Bağımsızlık Yolu’nun düzenlediği Pahalılığı Protesto Mitingi 26 Ekim Cuma akşamı 19.00’da Selimiye Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Hak-Sen, Güç-Sen, KTÖS, Baraka Kültür Merkezi, Kadın Eğitimi Kolektifi ve Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi de Mitinge Destek Verdi
Baraka Kültür Merkezi müzik topluluğu Sol Anahtarı’nın coşkulu parçalarıyla başlayan mitingte Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, ülkemizin değerli sanatçılarından Yaşar Ersoy ve mitinge destek açıklayan Hak-Sen, Güç-Sen, KTÖS, Baraka Kültür Merkezi, Kadın Eğitimi Kolektifi ve Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi temsilcileri birer konuşma yaptılar.
“Krizin Bedelini Sermaye Ödesin”
Miting alanında bulunan kitle konuşmalar sırasında “Hayat pahalı hükümet ucuz”, “Krizin bedelini sermaye ödesin”, “Halkız haklıyız kazanacağız”, “Son son son zamlara son”, “Yoksulluk kader değildir”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” gibi sloganlar atarken, miting alanında “Yoksulluğa boyun eğme çare örgütlü mücadele”, “Yolumuz tünelin ucundaki ışıktır”, “Kar kaygısı değil ekmek kavgası”, “Bu krizin bedelini biz ödemeyeceğiz”, Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar asgari ücret” yazılı pankart ve dövizler dikkat çekti. Mitinge katılan bir çok kişi ise ellerinde tencere, tava ve kaşıklar taşıyarak; şarkılara ve atılan sloganlara ritimli bir şekilde eşlik etti.
Halkın Acil Önlem Talepleri’ne “EVET”
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu’nunkonuşmasından önce, BağımsızlıkYolu’nun hazırladığı 15 maddelik Ekonomik Kriz Karşısında Halkın Acil Önlem Talepleri tek tekokunarak alanda bulunan kitle tarafından onaylandı.
Rahvancıoğlu: Yoksullaştırılan, Bu Krizin Faturasını ÖdemekZorunda Bırakılan Biziz Ancak Patronlar Devletin Kanatları Altında Karlarına Kar Katıyorlar
Genel Sekreter Rahvancıoğlu konuşmasının başında, “ekonomik bir krizin tam ortasındayız. Bir sabah kalktığımızda TL’nin döviz karşısında eriyip gittiğini gördük. Bizim kendi gelirlerimiz de TL ile birlikte buhar olup uçuverdi… “Sebebi papazdır”, “kriz ithaldir” dediler; “Şimdi herkes elini taşın altına koymalı, hepimiz aynı gemideyiz” dediler. Ama kısa sürede gördük ki, ultra zenginlerle, tüccarlarla, kumarhane, kerhane, otel, inşaat şirketi, özel hastane ve özel üniversite sahipleri ile biz; aynı gemide olmak bir yana aynı okyanusta bile değiliz! Elektrik defalarca zamlanırken, her ay faturayı korkulu gözlerle bekleyen biziz! Soğuk kış günlerinde iki kat zamlanan tüp fiyatlarını nasıl ödeyeceğini düşünen biziz! Süte, benzine, damacana suya, ekmeğe yapılan zamlardan beli bükülen, cebi delinen biziz!
Marketlerin kapısından içeriye adım atarken, iki defa düşünen; her ürünün fiyatını defalarca kontrol etmeden satın alamayan biziz!Yoksullaşan, yoksullaştırılan, bu krizin faturasını ödemek zorunda bırakılan biziz!
Oysa patronlar, ultra zenginler, bu toplumun %5’i bile olmayanlar, devletin güvenli kanatlarının altında karlarına kar katmaya, servetlerinin tadını çıkartmaya devam ediyorlar.” şeklinde ifadelerde bulunurken, konuşmasını; biz halkız! Kendine saygısı olan her halk gibi, ücretsiz eğitim, ücretsiz sağlık, kamu güvencesinde barınma ve ulaşım haklarımızı; kriz koşullarında kamu bütçesinin ultra zenginleri, tüccarları, otel, kumarhane, özel üniversite, özel hastane ve inşaat şirketi sahiplerini desteklemek için değil; esnafı, küçük üreticiyi ve özel sektör çalışanını desteklemek için kullanılmasını talep ediyoruz!
Bunun için sadece haklarımızın bilincinde olmak yetmez. Haklarımızı kimden talep edeceğimizi bilmek ve bu doğrultuda örgütlü mücadele etmek gerekir. Geçmişte meydanları defalarca doldurduk ve defalarca aldatıldık, kandırıldık, oyalandık… Öğrendik ki, kaderini başkalarına emanet etmek için toplanan insanlar sadece bir kalabalıktan ibarettir. Ama örgütlü halk fark yaratır!
