ÖRGÜTLERDEN 1 MAYIS MESAJLARI… “MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM”

GÜÇ-SEN’in 1 Mayıs Mesajı:

1 Mayıs tarih sahnesinde baş göstereli, dünya emekçilerinin mücadele ve dayanışma günü, işçi sınıfının önderliğinde sömürüye karşı direniş, ezenlere karşı başkaldırıdır. Dünyayı çıkarları uğruna kana bulayanlara inat, ezilenlerin cüretidir 1 Mayıs.

 

Neo-liberal yıkım politikalarıyla, emekçiler günden güne yoksullaşırken, özelleştirmelerle öz varlıklarımıza el konuluyor, sermayenin talanı katlanarak çoğalıyor. En temel haklarımız “çağdaşlık” adı altında  piyasalaştırılıyor.

 

Egemenler ve işbirlikçileri dayatmalara karşı ortak mücadelenin yükselmesinden korkuyorlar. Dayatma paketlerle Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Elenlerin iradelerine ipotek koyarken, içerdeki şoven, faşist ve gerici unsurları besliyor ve ortak mücadelenin önüne set çekmeye çalışıyorlar.

 

1 Mayıs, her yönüyle kuşatılmış adamızın tek kurtuluşu olan ortak mücadele için güçlü bir çığlıktır. Bu çığlık adamızı sarsın, duyulsun her köşesinden. Duyulsun ki, halkları kardeş, birleşik, bağımsız bir Kıbrıs’ta kutlayabilelim gelecek 1 Mayısları!

 GÜÇ-SEN Yönetim Kurulu

 

 

TDP’nin 1 Mayıs mesjı

 

 

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, 1 Mayıs’ın tüm emekçilerin savaşsız, sömürüsüz, barış içinde bir dünya kurma özlemiyle, birlik ve dayanışma günü olduğunu belirterek, eşit, özgür ve kardeşçe bir dünya kurulana kadar mücadelenin devam edeceğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Halkının çözüm mücadelesi, kendi kendini yönetme isteği, toplumlarının kardeşçe ve barış içinde yaşayacağı bir yaşam ideallerinin gerçekleşmesini dileyen Özyiğit, bu uğurda tüm ilerici, demokrat, emekten, emekçiden ve üretenden yana Kıbrıslı barış gönüllülerini 1 Mayıs’ta saat 17.30’da önce Kuğulu Park’ta, saat 19.00’da ise ara bölgede Taksim sahasında buluşmaya davet etti.

‘1 Mayıs İşçi Bayramı’ nedeniyle mesaj yayımlayan Özyiğit, önceleri işçilerin iş, aş ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle başlayan 1 Mayıs’ın, faşizme, şövenizme ve savaşlara karşı çıkmakta, daha özgür, daha demokratik, daha paylaşımcı ve daha barışçıl bir dünya düzeni talep etmekte olduğunu vurguladı.

‘1 Mayıs’ı kutlarken kendi ülkemizde kendi sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz’ diyen Özyiğit, emek sömürüsünün önüne geçilmesi, işsizliğin önlenmesi, asgari ücretin insanca yaşanabilir seviyeye getirilmesi, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılmanın önlenmesi, sosyal güvenlik sisteminin çağdaş hale getirilmesi, kadın ve çocuk haklarının, sendikal hakların geliştirilmesi, özel sektör çalışanlarının örgütlenmesinin olanaklı hale getirilmesi gibi ihtiyaçların halen Kıbrıs Türk Halkının işçi ve emekçisinin temel ihtiyaçları olarak karşımızda durmakta olduğunu belirtti.

Özlenen yaşam standartlarının yakalanmasının ve uluslararası hukuk içerisine girmek için çözümün önemine dikkat çeken Özyiğit, 11 Şubat’ta ortak metnin imzalanmasıyla başlayan, ancak oldukça yavaş ilerleyen müzakere sürecinin hızlandırılması, ayrıca, erken, adil ve kalıcı bir çözümün şartlarının yaratılması adına işbirliği ve güçbirliği içinde büyük mücadeleler verilmesi gerektiğini kaydetti.

TDP Basın Bürosu

 

FEMA aktivisti Fezile Osum imzalı açıklamada özelleştirmelere karşı mesajlar verilerek ortak 1 mayıs kutlamalarına katılım çağrısı yapıldı.

