Patronum, işyerinde çeşitli sebeplerle maaşımdan kesinti yapıyor. Bu yasal mıdır?
Birçok patron, işçilerinin maaşından kesinti yapmaktadır. Bu kesintilerin sebebi her işyerinde farklılık gösterir. İşe geç gelmek, patronun “disiplin suçu” adını verdiği suçları işlemek, işyerinin bazı aletlerine istemeden zarar vermek, hatta bazen patronun öngördüğü hedeflere ulaşamamak maaştan kesinti yapılmasına neden olabilmektedir. Bunların hiçbiri yasal değildir. Patron işçinin maaşından kesinti yapamaz. Maaştan kesinti yapılabilmesi için patronun yasalarda, işçi ile yaptığı sözleşmede veya sendika ile imzaladığı toplu sözleşmede bunun açıkça belirtilmiş olması gerekir. Bu durumda bile kesinti yapmanın belli kuralları vardır. Hiçbir patron, bir yanlışa sinirlenip işçinin maaşını kendi kararıyla kesemez.
İş Yasası’nın 25. Maddesi’nin birinci paragrafı bu konuda çok açıktır:
“(1) İşveren, yasalarda, toplu iş sözleşmelerinde veya hizmet akitlerinde gösterilmiş olan nedenler dışında, mahkeme kararı olmaksızın işçiye ücret kesintisi yapamaz”
Patronun maaşımdan kesinti yapması için hangi kuralları yerine getirmesi gerekir?
Herhangi bir ücret kesinitisi yapılabilmesi için, patron bizimle yapacağı sözleşmeye veya sendikamızla yapacağı toplu iş sözleşmesine ek bir madde eklemek zorundadır. Bu maddede disiplin suçlarının ve bu suçlara uygulanacak para cezalarının açıkça belirtilmiş olması gerekir. Ortada bu şekilde yazılı ve altında işçinin veya sendikanın imzası bulunan bir sözleşme yoksa patron asla kesinti yapamaz.
Sadece bunun yapılmış olması da para cezası (maaş kesintisi) için yeterli değildir. Kesintiye karar verecek olan bir işyeri disiplin kurulu da oluşturulmalı ve bu kurulda işçilerin de temsilcisi bulunmalıdır. Yukarda aktardığımız 25. Madde’nin ikinci paragrafı bu hususu düzenler:
“(1) (A) İşçilere ücret kesintisinin bir disiplin suçu karşılığı olarak uygulanabilmesi için, disiplin suçlarının ve bu suçlara uygulanacak cezaların toplu iş sözleşmesi veya hizmet akdinde açıkça belirtilmesi koşuldur.
(B) Yukarıda belirtilen disiplin suçlarına karşılık verilecek cezalar, toplu iş sözleşmesi veya hizmet akdinde belirtilmiş olan bir işyeri disiplin kurulu tarafından verilir. Böyle bir disiplin kurulu oluşumunda çalışanların yasal temsilcisinin yer alması zorunludur.
(C) İşyeri disiplin kurulunun toplu iş sözleşmesi veya hizmet akdi ile oluşturulmadığı işyerlerindeki disiplin suçlarına verilecek cezalar, Çalışma Dairesi Müdürlüğünün bir temsilcisi başkanlığında, işveren ve işçinin birer temsilcisinden oluşacak kurul tarafından belirlenir.”
Yani, patron kendi kendine karar verip maaşımızdan kesinit yapamaz. Önce maaştan kesinti yapılmasını gerektirecek suçları ve her suç için kesinti miktarını sözleşmemizde belirtmelidir. Ardından da böyle bir kesinti yapılıp yapılmayacağına, işyerinde oluşturulacak bir disiplin kurulu karar vermelidir. Bu disiplin kurulunda işçiler adına da bir temsilci bulunmalıdır. Bunların hiçbiri yapılmamışsa, maaş kesinitisi yasadışıdır.
Tahmin edilebileceği gibi işyerinde bir disiplin kurulu oluşturulması, işçilerin de bu kurula kendi aralarından bir temsilci seçmesi hiçbir patronun hoşlanmayacağı bir şeydir. İşçiler bir kez kendi aralarından temsilci seçmeye başlarlarsa ve maaş ile ilgili kararlarda söz hakkı elde ederlerse, özel sektörde patronların sahip olduğu keyfi otorite sarsılır. Bunun için hiçbir patron yasanın bu maddesini uygulamaz. Patronlar birden bire maaşımızdan kesinit yaparlar ve çoğu zaman biz bunu maaşımızı eksik olarak ödendiğimizde öğreniriz. Bu tamamen hukusuzdur, adalete aykırıdır ve yasadışıdır…
Disiplin kurulunda kendimi savunma hakkım var mıdır?
