Yıllardır Kıbrıslı Türkler olarak irademize sahip çıkma ve varoluş mücadelesi veriyoruz. Gün oldu Ankara’nın dayatma paketlerine ve asimilasyon politikalarına karşı; gün oldu taşeron hükümetlerin işbirlikçi ve halk düşmanı politikalarına karşı meydanlarda, sokaklarda haykırdık.
Kıbrıslı Türkler olarak bir yandan geleceksizleştirmeye ve iradesizleştirilmemize karşı başkaldırırken; diğer yandan da karşılaştığımız saldırılar karşısında alternatifimizi yaratma konusunda aciz kaldık. Bir akvaryumun içinde kısılmış bir süs balığı gibi bize sunulan alan içerisinde döndük dolaştık, hep aynı işbirlikçi güçleri iktidara getirdik. Fakat akvaryumun dışına çıkmayı, bize sunulan alan dışında da bir alan, varoluş sahası yaratmayı beceremedik. Tam da bu noktada Kıbrıslı Türklerin temelde ihtiyacı olan şey yeni, alternatif ve bağımsızlıkçı -devrimci bir kurucu siyasi iradedir. Öyle ki şu anda da tüm egemen siyaset o ihtiyacın karşılanamamasının yarattığı boşluktan beslenmektedir.
***
Baraka Kültür Merkezi olarak uzun süreden beridir Ankara’ya ve emperyal güçlere karşı, onun yereldeki taşeronlarına karşı anti-kapitalist ve bağımsızlıkçı bir devrimci siyasi iradenin inşasının gerekliliğini vurgulamaktayız. Bu kuşkusuz sadece Baraka’nın üstesinden gelebileceği bir süreç değildir. Solun, en azından devrimci solun birlikteliği ve ortaklaşması bu kurucu politikanın zeminini oluşturacaktı. Devrimciler açısından seçim birliktelikleri basit iş ve güç birliktelikleri olması gerekmesine rağmen, sol örgüt ve partiler LTB seçimleri noktasında dahi bir araya gelemediler. Birleşemeyen sol ise günün sonunda parçalar halinde LTB seçimleri için kolları sıvadı.
***
Fakat buna rağmen alternatif bir siyaset boşluğunu doldurma mücadelesi devam etmektedir. Baraka olarak bu yolda bir adım daha ileriye gidebilmek ve çitayı biraz daha yükseltmek amacıyla LTB meclisine aday Merter Refikoğlu’nu aday çıkarttık ve ‘bugün mühürleri yarın zincirleri kıracağız’ dedik…
Akvaryumun dışına çıkmak isteyenler, hatta akvaryumu kırmak isteyenler mühürlerini kırsın ve Merter Refikoğlu desinler diye…
Merter Refikoğlu’na bir tik atmak ne anlama gelecek?
Ankara değil Lefkoşa’ya
Ankara elini yakamızdan çek’e
Vardık varız varolacağız’a
Bağımsız bir Kıbrıs’a tik atmak anlamına gelecektir.
LTB emekçisinin mücadelesinin tüm Lefkoşalıların mücadelesi olduğunun haykırılması anlamına gelir mührün kırılması…
Asimilasyona;
Ankara’nın yoksulluk ve yoksunluk paketlerine karşı olmaya tik atmaktır Refikoğlu’nu desteklemek…
AKP’ye ve AKP’nin hükümetlerine karşı Kıbrıslı Türkler’in ‘bu memleket bizim biz yöneteceğiz’ sesini yeniden yükseltmektir 7 Nisan’da Refikoğlu demek…
Mühürün kırılması ve Baraka’nın adayının desteklenesi demek, muktedire, bizleri 1974’den beridir koca bir yalana bağlayan zincirlerin de kırılacağı günün geleceğinin mesajının verilmesidir aynı zamanda.
7 Nisan günü bir seçim olacak. Kimileri yıllardır yaptığı gibi gidip oyunu kullanacak. Umarız Lefkoşa halkı başkanlık seçimlerinde sol adaylardan taraf olur.
Kimileri ise yıllardır yaptığından farklı olarak gidecek ve mührünü kıracak, Refikoğlu diyecek. Ve bu farklılık AKP’nin ve iktidarların kabuslarını süsleyen bir uğultuya dönüşecek.
Bu makale 7 Mart 2013 tarihinde Afrika gazetesininde yayınlanmıştır.
>
�Upc� � ormal style=’margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;line-height: 150%’>Özgürlüğe giden yolda birlik ve dayanışma gerekir demek için tercihinizi kullanın.
Kullanın tercihinizi ve gösterin bir halk olduğumuzu, var olduğumuzu ve var olacağımızı.
Kullanın tercihinizi ve onurunuza sahip çıkın.
Kırılan mühürler yarın kırılacak zincirlerin habercisi olacak.
Haydi!
“Önce kendi içinde başlat isyanını. Atar damarlarından kılcallarına kadar, basıncaya kadar onur sokağındaki polis karakolunu, en son kaldırım taşını da atıncaya kadar hücrelerinin, vali konağına çekinceye kadar yüreğinin kızıl bayrağını.”*
*Şiirler, Kıbrıslı şair Aydın Adamoğlu’na aittir.
Bu makale 5 Mart 2013 tarihinde Afrika gazetesininde yayınlanmıştır.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.