Bunun için; barış, birleşik Kıbrıs ve halkların kardeşliği mücadelesi kadar ve hatta bunlar için; emeğin haklarının güvence altına alındığı, zenginlerin değil emekçilerin sözünün geçtiği bir gelecek yaratmalıyız. Bunun için örgütleniyoruz, örgütleneceğiz… Çünkü yoksulluk kader olamaz, kader değildir!
Bize kurulan bu tuzağa düşmeyeceğiz, bu krizin bedelini, biz ödemeyeceğiz.” diye bitirdi.
Ersoy: “Bağımsızlık Mücadelesi’nde Önemli Yeri Olan Selimiye Meydanı Yine Aynı Direnişin Adresi Oldu”
Ardından Yaşar Ersoy bir konuşmamasında, “Kıbrıslı Türk halkının İngiliz Sömürge İdaresi’ne karşı vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesinde önemli yeri olan Selimiye Meydanı’nda bu kez Bağımsızlık Yolu’nun düzenlediği mitingte yine aynı direnişi vermek üzere hayatı bize cehenneme çevirmek isteyenlere karşı buluştuk” ifadelerine yer verdi.
Ersoy’un konuşmasının ardından ise mitinge destek veren sendika ve demokratik kitle örgütleri kitleye hitap ettiler.
Büyükoğlu: Gelmiş Geçmiş Hükümetler Halk Düşmanı
Hak-Sen temsilcisi Büyükoğlu, gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin sermaye yanlısı ve halk düşmanı olduğunun altını çizerken, “emek en yüce değerdir” diye iktidara gelenlerin emekçileri, asgari ücretliyi düşünmeden politikalar çizdiğine dikkat çekerek konuşmasını “Bu krizin bedelini biz ödemeyeceğiz” diyerek bitirdi.
Abdurrahmanoğlu: Sermaye Ekonomik Krizin Neresinde?
Güç-Sen’i temsilen konuşan Abdurrahmanoğlu, sermayenin ekonomik krizin neresinde olduğunun bir soru işareti olarak ortada durduğunu ifade ederken bu krizin bedelinin halka, emekçiye ödetilemeyeceğini vurguladı.
Şener Elcil: Bu Topraklar Üzerinde Ter Dökenlere Ait
KTÖS’ü temsilen konuşan Elcil; “işgalin bedelini ödüyoruz, 44 yıldır bize dayatılanlara karşı kavgamıza devam edeceğiz” derken, bu toprakların üzerinde ter dökenlere ait olduğunu ve ekmek, özgürlük ve barış kavgasının büyük bir inançla devam edeceğini, safları sıklaştırmak gerektiğini vurguladı.
Nazen Şansal: Üreterek Yeni Bir Dünya Mümkün
Baraka’yı temsilen konuşan Şansal, “sizlerle bu meydanda bu isyanı paylaştığımız için mutluyuz” ifadelerine yer verirken, “üreterek, direnerek, dayanışarak yeni bir dünyayı kurmanın mümkün olduğunun altını çizdikten sonra kitlenin de eşlik ettiği Nazım Hikmet’in “Akın var güneşe akın. Güneşi zaptedeceğizgüneşin zaptı yakın!” dizeleriyle konuşmasına son verdi.
Serap Kedi: Zenginlerin Filikaları, Bizim Direnişimiz Var!
Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi’ni temsilen konuşan Kedi, “bizi boğulmaya terk edenler hep aynı şeyi söylüyorlar: Aynı gemideyiz. Ama biz biliyoruz ki onların filikaları var. Bizim ise mücadelemiz var” şeklinde ifadelerde bulunurken, şimdi daha yüksek sesle bağırmamız ve daha örgütlü hale gelmemizin gerekliliğinin altını çizdi.
Alçıcıoğlu: Kadınlar Sömürüyü Kabul Etmeyecek
Kadın Eğitimi Kolektifi adına konuşan Alçıcıoğlu; kadından, emekçiden, ezilenden yana olan Bağımsızlık Yolu’nu selamlarken pahalılığa karşı isyanda olduğumuzu bir kez daha haykırmak istiyoruz dedi. Ayrıca Alçıcıoğlu kadınların zamlardan en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunun altını çizerken, kadınların bu sömürüyü kabul etmeyeceğini belirtti.
Temsilcilerin konuşmalarının ardından miting Sol Anahtarı’nın parçalarıyla sona ererken, “Durduramayacaklar Halkın Çoşkun Akan Selini” isimli parçaya kitlenin coşkulu bir biçimde eşlik ettiği dikkatlerden kaçmadı.