Sorunun cevabını en baştan verelim: Görünen o ki, hiç kimse.
Bu ülkenin en çok kanayan yarası, özeldeki çalışma koşullarının, sadece patronların insafına bırakılmasıdır…
Memleketimizdeki kayıtlı olarak çalışan emekçilerin yaklaşık yüzde 50’si, özel sektördedir…
Bu da demek oluyor ki, emekçi insanların nerdeyse yarısı, hiçbir güvenceye sahip olmadan, gelecekte ne olacağını bilemeden, işten atılacağı korkusuyla en ufak bir itiraz dahi edemeden, kısacası nerdeyse kölelik koşullarında çalışmaktadır…
Bunu önlemenin tek yolu da, özelde sendikalaşmadır…
Görünen o ki, buna karşı çıkan hiç kimse yok…
Örneğin sendikalar ve sendikaları savunanlar, sendikaların zümresel değil toplumsal çıkarlar için mücadele ettiklerini, emekçi kesimlerin genelinin hakkı ve hukuku için mücadele ettiklerini söylemektedirler. İşte sendikalar ve sendikaları savunan kesimler için bir fırsat; eğer sendikalar gerçekten toplumsal ihtiyaçlar için mücadele ediyorlarsa, şu anda tamamen sendikasız durumda bulunan bu yüzde ellilik kitlenin sendikalaşma mücadelesine omuz vermelidirler…
Sendikaları eleştirenler, sendikalara en çok “memlekette asıl hakkı aranması gereken kişiler dururken, siz hala kamudaki zümresel çıkarları savunuyorsunuz” demektedirler… İşte bu kişilere bir fırsat; sendikaların gerçekten toplumsal çıkarların tamamını, emekçi kesimlerin hepsini, hakkı aranması gereken herkesi koruma niyetinde olup olmadığını sınamak için, bu eleştirileri yapan kesimler, özelde sendikalaşma mücadelesine katkı koymak durumundadırlar…
İktidarda emekçilerin yanında olduğunu söyleyen bir parti var; işte bu parti için, gerçekten emekçi dostu olduğunu kanıtlaması için müthiş bir fırsat…
Bu memlekette emekten yana gazetecilik yaptığını söyleyen gazeteler için de işte bir fırsat; özelde sendikalaşma talebini ve kampanyasını gazetelerine taşısınlar, özel sektördeki emekçilerin sendikalaşma ihtiyacını dile getirsinler…
Hatta ve hatta, işte patronlar için bir fırsat. Kamu sektöründen şikayet eden, özel sektörün gelişmesi gerektiğini söyleyen patronlar, elbette dünyanın pek çok yerinde, özel sektör çalışanlarının sendikalı olduğunu biliyorlardır; işte o çok sözünü ettikleri dünya standartlarına erişmek için atılacak adımlardan biri…
***
Biliyorsunuz, Bağımsızlık Yolu “Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın” diye bir kampanya başlattı…
Bu kampanyanın en temel talebi, “10 Kişiden Fazla Çalışanı Olan Patron ve Hisse Sahiplerinin Sendikasız Emekçi Çalıştırması Yasaklansın” oldu…
Yukarıda da aktardığımız gibi, bütün toplumun sahiplendiği/sahipleneceği bir talep ciddi bir şekilde gündeme taşınmış oldu böylece…
Şimdi, yukarda aktardığımız tüm kesimlerin ne kadar samimi olduğunu görmek için elimizde kocaman bir fırsat var; bakalım herkes, sözlerinin, eleştirilerinin arkasında duracak mı…
***
Bitirmeden önce son olarak şunu söylemekte yarar var…
Denilebilir ki, “isteyen özel sektör çalışanları sendikalaşsın, tutan mı var, ekstradan bir yasak çıkarmanın ne gereği var” diye…
Özel sektördeki çalışma koşulları herkesin malumu; bu yazıyı okuyanların nerdeyse hepsi de ya özel sektörde çalışıyordur ya da mutlaka özel sektörde çalışan bir tanıdığı vardır ve herkes de özeldeki güvencesiz koşulların ve kötü çalışma şartlarının farkındadır; bu koşullara ve şartlara karşı ‘içerden’ ses çıkaracak bir ortamın olmadığının da…
Böyle bir ortam olmadığı için zaten, özel sektör çalışanları istese bile sendikalaşamaz çünkü bırakın sendikalaşma girişimini, patron hoşuna gitmeyen en ufak bir durumda sizi kapı önüne koyabilir çünkü her şey onun iki dudağı arasında…
Böyle bir durumda, “isteyen özel sektör çalışanları sendikalaşsın” demek abes olur…
O yüzden özelde sendikalaşmanın sağlanmasının görevi, özel sektör çalışanlarına değil, hükümete ve toplumsal muhalefete, kısacası en genel kamuoyuna aittir.
Celal Özkızan
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.