ÖĞRENCİLER YAZ BURSLARINI DİRENEREK GERİ ALDILAR ANCAK MÜCADELE BİTMEDİ – CELAL ÖZKIZAN

CTP-DP hükümeti, öğrencilerin kararlı mücadelesi sonucu geri adım atmak zorunda kaldı ve Başbakan Yorgancıoğlu, bursların yaz döneminde de devam edeceğini açıkladı. Zaferin ancak direnerek ve özellikle örgütlü bir şekilde direnerek elde edilebileceğine dair umut dolu bir gelişme ve inanç tazelemeydi bu biz öğrenciler için. Ancak hemen rehavete kapılmamak ve gelişmeleri sağlıklı bir şekilde değerlendirmek lazım; zira AKP’nin ekonomi politikalarını uygulamakla sorumlu olan CTP-DP hükümeti, bu geri adımı kendileri öyle düşündükleri için değil, öğrencilerden doğan ve sonrasında toplumun farklı kesimlerinden yayılan baskı nedeniyle attılar, ancak hala öğrenci haklarına saldırmak için fırsat kolluyorlar. Bunun yanında öğrencilerin bu haklı mücadelesinden kendine haksızca pay çıkarmaya çalışan kesimler de var. Tüm bunları değerlendirmek için 4 maddelik kapsayıcı bir değerlendirme yapalım :

1 – Yorgancıoğlu bursların yaz aylarında da süreceğini dile getirdiği açıklamasında, öğrenci haklarına farklı yollar denenerek saldırılarda bulunulmaya devam edileceğinin sinyallerini de verdi. Yorgancıoğlu, açıklamasında bursu ancak “çok zeki ya da çok fakir” öğrencilerin hak edebileceğini söyledi. Yorgancıoğlu’nun niyeti açıktır : Hem zaten daha 4 ay önce iyice yükselttikleri burs almak için gerekli not ortalaması kriterini daha da yukarıya çekip sonuçta nerdeyse kimsenin burs alamayacağı bir durum yaratacaklar; hem de, destek bursu alabilmek için belirlenmiş olan ailenin üst gelir seviyesini daha da aşağılara çekerek, burs alabilmek için herhalde ancak açlık sınırında yaşayan bir aileye sahip olmanızı isteyeceklerdir. Açıklamaya bile gerek yok aslında ama belirtmek lazım; bilindiği gibi burs, öğrencinin eğitim hayatını sürdürebilmesi için sağlanır. Normalde, pek çok öğrenciyi kapsayan düzenlemeye göre sınıfını geçen ve diğer kriterleri de yerine getiren öğrenci bursunu almayı sürdürüyordu. Not ortalaması geçme notunun altında olanların ise, bu durumları değişene kadar bursları kesiliyordu. 4 ay önce tüzük değiştirildi ve burs için gerekli not ortalaması iyice arttırıldı. Böylece bir öğrenci, sınıfını geçmesine rağmen, sırf çok yüksek not alamadı diye burstan mahrum kalabilecek artık. Halbuki destek bursu denilen şey, eğitim hayatının sürdürülmesi ile ilgilidir ve sınıfını geçen her öğrenci bu haktan faydalanmalıdır. Yüksek ortalamanın ödüllendirilmesinin destek bursuyla hiçbir ilgisi olmamalıdır çünkü bu mesele, ancak “başarı bursu” altında değerlendirilebilir. Başarı elbette ödüllendirilmelidir ancak burda yapılan başarıyı ödüllendirmek değil, çok yüksek başarı dışındaki her şeyi cezalandırmaktır; daha doğrusu niyet, öğrencilere verilen burslara saldırmak için yeni mazaretler uydurmaktır. Diğer mesele ise bursun sadece çok fakir öğrencilerin hakkı olduğu saçmalığıdır. Başbakan sanırız farkında değildir ama başbakanı olduğu ülkede, sadece öğretmen yetiştiren Öğretmen Akademisi haricinde bir kamu üniversitesi yoktur ve Kıbrıs’ın kuzeyinde okumayı burssuz bir şekilde sürdürebilmek için çok zengin olmanız gerekmektedir. Bu komik sıralamayı yapmaktan dolayı hicap duyuyorum ancak Kıbrıs’ın kuzeyindeki hayat pahalılığının ve özel üniversitede okumanın fiyatının farkında olan aklı başında herhangibir insan, Kıbrıs’ın kuzeyinde okuyabilmek için bursa ihtiyaç duyanların sadece çok fakirler değil, aynı zamanda az fakirler, düz fakirler, orta halliler, orta halden azacık halliceler ve tünelin ucunda zenginliği görebilse de tünelin başında duranlar olduğunu kolayca anlayabilir. Aklı başında bir Başbakan, “bursa sadece çok fakirler ihtiyaç duyar” demezdi, “bursa sadece çok zenginler ihtiyaç duymaz” derdi; ne yazık ki Başbakan’ın aklı başında değil AK’lı başındadır. İşin bir diğer boyutu da, Kıbrıs’ın kuzeyindeki üniversitelerin bilimsel kurumlar olmaktan ziyade birer ticarethane olmalarıdır. Türkiye’de eğitim görmekte olan Kıbrıslı öğrencilerin bursa olan ihtiyaçlarını ise yıllardır anlattığımızdan dolayı tekrarlamaya gerek yok; ancak “kimse sizi yurtdışında okumaya zorlamıyor” demeye hala yüzü olanlara, Kıbrıs’ın kuzeyinde nitelikli, bilimsel ve kamusal eğitim veren üniversite olmadığını hatırlatmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden. Son olarak belirtmek gerekir ki, ülkenin en zenginlerinin vergi borçlarını affeden, AKSA’ya on milyonlarca dolar aktaran, zengin tüccarlara her türlü mali ve idari kolaylığı sağlayan, özelleştirilen DAÜ’nün üniversite öncesi kurumlarının ‘yeni sahibi’ Doğa Koleji’ne çeşitli mali ve idari kolaylığı sağlayan, evde oturan müşavir eskilerine para saçmaktan gocunmayan hükümetin; söz konusu öğrenciler olunca bir anda “sadece en fakir öğrenciler burs hak ediyor” demesi ise utanmazlık değilse nedir ?