Elbette. İçerisinde biz işçileri de temsil eden disiplin kurulu karşısında kendimizi savunma hakkımız asla elimizden alınamaz. Ayrıca disiplin kurulu eğer kesinti yapmaya karar verirse bunu bize yazılı olarak bildirmek zorundadır. Böylece, bu karara ititraz etme fırsatımız da olur.
İş Yasası’nın 25. Maddesi’nin üçüncü ve dördüncü paragraflarında bu açıkça belirtilmiştir:
“(3) İşçiye kendini savunma hakkı verilmeden, ücret kesintisi cezası verilemez.
(4) İşçi ücretlerinden yapılacak kesinti ve işlenen disiplin suçunun ne olduğu işçiye yazılı olarak bildirilir.”
Para cezasının miktarı için bir sınırlama var mı? Yoksa bir aylık maaşımın tamamına el konabilir mi?
Öncelikle, yukarda da anlatıldığı gibi; verilecek para cezasının miktarı henüz suç işlenmeden sözleşmede açıkça belirtilmelidir. Yani suç ve cezası henüz ortada hiçbir şey yokken açıkça tanımlanmalıdır. Disiplin kurulu ancak böyle tanımlanmış bir suç varsa toplanıp karar verebilir. Ayrıca disiplin kurulunun vereceği ceza, asla önceden tanımlanmış para miktarından fazla olamaz.
Para cezasının miktarı konusu da İş Yasası’nın 25. Maddesi’nde düzenlenmiştir. Maaşımızdan disiplin suçu nedeniyel kesilecek miktarların toplamı bir ayda 3 gündelikten fazla olamaz:
“(5) İşçi ücretlerinden, işlenen disiplin suçu nedeniyle yapılacak kesintilerin toplamı bir ayda üç gündelikten veya parça başına ya da yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde, işçinin üç günlük kazancından fazla olamaz.”
Maaşımdan disiplin suçu nedeniyle kesinti yapıldığında, bu para patronun cebine mi gider?
Hayır… İşçilerin maaşından kesinti yapıldığı zaman, kesilen para patronun cebine gidemez. Patronun bu şekilde maaşımıza el koyması yasadışıdır. Patron hangi işçiden, hangi suç için ne kadar kesinti yaptığını bir deftere kaydetmeli ve kesinti yaptığı paraları da Çalışma Dairesi’nin göstereceği bir hesaba yatırmalıdır. Yani patron kestiği maaşı cebine atamaz, Daire’ye ödemek zorundadır.
Bu konu da 25. Madde’nin son paragrafında açıklanmaktadır:
“(6) İşveren, işlenen disiplin suçlarına karşılık yapılan ücret kesintilerinin kaydını tutmak ve bu kesintileri bu Yasanın 60’ıncı maddesinde belirtilen gelirlerin toplandığı hesaba, kesintinin yapıldığı tarihten başlayarak bir ay içersinde yatırmak zorundadır.”
Maaş kesinitisi uygulaması, birçok patronun yaptığı yasadışı bir uygulamadır. Biz işçilerin maaşları, patronların keyfine göre istedikleri gibi kullanabilecekleri bir şey değildir. Yukarıda anlattığımız yasal duruma birçok patron, öğrenir öğrenmez itiraz edecek, haksızlığa uğradıklarını iddia edecek ve mağdur edildiklerinden şikayet edeceklerdir. Oysa bu tamamen asılsız bir iddiadır.
Patronlar, daha önce anlattığımız gibi, memnun olmadıkları bir işçiyi yasal ihbar sürelerine uyarak ve gerekli prosedürleri yerine getirerek işten durdurma hakkına sahiptirler. Ama maaş kesintisi yapmaya ve bunu kendilerine bir gelir kapısı haline getirmeye hakları yoktur. İşyeri disiplin kurulunun keseceği maaşlar, patrona değil, çalışma yaşamını düzenlemeye yardımcı olması için Çalışma Dairesi’nin bu amaçla oluşturmuş olduğu fona yatırılmalıdır. Adil olan da, yasal olan da budur.
Bu yasa maddesi on yıllardır var olduğu halde hiçbir zaman uygulanmamıştır. Ne biz işçiler ne de patronlar bu maddeden haberdar değiliz. Bu durumdan sorumlu olan ise yasaları yapan Meclis ve uygulanmasını sağlamak zorunda olan gelmiş geçmiş bütün hükümetlerdir. Hepsi de patron dostu, işçi düşmanı oldukları için; özel sektörde sömürü bugünkü seviyesine varmış durumadır. Bu durumun kesin çözümü ise tüm yasaların uygulanmasının tek garantisi olan sendikalaşmadır.