Bilindiği üzere ülkemizin kanayan yaralarından biri de toplu taşımacılıktır. Bu, Omorfo’da büyük bir sorun haline gelmiştir ve yıllardır toplu taşımacılığın iyileştirilmesi adına hiçbir çaba gösterilmemiştir.
Bölgemizde bulunan iki özel taşımacılık şirketi ise, insanların kendilerine muhtaç olduklarını bildiklerinden üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmemekte, kalkışlar ve duraklara varışlar söz verilen saatlerde gerçekleşmemekte, müşteri etiğine uygun olmayan davranışlar sergilenmekte, kolej sınavlarında başarılı olan öğrencilerin peşinden abonelik adı altında yarış yaparcasına ev ev gezip onları kendi şirketlerine dahil etmeye çalışmakta ve bu abonelikler devlet tarafından ödenmesine rağmen öğrenciler bazı zamanlarda terminalde saatlerce bekletilmektedirler. Şirketler, “bu aboneler toplu taşımacılığı kullansa da kullanmasa da devlet bizi nasıl olsa ödeyecek” rahatlığında olduklarından umursamaz tavırlar sergilemektedirler.
Peki bu sorunlardan devletin haberi yok mudur? Devletin kasasından halka hizmet verilmesi için çıkan paranın hiç mi kontrolü yapılmıyor?
Devlet tarafından bir çözüme kavuşamayan bu konu hakkında mağdur olan gençlerimizin aileleri tek başlarına gidip haklarını aramaktan ileriye gidemiyor. Ailelerin sürekli olarak aldığı yanıt ise “DÜZELECEK”ten öteye gidemiyor ve aileler sürekli olarak ilgili yetkililerle tartışmak zorunda kalıyorlar.
Elbette bu durumun yaşanmasının temel sebeplerinden biri, ülkemizde toplumsal fayda yerine özel çıkarların ön plana alındığı bir devlet politikası izlenmiş olmasıdır. Hükümetlerin rengi değişse de, aynı kalan şey, kaynaklarımızın toplumun faydası için değil de şirketlerin kâr yapması için kullanılıyor olmasıdır. Vatandaşların lehine görünen harcamalar da, aslında dolaylı yoldan şirketlere müşteri kazandırmak ve şirketlere devletin kasasından para aktarmak biçiminde gerçekleşmektedir.
Küçücük ülkemizde toplu taşıma sorunu yaşanıyor olması, bu sorunun bir türlü çözülemiyor olması kocaman bir ayıptır. Kamusal bir toplu taşıma politikası geliştirilmemesi, on binlerce insanın toplu taşıma şirketlerinin insafına bırakılmasına sebep olmaktadır. Bu sorunun bir devamı olan ve bu sorun kadar büyük olan bir diğer mesele de, toplu taşımanın düzenli, güvenilir, kamusal ve konforlu olmamasından kaynaklı olarak çok daha fazla insanın toplu taşıma yerine özel araçları tercih etmek durumunda kalmasıdır. Bu, hem gereksiz ve bezdirici bir trafik sıkışıklığına, park sorununa, yüksek benzin harcamalarına yol açmakta, hem de vatandaşı araba satın almak dışında bir seçeneğe sahip olmamaya sürüklemektedir. Elbette gelmiş geçmiş tüm hükümetler, toplumun çoğunluğunun faydası yerine, sermayenin, yani toplu taşıma şirketleri ile araba ithalatçılarının ve benzincilerin derdini öncelikli olarak düşünmekte ve halkın ihtiyaçlarını umursamamaktadırlar.
Bizler, bu küçücük ülkede, toplumsal bir toplu taşıma politikasını çoktan beridir hak ediyoruz! Hükümetlerin ise böyle bir niyeti asla yok, ve rengi ne olursa olsun sermayenin sınırları dışına çıkamayan hiçbir hükümet de bize bunu sağlayamayacaktır. Çözüm, kamusal bir toplu taşımacılık politikasının ciddi ve kapsamlı bir biçimde hayata geçirilmesinde yatmaktadır. Bu, hem ciddi miktardaki benzin ve araba harcamalarını azaltıp vatandaşın cebini rahatlatacak, hem vatandaşın trafikteki çilesine son verecek, hem de çalışanlar, sabahın bir köründe işe giderken veya yorgun argın işten dönerken bir de araba sürmek zorunda kalmak gibi bir yorgunluğu yaşamak zorunda kalmayacaklardır! Özellikle bölgemiz Omorfo’da yaşayan pek çok insanın Lefkoşa’da, Girne’de ve hatta Mağusa’da çalıştığı veya eğitim görmekte olduğu düşünüldüğünde, kamusal bir toplu taşıma politikasının özellikle bölgemiz için ne kadar yaşamsal olduğu ortadadır.
Rahme Kıral
Bağımsızlık Yolu Üyesi