 

2 – Yorgancıoğlu aynı açıklamasında “Birçok öğrenci mezun olduktan sonra işsiz kalıyor ama bu ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda boşluklar vardır. Bu nedenle biz burs vermeyi öngördüğümüz alanların, en çok ihtiyaç duyduğumuz alanlar olmasına özen göstereceğiz” dedi. Nasıl bir ülkede yaşıyor olduğumuzu bilmeseydik, bu cümleler gerçekten de sevindirici olurdu. Gerçekten de, biz öğrenciler için de en doğrusu, ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlara öğrencilerin yönlendirilmesi ve ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda okuyan öğrencilerin burs desteği ile teşvik edilmesidir. Bu durumun böyle olmamasının sebebi, hükümetler değişse de değişmeyen partizanlık uygulamaları ve plansız ve vizyonsuz eğitim politikalarıdır. O yüzden karar alma mekanizmalarında olanların dönüp öğrencilere bunları anlatmasına gerek yok, yapmaları gereken tek şey adımlar atmaktır. Ancak işin en ilginç yanı, ülkedeki özel üniversite patronları ve ağaları daha da palazlansınlar diye bu üniversitelerin gerekli gereksiz birçok bölüm açmasına izin veren (hatta bu uğurda Öğretmen Akademisi tasfiye edilmeye çalışılmıştı UBP hükümeti döneminde), sırf özel üniversiteler daha çok para kazansın diye meslek liselerine, meslek yüksekokullarına ve ara eleman yetiştirmeye önem vermeyip herkesin özel üniversitelere kaydolup bu üniversiteleri zengin etmesine göz yuman hükümetin, ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikte işgücü yetiştirilmesi meselesini bu noktadan çözmeye çalışmayıp bu sorunu sadece burs meselesi ile ilişkilendirip gelecekteki yeni burs kesintilerine zemin hazırlamaya çalışmasıdır. Ayrıca herkesçe bilinmektedir ki askerlik sorunu halledilmediği müddetçe, pek çok erkek öğrenci sırf askerlikten kurtulabilmek adına Kıbrıs’ın kuzeyindeki özel üniversitelere kaydolmaya devam edecek ve işsiz mezunlar ordusuna yeni erler katılacaktır. Başbakan’ın tespitleri doğrudur, ama çözümü yanlış yerde aramaktadır; daha doğrusu kendi iktidarını güvence altına alan Kıbrıslı Türk burjuvazisine dokunamayacağını bildiğinden, elini her zamanki gibi yine öğrencinin cebine atacaktır.

