Baraka Kültür Merkezi’nden “Direk üstünde” basın açıklaması.
Baraka Kültür Merkezi, Başbakanlık önünde ilginç bir basın açıklamasıyla MOBESE’leri ve bu konudaki Kent Güvenlik Yönetim Sistemleri Yasası’na uyulmamasını protesto etti.
11 Haziran tarihinde MOBESE’ler için yapılan resmi itirazların dikkate alınmadığını ve yasal zorunluluk olmasına karşın hiçbir cevap verilmediğini kamuoyuyla paylaşan Baraka aktivistleri, “Önce bu Yasaya oy verip sonra şov yapanlar gibi MOBESE direğine çıkmadığımız için sözümüzün dinlenmediği düşüncesiyle, bugün bu açıklamayı direk üstünde yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bilişim Suçları Yasası’na da değinilen ve “MOBESE’de yasaya uymayan Bilişim’de uyacak mı?” diye sorulan açıklamada, Bilişim Suçları Yasası’nın da tıpkı MOBESE kameraları gibi toplum üzerinde baskı kurmak için kullanılacağı ve ifade özgürlüğünü sınırlayacağı vurgulandı.
Basın açıklamasını tam metni şöyle:
Baraka Kültür Merkezi olarak en başından beri çeşitli eylem ve sokak tiyatrolarıyla karşı çıktığımız, MOBESE kameralarına resmi ve yasal itirazlarımızı 11 Haziran tarihinde Başbakanlığa vermiştik.
Önce bu Yasaya oy verip sonra şov yapanlar gibi MOBESE direğine çıkmadığımız için sözümüzün dinlenmediği düşüncesiyle, bugün bu açıklamayı direk üstünde yapıyoruz.
Yasaya göre; “İtiraz Kurulu, gerekçeli kararını en geç otuz gün içerisinde vererek ilgili kişiye tebliğ eder.” İtiraz Kurulu’nda ise Başbakanlık, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı müsteşarları, Polis Genel Müdürü veya yardımcısı, Lefkoşa Belediye Başkanı, Barolar Birliği ve Mühendis ve Mimar Odaları Birliği bulunuyor.
Gözetim toplumu, insan hak ve özgürlüklerine aykırı olması, eylem ve ifade özgürlüğü üzerinde baskı yaratması, tarihi ve kültürel dokuya zarar vermesi, kaldırım işgali ve engelli kişilerin geçişini zorlaştırması, bütçenin halk yararına sağlık ve eğitim için harcanması gibi sebeplerle verdiğimiz itiraz dilekçelerine cevap verme süresi çoktan dolmasına rağmen herhangi bir yanıt alamadık.
Böylece hükümetin, yasaları sadece işine geldiği zaman ve insanlar üzerinde baskı uygulamak amacıyla uyguladığını, vatandaşa hak ve özgürlük veren maddelerin pratikte uygulanmadığını bir kez daha görmüş olduk. Ancak hükümetten özde farkı olmayan sözde muhalefet bunu görmek istemiyor ve özgürlüğü kısıtlayıcı yasalara ortak olmaya, oy vermeye devam ediyor. MOBESE’lerde yaşadığımız rezaletin aynısı Bilişim Suçları Yasası için de geçerli olabilecektir.
Güya sanal bahis, kredi kartı hırsızlığı, çocuk pornosu gibi konuları engellemek ve siber suçları önlemek için çıkarılan Bilişim Suçları Yasası da tıpkı MOBESE kameraları gibi toplum üzerinde baskı kurmak için kullanılacaktır. İfade özgürlüğünü sınırlayacak, sansüre ve daha kötüsü otosansüre sebep olacak bu yasa, erki elinde bulunduranlar tarafından işlerine geldiği gibi uygulanacak, hak ve özgürlükler aleyhine yorumlanacaktır.
Güvenlik bahanesiyle özgürlüğümüzü yok eden bu gibi yasalar, gözetim toplumu yaratılmasına hizmet ediyor, baskı ve kontrol mekanizmasıyla halkı denetim altına alıp sindirmeyi amaçlıyor. Üstüne üstlük bizim ülkemizin yetkilileri mi Türkiye mi bizi gözetliyor bu da belli değil. Çünkü kameraları, TC ile imzalanan ve Meclisteki tüm partilerin oybirliği ile geçen bir protokole dayanarak TC askeri şirketi ASELSAN kuruyor.
Bu halde bizlere tek bir yol kalıyor: sokakları terk etmemek ve özgürlük için direnmek!