Açıklamanın tamamı şöyle:

Bir süredir üzerimize karabasan gibi çöken neoliberal paketlerin ve milliyetçi politikaların mimarı olan AKP ve onun yerli işbirlikçileri ülkemizde bulunan tüm kurumları “çağdaşlaşma” adı altında kendi yandaşları olan sermaye çevrelerine peşkeş çekmek için uğraşıyorlar. AKP’nin bazı prensleri, başta KIBTEK olmak üzere Kıbrıs’ta faaliyet gösteren birçok devlet kurumunu itibarsızlaştırmak ve özelleştirme politikalarına meşru zemin yaratmak için kolları sıvarken, AKP’nin bazı diğer prensleri de esnaf, çiftçi, hayvancı ve sanayicilerin hakkını tüccar erbabına bağışlayarak emekçilerin içinde bulunduğu darboğazı daha da derinleştirmekle meşguller.

Bizler Kıbrıs’ın kuzeyine dönük uygulanan tahakkümcü politikaların, hız kesmeden sürdürülüyor olmasından dolayı öfkeliyiz. Gerek ülke yönetiminin her hücresine sızmış neoliberal icraatlar gerekse barış görüşmelerinin çıkmaza girmesi için dile getirilen çelişkili açıklamalar umut ışığının sönmesine neden olmaktadır. Emeğin ve çözümün taşıyıcısı olduğunu iddia eden kesimlerin, vesayet rejimini içselleştiren icraatları hayata geçirmek istemesi, kabul edilebilir bir durum değildir. İçinde bulunduğumuz dönemde, tüm dünyada olduğu gibi Kıbrıs’ta da sap ile saman iç içe geçirilerek, ideolojik duruşlar anlamsızlaştırılmaktadır. Her şeye rağmen emek, barış ve demokrasi için bir araya gelmeli ve Kıbrıslı Türk toplumunun onur mücadelesini çoğaltmalıyız. Bu amaçla Feminist Atölye olarak 1 Mayıs 2014 günü saat 17:30′da Kuğulu Park’ta buluşup, ara bölgede gerçekleştirilecek olan iki toplumlu eyleme katılacağız. Bu eylem vesilesiyle bir kez daha;

  • Evde ve iş yerinde yaşanan emek sömürüsüne,
  • Ev işçilerinin güvencesiz iş koşullarına,
  • Gece kulüplerinde çalışan kadınların haklarını gasp eden patronların zorbalığına,
  • AKP tarafından Kıbrıs’ın kuzeyine empoze edilen “neoliberal ekonomik paketlerin” yerel hükümet tarafından uygulanması neticesinde yaşanan – yaşanacak olan özelleştirme uygulamalarına,
  • Neoliberal politikalar neticesinde çevreyi talan edip ekolojik dengeyi yerle bir eden tüm faaliyetlere,
  • Devlet bütçesinin denkleştirilmesi bahanesiyle öğrencilerin burslarına uzanan ellere,
  • Gayriinsani koşullarda çalıştırılan kişilerin maruz kaldığı işçi cinayetlerine,
  • Çocuk işçiliğine göz yuman zihniyete,
  • Göçmenlerin ve mültecilerin güvencesiz koşullarda, çok düşük ücretlerle çalıştırılarak istismar edilmesine,
  • Evde, işte, sokakta sürekli maruz kaldığımız erkek şiddetine,
  • Kıbrıslı Türk toplumu üzerinden inşa edilen milliyetçi – militarist – muhafazakâr toplum mühendisliğini içeren politikalara,
  • Kıbrıs’ta barışın gerçekleştirilmesinin önüne engel koyan her türlü yaklaşıma,

karşı susmadan haykırmak ve bu düzeni değiştirmek için sokakta olacağız.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası 1 Mayıs mesajı yayınladı. Açıklama şöyle:
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar’ın 1958’den beri ilk defa aynı anda, aynı yerde birlikte organize edeceği 1 Mayıs etkinliği, kalıcı barış ve çözüm için bizleri heyecanlandırmaktadır.

Ortak 1 Mayıs etkinliği, adamızın her iki tarafında düşmanlık zihniyetini empoze eden şövenist güçler ile Kıbrıslı Türklerle cumhuriyetin yönetimini paylaşmayı öğrenemeyen Kıbrıs Rum Liderliği’ne ve ayrılıkçı politikalar güden Kıbrıs Türk Liderliği’ne, iki toplumun bu adada barış içinde birlikte yaşayabileceğini anlatan güzel bir mesaj olacaktır.

