Khora Kitaplığı ilk kez 1988 yılında yayınlanmış olan ve uzun bir zamandır baskısı tükendiği için yeni kuşakların ulaşmakta zorlandığı Niyazi Kızılyürek’in Paşalar Papazlar kitabının elinizde tuttuğunuz ikinci baskısını gerçekleştirmekle gurur duyuyor. Yirmi üç yıl önce yayınlanmış bir kitabın bugün yeniden basılması için ya hala güncele dair söyleyecek sözü ya da tarihe ışık tutan bir belge olması gerekir. Paşalar Papazlar’ın içinde belge niteliğinde bir çok yön bulunabilir. Ancak bizim için öncelikli kıymeti ülkemiz Kıbrıs’ın güncelliğine dair söylediklerinin hala eskimemiş olmasındadır.
Paşalar Papazlar Kıbrıs’ın ve Kıbrıslıların içerisinde bulunduğu bağımlılık sarmalını diyalektik yöntemin ışığı altında irdeleyen bir kitap. Özellikle adına Kıbrıs Sorunu denilen ve ne kadar zamandır sürdüğü dahi meselenin tarafları açısından tartışmalı olan sorunu, tüm boyutları ile ve çok yönlü ilişkilerin her birine ayrı ayrı odaklanarak çözümlüyor olması dahi, bugün birçok araştırmada ulaşamadığımız felsefi bir derinlik katıyor kitaba. Meselenin tüm aktörlerini (Kıbrıslı Türk yukarı sınıfı, Kıbrıslı Elen yukarı sınıfı, Kıbrıslı Türk halkı, Kıbrıslı Elen halkı, Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve ABD) birbirleriyle olan ilişkileri ve çelişkileri çerçevesinde ve bu ilişki/çelişkileri tarihsel sürecin devingenliği ile değişen bir olgu olarak kavrama çabası ülkemizde sadece 1988 için değil hala yeni sayılabilecek bir yaklaşımdır. En iyi bildiğimiz şey olarak düşündüğümüz Kıbrıs Sorunu’nu algılayışımızda ya dış dünyayı görmezden gelen ve tamamen içerdeki olaylara/kişisel hikayelere odaklanan ya da tamamen dışardan içeriye hiyerarşik bir çizgi ile tüm olguları izah etmeye çalışan tek yanlı bakış açıları kahve sohbetlerimizden akademik ortamlarımıza kadar yaygınlığını devam ettirmektedir. Paşalar Papazlar ise ne “dışarının” ne de “içerinin” ne de “dışarısı ile içerisinin karşılıklı ilişki/çelişkilerinin” homojen bir nitelik arzetmediğini yalın bir dil ile ortaya koyuyor. Üstelik bunu yaparken “içeride” köklenen “dışarı” ve zaman zaman “dışarı”yı belirleme noktasına gelen “içeri”sine dair bir netlik de yakalayabiliyor. Tarihsel birçok etkenin de sonucu olarak çok faktörlü bir denklem haline gelen Kıbrıs Sorunu’na dair söylenecek her sözü söyleyen bir kitaptan değil; kullandığı yöntem itibariyle her olguyu yorumlamaya olanak veren bir yaklaşımdan bahsediyoruz. İşte Paşalar Papazlar’da bize göre hala yeni olan bu yaklaşımdır.
Kitabı yayına hazırlarken, sayın Niyazi Kızılyürek’in de onayı ile bazı kavramların üzerinden yeniden geçildi. Önceki baskıda “çatışkı” olarak kullanılan kavram bu baskıda yerine göre “çelişki” veya “çatışma” olarak değiştirildi. Yine önceki baskıda bulunan “Kıbrıs Rum/Kıbrıs Yunan” gibi ifadeler “Kıbrıslı Helen”; “Kıbrıs Türk” ifadesi de “Kıbrıslı Türk” olarak değiştirildi. Ayrıca daha önce “İngiliz Yönetimi”, “İngiliz Hükümeti” ve “İngiliz İdaresi” şeklindeki ifadelerin yerine tek bir isimle “İngiliz Sömürge Yönetimi” ifadesi konuldu. Geniş bir yeniden okuma ile önceki baskıdaki tashih hatalarına müdahale edildi ve dilin kullanımında yıllar içinde oluşan farklılıklara göre yeniden düzenlemeler yapıldı. Kitabın dip notları da elden geçirildi, yazı içlerinde verilen kaynaklar dipnotlara alınırken yeni bir kaynakça bölümü de eklendi. En büyük değişiklik kapak fotoğrafında yapıldı. Önceki baskıda bulunan “hoca”ya daha çok benzeyen “paşa” yerine bu baskıda “paşa”ya daha benzer bir karakter çizilerek kapak resmi modifiye edildi. Ayrıca birinci baskıda çevrilmemiş ingilizce kısımların çevirileri yapıldı ve önceki çeviriler de elden geçirildi. Elinizde tuttuğunuz kitap, sayılanlar dışında ilk baskının aynısıdır. Gerçekleştirdiğimiz değişikliklerin okuyucu açısından kavramsal bir netlik sağlayacağını ve okumayı kolaylaştırıcı olacağını düşünüyoruz.
Kitapta önceki baskıya göre yeni olan ise; sayın Niyazi Kızılyürek’in kaleme aldığı “İkinci Baskıya Önsöz”dür. Bu Önsöz’de Paşalar Papazlar’ın bize sunduğu Marksist yöntem kullanılarak aradan geçen yirmi üç yılın deneyimleri harmanlandı. Yirmi üç yıl önce ortaya konan varlık/yokluk ikilemi bağlamında Kıbrıs’ın geleceği bir kez daha masaya yatırıldı. Severek okuyacağınızı ümit ediyoruz.
Bu yazı 2011 yılında kitap yayına hazırlandığında, Münür Rahvancıoğlu tarafından ‘Yayınevinin Notu’ olarak kaleme alınmıştır.