karşısında, “her kesim birbirini hedef göstereceğine kendinden başlasın” açıklaması yapıyor. Öncelikle şunu net olarak ifade edelim, servet vergisi talebi kamu emekçilerinin değil tüm halkın talebidir. Toplumun %5’i bile olmayan ufacık bir azınlık dışında da kimsenin cebine yöneltilmiş değildir. Pandemi nedeniyle esnaf çok büyük bir bedel ödemektedir, kamu emekçilerinden hali hazırda kesinti yapılmıştır, özel sektör emekçileri ise zaten bir yıldır asgari ücretin bile artmadığı koşullara mahkum edilmiştir. Bu toplumda hiç bedel ödemeyen sadece ultra zenginleridir ve aynı ultra zenginler utanmadan, emekçileri birbirine hedef göstermeye çalışmaktadır.
Açıklama şöyle:
Sağlık nedeni ile yaşanan karantina sonucunda küçük esnaf ve kapalı iş yerlerindeki işçiler ciddi bir ekonomik sıkıntı ile yüz yüzedir. Hükümetin bu soruna bir çözüm bulması, esnaf ve özel sektör çalışanlarının ekonomik mağduriyetini gidermesi şarttır!
Hükümet bu konudaki sessizliğini korurken, büyük sermayenin temsilcilerinden Bay Başman dün bir açıklama yaparak, maaş alamayacak özel sektör çalışanlarına memurları hedef göstermiştir!
Ülkemizde her ekonomik gerginlikte kamu ile özel sektör emekçilerini birbirine düşürme gayreti ilk kez karşılaştığımız bir durum değil. Bu defa yeni olan, Başman’a bireysel ve örgütlü bir tepki ile verilen sınıfsal cevap oldu. Sendikalar başta olmak üzere birçok insanımız Başman’a yanıt vererek; bir yıldır devam eden pandemide saçının teline bile dokunulmamış ultra zenginlerin artık elini taşın altına koyması gerektiğini hatırlattı.
Bağımsızlık Yolu tarafından savunulan #ServetVergisi talebi de bu tepkide en çok dile getirilen önerilerden birisi oldu. Ancak Başman’ı yalnız bırakmayan sermaye örgütleri, dünden beridir basın açıklamaları yapmaktalar. İŞAD, Ticaret Odası, Müteahitler Birliği gibi kuruluşlar, nerdeyse #AliBaşmanYalnızDeğildir kampanyası örmekteler. Esasında Ali Başman’ı değil, kamu ve özel sektör emekçilerinin ortak sözü durumuna gelen, “Servet Vergisi alınarak, özel sektör emekçilerinin maaşı ödensin” talebine karşı servetlerini koruyorlar.
Bir kısım entelektüel ve ana muhalefet partisi ise, yıllardır destek olmadıkları Servet Vergisi talebinin büyümesi karşısında, “her kesim birbirini hedef göstereceğine kendinden başlasın” açıklaması yapıyor. Öncelikle şunu net olarak ifade edelim, servet vergisi talebi kamu emekçilerinin değil tüm halkın talebidir. Toplumun %5’i bile olmayan ufacık bir azınlık dışında da kimsenin cebine yöneltilmiş değildir. Pandemi nedeniyle esnaf çok büyük bir bedel ödemektedir, kamu emekçilerinden hali hazırda kesinti yapılmıştır, özel sektör emekçileri ise zaten bir yıldır asgari ücretin bile artmadığı koşullara mahkum edilmiştir. Bu toplumda hiç bedel ödemeyen sadece ultra zenginleridir ve aynı ultra zenginler utanmadan, emekçileri birbirine hedef göstermeye çalışmaktadır.
“Her birimiz önerilerini mensup olduğu zümreden başlayarak yapmalıyız” diyen ana muhalefet partisi başkanının ise, içinden geçilen dönemde devlet bütçesinde önemli bir yer kaplayan parti yardımları konusunda girişim yapmasını beklemek hakkımızdır. Bu açıklamasının gereği, “parti yardımlarının kesilmesi için” öneri yapmaktır.
Gelinen noktada sermaye tüm örgütleri ile Ali Başman’ın arkasındadır. Ama mesele Başman’dan öte bir noktadadır. Mesele ultra zenginlerin de elini taşın altına koymasından yana mısınız, yoksa emekçileri birbirine kırdırmaya çalışanlardan yana mısınız meselesidir. Arası, ortası, kenarı yoktur bunun!
#ServetVergisiHemenŞimdi çünkü, insan paradan daha kıymetlidir!