AB Troyka’sı ve TC Devleti’nin ekonomik, kültürel ve kimliksel baskıları adamızın her iki tarafındada açık bir şekilde hissedilmektedir. Özellikle Kıbrıslı Türkler, TC Devleti’nin uyguladığı asimilasyon, entegrasyon ve mali denetim politiklarından dolayı varlıklarının tehlikede olduğunu hissetmektedirler. Kıbrıslı Türklerin ekonomik, kimliksel ve kültürel aidiyetlerinin varlığını tehdit eden TC Devleti’ne ve ekonomik yaptırımlar ile krizin faturasını emekçilere kesen AB Troykası’na karşı 1 Mayıs’ta meydanlarda olacağız.

Adamızın her iki yanında varolan emek sömürüsüne karşı; güvencesiz çalışmaya karşı; iş güvenliğinden yoksun çalışma ortamlarına karşı; din,dil, ırk, cinsiyet ve cinsel yönelimlerden doğan ayrımcılığa karşı; her türlü şiddete karşı; ekolojik talana, sahillerin, kurumların, toprağımızın özel sermayeye peşkeş çekilmesine, tüm özelleştirmelere karşı; çocuklarımızın ekonomik, siyasi ve dini istismarına karşı; kadın ticaretine karşı; eğitim hakkına, burs hakkına, barınma hakkına, çocuk haklarına, insan haklarına uzanan egemenlerin ellerine karşı, neoliberal politikalar ile halkın omuzlarına basan sermaye sınıfına karşı; ‘Göç Yasası’nı kaldırmamak için bahane üretenlere karşı; asgari ücretli çalışanları açlık sınırına itenlere karşı; sendikasız çalışmayı reva görenlere karşı; göçmen düşmanlığına ve ötekileştirmeye karşı; eğitimde ayrılıkçı ve şöven politikalara karşı 1 Mayıs’ta meydanlarda olacağız.

Bu anlamda tüm Kıbrıslıları 1 Mayıs günü saat 17:30’da önce Kuğulu Park’ta toplanmaya ardındada yürüyüş kortejleri eşliğinde Çetinkaya Antreman Sahası (Taksim Stadı)’na barış şarkıları söylemeye, kalıcı çözüm ve barış için sesimizi birlikte yükseltmeye davet ederiz.

Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın işçi ve emekçinin mücadele günü!

Burak Maviş

KTÖS Örgütlenme Sekreteri

 

YKP- FEM 1 Mayıs mesajı yayınladı. Açıklama şöyle:

Sabahın erken saatlerinden gece geç vakitlere kadar çalışıyor, hafta sonu nedir unutturuluyoruz. Sosyal sigortamız yatıyor, asgari ücret alıyorsak, şanslı olduğumuz söyleniyor. Ay sonunu getiremiyor, iş dışında hayat nedir unutuyoruz.

Kadınlar olarak ev içindeki emeğimiz yok sayılıyor. Bir yandan anneliği, aileyi pohpohlayan ataerkil sistem, diğer yandan sorgusuz sualsiz tüm ev işlerini üstlenmemizi, bunun karşısında da hiçbir şey talep etmememizi bekliyor, ev dışında işleri kadın ve erkek işi olarak ayırıyor, benzer işlerde çalışan erkeklerden daha az ücret vaat ediyor, nedense güvencesiz yarı zamanlı işler hep bizi buluyor.

Gece kulüplerinde çalışmaya zorlanıyor, borçla bağlanıyoruz. Bize cinsel yollarla bulaşan hastalıklara karşı tarayan devlete göre fuhuş yapmıyoruz. Köleleştiriliyoruz, öldürülüyoruz, hesabı sorulmuyor

Kimliğimiz aşağılanıyor, erkek fantezilerine konu ediliyor, iş yerinde, sokakta, ailede bir yalan perdesi ardında yaşamaya zorlanıyoruz. Dalga geçiliyoruz, şiddet görüyoruz, bunu dillendiremiyoruz, kendimiz olamıyoruz,

Askere gitmeye, silah tutmaya, öldürmeyi öğrenmeye zorlamamızı bekliyorlar erkekleri. Arkada gözü yaşlı ana, korunmaya muhtaç zavallılar olmaya zorlanıyoruz. Çatışma zamanı tecavüze uğruyoruz. Bunu reddeden yoldaşlarımız hapsediliyorlar