 

3 – CTP Gençlik Örgütü, yaz burslarının kaldırılması kararının hükümet tarafından geri alınması üzerine bir açıklama yapmıştır. Bu açıklamada CTP Gençlik Örgütü hükümetin bu tavrının “yükseköğrenim gençliğinin sorunlarını önemsediğinin ve çözüm üretmeye çalıştığının en büyük göstergesi” olduğunu dile getirmiştir. Bu talihsiz açıklamayı hemen düzeltelim : CTP-DP hükümeti, bundan yaklaşık 5 ay önce öğrencilere danışma gereği bile duymadan, öğrencilere danışmayı geçelim, önceden “biz böyle bir karar alacağız kamuoyunun bilgisine duyurulur” diye açıklama yapma gereği bile duymadan yaz burslarını kaldırma kararı almıştır Bakanlar Kurulu’nda. Kararı aldıktan sonra basın toplantısı yapan hükümet, diğer tüm kararları açıklamasına rağmen yaz bursu kararını açıklamaya dahi cesaret edememiştir. Sonra bu kararı öğrenen öğrenciler mücadelenin her türlüsünü uzaktan ya da yakından vermişler, en son bu mücadele tüm toplumda ses getirip de Meclis’e taşınınca, hükümet köşeye sıkışmış, itibarı lekelenmiş, aldığı kararı toplumda savunan tek bir insanevladı dahi bulamamış ve hükümet kendi pisliğini temizlemek ve itibarını korumak için bu kararı geri almak zorunda kalmıştır. Olan budur; yoksa yükseköğrenim gençliği hükümetin umrunda değildir.

 

4 – CTP Gençlik Örgütü aynı açıklamasında “konunun bu şekilde olumlu sonuçlanmış olması, en başından beri yaz burslarının öğrencilerin en temel hakkı olduğunu savunan CTP Gençlik örgütü için son derece sevindiricidir.” demiştir. Yukarda da belirtildiği gibi CTP-DP hükümeti yaz burslarını kaldırma kararını Şubat ayının hemen başında almıştır. “En başından beri” yaz burslarını savunduğunu iddia eden CTP Gençlik Örgütü ise yaz burslarıyla ilgili ilk kamuoyu açıklamasını 30 Mayıs tarihinde yapmıştır, yani öğrenciler şubatın ortasında beri aylarca mücadele ettikten sonra, yani öğrencilerin aylarca süren mücadelesi sonucu yaz bursu meselesi toplumsal bir mesele haline gelip  Meclis’e taşındıktan ve hükümet de geri adım atacağının sinyalini verdikten sonra, yani zaten mücadelede psikolojik üstünlük öğrencilerin lehine geçtikten sonra, yani kararın alınmasının üzerinden yaklaşık 5 ay geçtikten sonra…

 

Celal Özkızan

Baraka aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply