“OMORFO’DA KÖPRÜYLE BERABER 16 YILLIK UBP YÖNETİMİNDEKİ BELEDİYE ZİHNİYETİ DE SULAR ALTINDA KALDI”
ADL ÖZEL
Bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde Omorfo’da yaşanan şiddetli yağış sonrası, Omorfo’daki Zafer Stadı’na giden yeni yapılan yol, drenaj yetersizliğinden dolayı sular altında kalmış ve büyük bir facianın eşiğinden dönülmüştü. Omorfo halkının ihtiyaçlarını ve Omorfo’nun altyapısını sağlıklı ve sağlam bir temelde düşünmek yerine “seçim yatırımı” biçiminde ve tamamen oy kaygısı ile ve popülist bir tavırla hareket eden UBP yönetimindeki Omorfo Belediyesi, suların aktığı dereyatağı niteliğindeki yolu plansız bir şekilde toprak doldurarak peyzaj çalışması yapmıştı ve gelen ilk şiddetli yağışla bu yol sular altında kalmış ve bir facianın eşiğinden dönülmüştü.
Konuyla ilgili röportaj yaptığımız Reşat Kansoy, sosyal medya üzerinde yolun su altında kalmış halinin fotoğrafını paylaşarak altına şu notu düşmüştü : “Güzelyurt Belediyesi’nin peyzaj çalışması adı altında Güzelyurt Baraj su yolu – Yayla istikametine giden dere yatağını 25 metreye yakın toprakla doldurmak suretiyle yeni bir çevre görüntüsü elde edilmeye çalışıldı. Bu yıl herhangi bir facia yaşanmadı! Facia diyorum çünkü söz konusu istikamet üzerinde 1 anaokul olmak üzere 2 ilkokul ve dereyatağı üzerine konuşlandırılmış sömürdüğünüz narenciye işçilerinin evleri, ticarethaneler, evler vs. varken ve su köprünün altından geçmesi gerekirken, su henüz açılışı dahi yapılmayan bu yeni yol ve yatırımın üstünden geçti! Omorfolular bilir; eğer baraj dolar ve taşarsa – umarım korktuğumuz başımıza gelmez- Mevlevi yeni köprü + festival köprüsü + stadyum köprüsü sizlere ömür! Dualarımız mühendisliğiniz ve su debisini hesaplama yeteneğinizin olması yönündedir!”
Bu gelişmeden sonra Omorfo’nun durgun kamusal hayatına bir hareketlilik geldi ve Omorfo’daki duyarlı vatandaşların öncülüğünde bir eylem çağrısı yapılmaya başlandı. 21 Mart’ta Omorfo’daki Doğa ve Arkeoloji Müzesi önünde saat 19:00’da toplanma ve eylem çağrısını yapanlardan biri olan Reşat Kansoy ile bir röportaj gerçekleştirdik :
ADL : Öncelikle merhaba. Kendinizi kısaca bize tanıtıp, ne zamandan beri Omorfo’da yaşadığınızı anlatır mısınız ?
Reşat Kansoy, 1978 Lefkoşa doğumluyum, Üniversite yıllarım hariç hep Omorfo’da ikamet ettim. 12 yıldır baba mesleği matbaacılık ile meşgulüm.
ADL : Söz konusu olan yolun yapılış amacı neydi ? Yolun seçimden kısa bir süre önce yapılmasının, Omorfo Belediyesi’nin artık klasikleşmiş olan 4 sene boyunca ciddi bir altyapı çalışması yapmayıp sadece seçim dönemi göz boyama amaçlı yaptığı çalışmalarla bağlantısı var mı ?
Elbette var bu kronikleşmiş bir “Halkla İlişkiler – Pazarlama” modeli seçimlere yakın tarihte “iş yaptım” ve insanların belleğinde sandığa gitmeden kalsın diye bilinçli yapılılan seçime yönelik “son ataklar”, fakat hepimiz balık hafızalı değiliz, sanırım!
ADL : Sosyal medyada paylaştığınız yazıda, yolun su ile dolmasının bir faciaya yol açabilme ihtimali de olduğundan söz etmiştiniz. Bunu biraz daha ayrıntılandırır mısınız. Ayrıca bu sorudan yola çıkarak, insanı merkeze almayan bir belediyeceğilin zararlarından ve size göre olması gereken belediyecilik anlayışından söz edebilir misiniz ?
Şehirci değilim! Açılışı dahi yapılmayan inşaası yeni bitmiş bir köprünün 1 saatlik felaket bir yağmurdan kullanılamaz hale gelmesi, verdiğim vergilerin ve alınan dış yardımlarla yapılan yatırımların kime ve neden hizmet ettiği sorusu aklıma geldiğinden böyle bir yazıyı paylaştım! “Su yolunu bulur”! Ben sadece 1960’lı yıllarda yapılan diğer köprülerle inşaası “dün” biten köprü arasında kıyas yaptım: 1960’larda yapılanların su altından geçti! Baraj su göleti ve Yayla’ya giden kısım arasında en çok dolguyu söz konusu köprünün 2 yanına toprak dökülerek 25 metreye yakın dolgu yapılmış ve üzerine peyzaj hazırlığı yapılmakta… Baraj göleti taşarsa bu dolgular suyu sıkıştıracak ve ciddi sorunlara sebep olabileceğini tahmin ediyorum. Şehir mühendislerinin su debisini hesaplaması gerekmektedir.