YETİNEMEYEN EMEKÇLER DEĞİL KAR UĞRUNA İNSANI İNSANLIKTAN ÇIKARAN, DOĞAYI TALAN EDEN KAPİTALİST SİSTEMDİR demek için,

AKLI KISA OLAN KADINLAR DEĞİL, KADINLARIN EMEĞİNİ GÖRÜNMEZ KILMAYA ÇALIŞAN ATARKİL SİSTEMDİR demek için,

AHLAKSIZ OLAN SEKS KÖLELERİ DEĞİL, İNSANI KÖLELEŞTİREN, KÖLELİĞİ NORMALLEŞTİREN IRKÇI SİSTEMDİR demek için,

AYIP, GÜNAH OLAN EŞCİNSELİK DEĞİL, AŞKA YASAK KOYAN HETEROSEKSİST SİSTEMDİR demek için,

KORKAK OLAN VİCDANİ RETÇİLER DEĞİL BİNLERCE ERKEĞİ SİLAHLANMAYA VE KENDİNE İTAAT ETMEYE ZORLAYAN, KÜÇÜCÜK ADAYA 6 ORDU SIĞDIRAN MİLİTARİST SİSTEMDİR demek için,

Bu 1 Mayıs’ta da sosyalist, feminist, ekolojist duruşumuzla, savaşı reddeden vicdanlarımızla alanlardayız!

 

 

Basın Emekçileri Sendikası 1 Mayıs mesajı yayınladı… Açıklama şöyle:

İnsanın insanı sömürüsüne dur demek için, 158 yıl önce yakılmış ve hala daha yanmakta olan ateşi, daha da büyütmek için bir kez daha meydanlarda olacağız.

O günlerde en yakıcı sorun olan uzun süreli çalışma saatleri, ne acıdır ki bugün belli çalışma alanlarında bir sorun olarak varlığını korumaktadır. Yüz yılı aşkın bir süre önce, büyük bedeller ödenerek kazanılan bu hakkın, yasalar tarafından da garanti altına alınmasına karşın, emekçilere teslim edilmesi noktasında yaşanan tutuculuk, bir yandan bir hukuk devleti olarak geldiğimiz noktayı, öte yandansa örgütlülük anlamından ulaştığımız düzeyi ifade etmektedir.

Belli sermaye çevrelerinin, emek hırsızlığı noktasında takındığı bu tavrın, yasalara rağmen devam ediyor olması, bizlere örgütlü yaşamının ne kadar hayati olduğunu anlatmaktadır sadece. Büyük çabalar sonunda elde ettiğimiz yasallık zemini gerçek yaşamda, ancak ve ancak, emeğin örgütlü yapısıyla yerini bulabilir.

Emeğin hakları, tüm bireysel farklılıklara rağmen, ortak çıkarlar noktasında ve bir arada durabilmeyi başarabildiğimiz sürece korunabilir. 158 yıl önce bizlere, canları pahasına 1 Mayısları miras olarak bırakanlar arasında da bireysel farklılıklar bulunmaktaydı. Ancak onlar, bu farlılıklarını bir yana koyarak, ortak çıkarları için savaşmayı seçtiler. Ve bugün, görece olarak yaşadığımız birçok olumluluk, o günlerde verilen kavganın bir ürünüdür.

Günümüzde, insanın insan tarafından sömürüsü devam etmektedir. Bu sömürü, biçim değiştirmiş ve modernize olmuş bir sömürü biçimine dönüşmüştür. Bundan dolayıdır ki, emeğin mücadele biçimleri de modernize olmak, biçim değiştirmek zorundadır.

Bireysel ve/veya grupsal çıkarlar noktasından hareketle verilecek bir mücadele tek başına yeterli değildir. İnsanın sömürüsünü mümkün kılan sisteme karşı da bir mücadele verilmesi kaçınılmazdır. Böylesi bir bilinçle hareket edebilmeyi, mutlaka ama mutlaka başarmalıyız. Ayrılık noktalarımız ne olursa olsun, toplumsal çıkarları bireysel çıkarlarımızın önüne koyabilmeyi mutlaka başarmalıyız.

Sömürüsüz bir dünyanın mümkün olduğuna inanan sendikamız, başta basın emekçileri olmak üzere, tüm emekçilerin 1 Mayısını kutlar, bir kez daha, cesaretle ve emek kaynaklı gücümüze dayalı mücadeleye çağırır.

