Ne Üretiyorsun Baba? – Gani Gerez

Sabahın erken saatleri, atölyeyi yeni açmışız.

Hava soğuktu, mevsim ise kar. Ama çay sigarasız olmazdı. Kapı önünde bembeyaz karla kaplanmış sokağı izliyordum. Oyun oynayan çocuklar, kardan adam yapanlar…

Üşüyorduk. Olacak o kadar. Karnımızın tok üstümüzün pek olacağı günlere ülke olarak daha çok uzun günler vardı.

Çocukların oyunlarını devriye gezen polis arabası bozmuştu.

Polislere elimde ki çay bardağını gösterip atölyeye davet ettim.

“Buyurun çay içelim. İçiniz ısınsın.”

Kabul edip geldiler.

Çırak çayları hazırlamıştı bile.

Hoşbeş tanışma derken çay bardakları boşalmış yenileri içiliyordu.

Hava soğuk muhabbet güzel ve zaman hızlıydı.

Ertesi gün yine davet etmiştim, sonraki gün yine…

Artık ben çağırmadan gelmeye başlamışlardı.

Yavaş yavaş kaynaşıyor ve atölyeye ziyarete gelen polis sayısı gün geçtikçe artıyordu.

Bir ara atölye önünde 4 tane polis arabası olmuştu. Mahalleli şaşırıyordu artık.

Zamanla çaya veya muhabbete gelen polis sayısı düşmeye başlamıştı. Tanıştıkça fikirlerimizi ve ideolojilerimizi de tanıyorduk.

Onların ideolojileri bana zarar verebilirdi. Benim ideolojilerim ise, değil onlara hiç bir canlıya zarar vermezdi. Kaçması gereken biri varsa o da bendim. Bizim millet kendi hakkını arayanı bile düşman zannediyor nerdeyse. Biz, önce konuşmaya utanan sonra kavga etmeye utanmayan bir milletiz. Yeter ki onlara, “bu senden değil deyiver.” Hemen saldırır. Kendi kendini bile tanıyamamıştır. Buna fırsat verilmemiştir çünkü. Sofrasından ekmeğini çalan kendinden olsa görmez. Ne diyeyim, bizim milleti bir proje haline getirmişler. Sen şu’sun dedin mi o olur.

Artık tek bir polis geliyordu çayımı içmeye. Fırsatını buldukça gelirdi. Sık sık görüşür, başka mekânlarda da buluşurduk.

Dost olmuştuk.

Görevinde ki maceralı dönemleri anlatırdı bazen.

” Polislik hayatımın ilk yıllarıydı. Çevik kuvvette idim o zamanlar. Öyle bir kibir vardı ki üzerimizde. Sanki küçük dağları biz yaratmışız. E genciz de.

İhbar geldi. Bilmem nerde eylem var.

Gittik. Öğrenciler devletin bir kararını (kararı hatırlayamadı.) protesto ediyor. Dağılın anonsu yapıyoruz dinleyen yok. Dinlerler mi hiç? Haklarını savunuyorlar. Hatta üstümüze yürüdüler. Korkmadım desem yalan olur. O an anladım ki dünyanın en güçlü ordusu birleşmiş işçilerdir.

Sonra emir geldi. Müdahale edin, dağıtın. Çıkardık copları başladık girişmeye. Düşmana vurur gibi. Vurdukça daha bir hırslanıyor daha çok vuruyoruz.

Ve daha bir çok eylem…

Kadınlar, hayvan hakları savunucuları, memurlar vs vs…

Şöyle bir düşünüyorum da, bizim de haklarımızı aramışlar.

Birgün yine bir ihbar aldık.

Fabrika önünde işçiler eylemde. Yol kapatılmış. Trafik kilitli. Dağılın anonslarına aldırış eden yok. Çevik kuvvet müdahale et emri geldi. Durur muyuz hiç? Başladık coplamaya. Vur Allah vur. Sıkıysa dağılmasınlar.

O gün eve çok yorgun gitmiştim. Akşam yemeğindeyiz. (5 yaşında 1 oğlu var.)

Bir ara oğlum, “baba biz bugün annemle dışardaydık. Ben seni gördüm. Kavga ediyordun.” Dedi.

Şaşırıp kalmıştım.

Kavga değil oğlum, biz görevimiz yapıyoruz.

+Kimdi o insanlar baba. Niye dövüyor dunuz?

-İşçilerdi oğlum. Devletin yasalarına karşı geliyorlardı. (İç ses: Karşı mı geliyorlar?)

+İşçi ne demek baba?

-Gördüğün bir çok şeyi yapan, çalışan, elbise diken, gıda üreten, demiri işleyen, yeraltında bile çalışan ve daha bir çok şeyi üretenlere işçi denir. Yani üretendir.

+O zaman sende işçisin baba…

+Peki baba sen ne üretiyorsun?

-!!!

İşte kardeşim, benim hayatta cevaplayamadığım tek soru da bu oldu. Ben ne üretiyorum? Ben de bir işçi idim ama ne üretiyordum.

Polisim ama görevim toplumun huzurunu sağlamak olmalıydı. Çünkü ben de halktım. İşçi düşmanı olmuşuz da haberimiz yok.

Sistem kötü ben ne yapayım?

Bende bu bozuk düzende kendimi polis sanıyorken köle sınıfında olduğumu oğlum sayesinde hatırladım.

Bozuk düzencileri halktan korur olmuşuz. Mesleğim de sorun yok hani de, dediğim gibi sistem bozuk. Yasalarımız hep halkı durdurmak için olmuş, durmayanı da durdurmak bizim görevimiz olmuş.

Neyse.

Emekliliğime az kaldı hani, sonrasında üreten olmak, oğlumla beraber üretenler sınıfının içinde olmak istiyorum. Belki  belimde ki cop bir gün beni de durdurmak için kullanılır. Kim bilir.”

Kar mevsimi-2012 Gaziantep

Anılarım…

Gani Gerez

Bağımsızlık Yolu Üyesi