ADL : Eylem için hazırlanan afişlerden birinde Omorfo Belediyesi’nin “ben yaptım oldu” anlayışı da eleştiriliyor. Bunu biraz daha açar mısınız. Ayrıca, bu sorudan yola çıkarak, demokratik belediyeciliğin önemine ve Omorfo’daki belediye yönetiminin bu konudaki tavrına dair düşünceleriniz nelerdir ?
“Ben yaptım oldu” grafik tasarımı ve slogan çalışması yaptığım 7 afişten bir tanesi… Özelde Omorfo Belediyesi’ni genelde kangren olmuş anlayışı eleştirmekte, demokratik yönetimlerde halkın ilgisi isteği ve talepleri anketlerle bilimsel araştırmalarla ve sivil toplumla yapılan çalıştaylarla belirlenmekte… Bizim yönetim biçimimizde ise malesef ya yöneten ya akrabaları – eşleri , dostları- tarafından belirlenmekte ve yapılacak yatırım, fizibilite çalışması yapılmadan, “en ucuza” mal etme çabasıyla yapılmakta böylelikle ihaleyi kazanan özel sektör temsilcileri de “ucuza” yaptırılan bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler.
ADL : Omorfo 16 yıldır aynı belediye başkanı ve yönetimi ve dolayısıyla da aynı zihniyet tarafından yönetiliyor. Bu durum Omorfoluların kaderi midir ? Omorfo’da başka bir belediyecilik mümkün müdür ve ayrıca istenen bir şey midir ?
Mümkündür elbette. Ve fakat feodal yapının en hissedilir olduğu Omorfo seçimlere halen Baflı – Polemityalı – Esmer – Sarışın Hüseyin’ciğin oğlu – Afet Aba’nın kızı mantığıyla gitmekte, en çok cenze ve nikah kıyan en güzel selam veren adaylar da “iş yapabilecek, kendini geliştirmiş” adaylara rağmen seçime bir adım önde başlamakta. Seçmenin gerçekten hizmet alabileceği vizyon sahibi proje sahibi adaylara önem vermeleri seçmeleri veya seçime katılmaları sağlanmalıdır. Halkın sivilleşmesinin önü açılmalı tartışma ortamları yaratılmalı ve seçmenin “iyi iş” yapabilecek adayları veya aday adaylarını daha iyi anlaması sağlanmalıdır. Basına bu yönde ciddi görevler düşmektedir.
ADL : 21 Mart günü gerçekleştirilecek eylemden söz edebilir misiniz biraz. Omorfo’da bu türden eylemlere çok ender rastlanır ve bu yönden durgun olmuştur hep Omorfo. Eylem fikri nerden çıktı, hazırlık ve duyuru çalışmaları nasıl gidiyor, eylemin içeriği nasıl olacak ve en genel anlamda eylem ile amaçlanan şey ne ?
Maalesef sivil toplum örgütleri siyasi partilerin kıskacı altında, bu örgütler siyaseti “sıçrama tahtası” olarak gördüğünden tek seslilik veya sessizlik oldu özellikle de bölgede. Halkın sivil örgütlere ve siyasi partilere güveni kalmadı. Cuma gün sosyal medya üzerinden bağımsız organize ettiğim eylem tamamen kendimi değil kentimi sevdiğimden bireysel geliştirdiğim fakat “ben değil biz olabilir miyiz?” enerjisini hedef aldığım ve benim gibi düşünen yurtseverlerin sahip çıktığını gördüğüm, umut verici bir hareket! Umarım eylemde arzu ettiğimiz nitelikli enerjiyi sağlarız ve sivil toplum örgütlerini “ileride ne yapabiliriz?” sorusunu sormaya zorlarız… Bölge gelen giden tüm hükümetler tarafından unutulmuştur. Ciddi göç en önemli sorun haline gelmiş bölgenin demografik yapısı dahil sosyal kültürel düzenini bozmuştur. Bu konuda ses vermeliyiz, önlem alınmasını sağlamalıyız (yeni yerleşim yerleri , belediye evleri, sosyal konut projeleri, sanayi sitesi projeleri ile orta vadede, ikametin ve ticaretin bölgede kalmasını sağlamalıyız) . Yerel yönetimlerin kaynakları yanlış kullanması da çok önemli; milyon dolarlara yapılan Amfi Tiyatro projesi yılda 4 kez kullanılmakta gün geçtikçe ekonomik değerini kaybetmekte! Belediye Pazarı (Bandabuliya) çalışması da öyle! Yatırımların tüm halka hitap edecek halkın yararına olacak şekilde yapılmasını talep edeceğiz. Mücadele edilirse halk kazanacaktır.
ADL : Son olarak, bir Omorfolu olarak Omorfo halkına neler söylemek istersiniz ?
Teşekkür ederim, tasarımını yaptığım afiş son sözlerim olsun: “Siyasi Belirsizlik – Göç – Devlet Politikasızlığı – Ekonomik Sorunlar – Kaderin Değil! Birliğin Zaferindir!”
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.