1 Mayıs, Perşembe günü saat 17.30’da Kuğulu Parkta bir araya gelelim ve “Basın-Sen” pankartımızın arkasında alana yürüyelim. Tüm Basın emekçisi dostlarımızı, mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Basın-Sen Yönetim Kurulu (a)

Kemal Darbaz

Başkan

 

YKP’nin 1 Mayıs mesajı:

Bundan 66 yıl önce CMC madenlerinde Kıbrıslı emekçiler birlikte direnmişler, 1 Mayısı birlikte kutlamışlardı…

Bundan 56 yıl önce Kıbrıslılar yığınsal olarak son kez 1 Mayıs’a çıkmışlar, sonrasında faili meçhul saldırılar, cinayetler ve zorbalıklarla emekçiler uzun yıllar 1 Mayıs’ı bir arada kutlayamamışlardı…

Bu nedenle bir kez daha etnik veya coğrafik bölünmüş değil ortak ve yığınsal 1 Mayıs’ın önemli olduğu bir yıldayız…

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Kıbrıs’ta, Kıbrıs’ın her iki yanında da neo-liberal saldırganlık farklı kurumların dayatmaları ile tüm hızı ile sürüyor

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Kıbrıs’ın her iki yanında da patronlar, burjuvalar, finans kapitali elinde bulunduranlar tarafından, kendilerinin sebep olduğu kriz gerekçe göstererek, işçilerin, çalışanların, emekçilerin hakları, çalışma koşulları, ekosistemler, kadınlar, göçmenler, tüm insanlık sistematik olarak saldırıya uğruyor. Ekonomik yapı serbest piyasa koşullarına göre yeniden şekillendirilmeye çalışılmakta, her şey metalaştırılmaktadır. Krizin faturası çalışanlara, emekçilere, halklara, doğaya kesilmektedir.

Türkiye’nin işgali ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan TC asker ve sivil bürokratlarının vasiyeti Kıbrıs’ın kuzeyinde tüm yakıcılığı ile kendini ortaya koymaya devam etmektedir… Neo liberal saldırganlığın tüm izlerini TC ile imzalanan protokollerde, ekonomik paketlerde bulmak mümkündür. Bu politikaların özelleştirme olarak bize yansıması kamusal hizmetlerin ve kamuya ait olan birçok kurumun Türkiyeli sermaye gruplarına peşkeş çekilmesidir yani Kıbrıs’ın daha fazla Türkiyeleşmesidir. Bu özelleştirme ve taşeronlaştırma dalgası hızla yayılmakta, bugün itibari ile yerel yönetimleri de tehdit eder duruma gelmiştir.

1 Mayıs’ın ortaya çıkışı, çalışma saatlerinin düzenlenmesine yönelik ortaya konan direnişle olmuştu. Kıbrıs’ın kuzeyinde 40 saatlik haftalık çalışma süresine uyan hiçbir özel sektör kalmamış durumdadır. Kıbrıs’ın kuzeyinde de günde 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, 8 uykunun sembolleştiği 8-8-8 hakkını almak için hemen şimdi mücadeleyi yükseltme zamanıdır… Bu nedenle herkese haftalık 40 saat, güvenceli, sendikalı İŞ diyoruz! Bu talep için mücadeleyi yükseltmeye kararlıyız…

Bugün adanın kuzeyinde, ekonomik eşitsizlikler, göçler ve işsizliğin artması ile orantılı olarak, emek sömürüsünün en vahşi biçimi olan çocuk işçiliği yaygınlaşmakta, buna karşı bulunan mevcut yasalar ve koruma mekanizmaları yeterli olmamakta, uygulanmamaktadır.

İşçi sınıfı içerisinde kadınların oranı yok sayılamayacak kadar büyüktür. Emekçi kitlenin en az yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Binlerce kadın ücretsiz aile işçisi olarak tarlada, işyerlerinde ya da evde görülmeyen emeği oluşturmaktadır. Özel sektörde işçi hamile kadınlar işten atılmakta, ya da doğum ve emzirme izni gibi hakları tanınmamakta, yasa dışı sayılan iş yerinde taciz caydırıcı cezalar ve koruyucu mekanizmalar ile desteklenmemektedir.

Dediğimiz gibi neo-liberalizmin saldırganlığı sürüyor ama direniş geleneği de sürmeli, sokak kazanmalı!

Dünden bugüne bizlere miras kalan “KIZIL 1 MAYIS yaşıyor, yaşatacağız!” sloganına sahip çıkıyoruz;

1 Mayıs’ta YKP kendi sloganları, “sınırsız, silahsız, garantörsüz SOSYALİST KIBRIS” taleplerini dile getiren kendi pankartları ve kendi korteji ile alanlarda olacak!

YKP, tüm Kıbrıs’taki çalışanları, emekçileri her türlü neo-liberal dayatmaya karşı, emeğin haklarını savunmak için iki toplumlu 1 Mayıs eylemine katılamaya çağırır!

YKP, 1 Mayıs, Perşembe günü 17:30’da YKP Genel Merkezi önünde buluşup Kuğulu Park’tan başlayacak yürüyüşe katılacak. Tüm üye, sempatizan ve parti dostlarımızı katılmaya çağırırız!

Tıpkı 2009 yılında ara bölgede “TAKSİME HAYIR DEMEK İÇİN 1 MAYIS’TA “TAKSİM”DEYİZ!” dediğimiz gibi yeniden ortak 1 Mayıs’ta Kıbrıs’ta çözüm taleplerimizi dile getirmek, dayatmalara karşı direnişimizi birlikte yükseltmek amacıyla bu coğrafyada yaşayan herkesi ortak eyleme katılmaya çağırırız…

Çetinkaya (Taksim) Sahasındaki ortak 1 Mayıs’a katılım için Lefkoşa’nın kuzeyinde Kuğu Park’ta, güneyinde ise Maliye Bakanlığı önünde buluşalım Lefkoşa sokaklarında her dilde sloganlarımızla bizi birleştirecek ortak eylem alanına yürüyelim, bu davet Kıbrıs’ta yaşan herkese!

 

Yeni Kıbrıs Partisi

 

 

DKB’nin 1 Mayıs mesajı:

Plansızlığa ve azami kâra dayalı emperyalist kapitalizm her geçen gün daha da çürümeye ve yeryüzü ile birlikte insanlığı da kirletmeye devam ediyor!

İnsanlık bugün iki seçenekle karşı karşıya; ya bu kokuşmuş barbarlık düzenine boyun eğerek yok olmak, ya da “Bu Pisliği Devrim Temizler!” diyerek sosyalizme giden yolda ilerlemek…

Sermaye kesimleri kendi yarattıkları krizin bedelini işçilere, emekçilere ödetmeye çalışırken dünyanın dört bir yanında kapitalist saldırganlığa karşı yeni direnişler ve başkaldırılar yükseliyor. “Sosyalizm öldü!” diye insanlığa umutsuzluk pompalayanlar, bir kez daha dünyanın dört bir yanında “bir hayalet”in dolaştığını görerek korkuya kapılıyorlar.

İnsanlığın gelişiminin önünde biriken çürümüş düzenleri yıkıp atan devrimci dönüşümler yeniden meşruluk kazanıyor!

İnsanlığın ezici çoğunluğunu oluşturan işçileri ve emekçileri, yoksulluğa mahkum eden kapitalizmin ortadan kaldırılması için “Tek yol Devrim!” şiarı yeniden ses buluyor…

Kıbrıs’ın Devrimci Komünistleri olarak giderek daha da güçlü bir şekilde “Bu Pisliği Devrim Temizler!” şiarını haykırarak yeni devrimlere hazırlanıyoruz.

Ülkemizde ezilip, sömürülen her ülkeden, milletten, dilden ve dinden işçileri, emekçileri bu ortak mücadelemize omuz vermeye, yeryüzünün dört bir yanındaki milyarlarca sınıf kardeşlerimizle mücadelemizi birleştirmeye çağırıyoruz!

Sömürenlerin birliğine karşı, sömürülenlerin birliğini yükseltmek için, Kıbrıs’ta yaşayan ve sömürülen tüm işçiler, emekçiler 1 Mayıs’ta omuz omuza mücadele alanlarındayız!

Kıbrıs’ta yaşayan ve çalışan tüm işçilerin, emekçilerin yasal hakkı olan sendikal örgütlenme hakkımızı tüm işyerlerinde kullanalım, ekonomik haklarımızı korumak ve artırmak, eşit işe eşit ücreti, insanların yaşamlarını insanca seviyelerde sürdürebilmesi için gereken ücreti elde edebilmek için bizim olan sendikalarda örgütlenelim!

Sömürenlerin barbarlık düzenini dağıtmak için halkların kardeşliğini ve sınıf mücadelesini yükseltelim, işçi sınıfı iktidarını kurmak için devrimci örgütlenmemizi artıralım!

Yaşasın daha iyi yaşam koşulları için mücadelemiz ve sendikal örgütlülüğümüz!

Yaşasın sömürüsüz bir düzen mücadelemiz ve devrimci sınıf örgütlenmemiz!

Yaşasın halkların kardeşliği, işçilerinemekçilerin birliği!

Yaşasın işçi sınıfının birlik, mücadeleve dayanışma günü kızıl 1 Mayıs!

Tüm işçileri emekçileri 1 Mayıs saat 17:30’da, Lefkoşa Otobüs Terminali’nde toplanarak, saat 19:00’da Ara Bölge’deki Taksim (Çetinkaya Antrenman) Sahası’nda gerçekleşecek olan Ortak 1 Mayıs Eylemi’ne birlikte katılmaya çağırıyoruz.

Devrimci Komünist Birlik (a)

Yusuf ALKIM (DKB Sözcüsü)

 

BKP’nin 1 Mayıs açıklaması:

Birleşik Kıbrıs Partisi, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sendikalar tarafından Lefkoşa ara bölgedeki cirit sahasında organize edilen 1 Mayıs mitingine tüm işçi, emekçi ve yurtseverleri katılmaya çağırdı.

 

BKP Genel Başkanı İzzet İzcan yayınladığı 1 Mayıs mesajında, işçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın 1958’den buyana ilk kez tüm Kıbrıslı emekçiler tarafından birlikte kutlanacağını belirterek, organizasyondan dolayı sendikaları kutladı.

 

56 yıl önce 1 Mayıs 1958’de tüm Kıbrıslı emekçilerin birlikte gerçekleştirdiği ortak mitingin ardından emperyalizmin uzantısı olan her iki taraftaki paramiliter örgütler tarafından Kıbrıs İşçi Sınıfı ve Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum solculara karşı faşist saldırıların ve cinayetlerin gerçekleştirildiğini hatırlatan İzzet İzcan, 1 Mayıs 1958’den buyana birlikte kutlaması engellenen 1 Mayıs’ın bu yıl tüm Kıbrıslı emekçilerin birlikte kutlayacak olmasının emperyalizme ve şoven çevrelere tarihsel bir cevap olduğunun altını çizdi.

 

İşçi ve emekçilerin hakları, Kıbrıs’ta barış ve sosyalizm için canlarını feda eden İşçi sınıfı önderlerini saygı ile andıklarını kaydeden İzzet İzcan, “Derviş Ali Kavazoğlu, Kostas Mişaulis, Fazıl Önder ve daha nice işçi sınıfı öncüsü yoldaşımızı katledenler mücadelemizi geriletmeyi başaramamıştırlar. Mücadelemiz güçlenerek devam etmektedir” dedi.

 

Emperyalist kapitalizmin her türlü saldırısına karşı direnen, tüm dünya işçi sınıfını ve tüm ezilen halkların şanlı mücadelesini 1 Mayıs’ın coşkusu ile selamladıklarını vurgulayan İzcan, uluslararası işçi sınıfı ve ezilen halklar ile dayanışma içerisinde olduklarının altını çizdi.

 

“Yurdumuzun bütünlüğünü sağlayıp, tüm Kıbrıslıların insan haklarına saygılı, birlikte özgürce yaşayacağı günlere ulaşmak ve sosyalizm bayrağını açmak temel amacımızdır” diyen BKP Genel Başkanı İzzet İzcan açıklamasına şu şekilde devam etti; “İnsanlık ve dünya “YA SOSYALİZM, YA BARBARLIK” ikilemi ile yüz yüzedir. Sosyalizm evrensel barışın ilk adımı olacak, barbarlık yenilecektir! Yaşasın 1 MAYIS! Yaşasın Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların Ortak Vatan yaratma savaşımları! Yaşasın Kıbrıs İşçi Sınıfının Birliği! Yaşasın Sosyalizm!”.

 

Birleşik Kıbrıs Partisi 

Basın Bürosu

 

Be the first to comment

Leave a Reply