KTMMOB Mimarlar Odası Başkanı Azmi Öge ile Arabahmet Kültür Evi’nin GAÜ’ye verilmesini, kendilerinin kurum olarak LTB ile yaşadıkları süreci ve şehir vizyonlarını konuştuk.
“Kamusal alanlar tüm halka açık kamu kurumları tarafından, halkça denetlene bilecek kurumlar tarafından yönetilmelidir. Ki biz Mimarlar Odası olarak her türlü yelpazeye ve denetime açığız.”
“LTB’nin ihalede sorduğu sorulara süsleyip püslemeden doğrudan cevaplar verdiklerini belirten Öge, nerede eksik veya yanlış bir şey yazdıklarını hala bilmediklerini kaydederek şunları belirtti: “Biz buradaki sorulara doğrudan cevap verdik. Hangi soruya eksik cevap verdik bilmiyorum ama süslemedik ve abartmadık. İçinde bulunduğumuz bina belli. Arabahmet Kültür Evi’ni de en uygun şekilde projelendirilip, onaylattırıp restore edip halkın, sivil toplum örgütlerinin ve oda üyelerine layık biçimde kullanımına sunulacağını beyan ettik. Bunun ötesi nasıl olabilir merak ediyorum. Bir tarihi yapı belli bir disiplinde restore edilir.Restorasyon kuralları bellidir. Bunu farklı bir şekilde yapmak söz konusu değildir. Biz bu binayı layıkıyla yaşatmak için gerekli her türlü bütçeyi de sağlayacağımız teminatını verdik.”
Bu ortamda LTB önceki söylemlerinden farklı bir tavır takındı” ifadelerini kullanan Mimarlar Odası Başkanı Öge, “bir tartışma programında duyduğum kadarı ile eğer bir şirkete kiralandığı söyleniyorsa bunun adı özelleştirmedir” dedi.
“En önemli insan haklarından biri kamu alanlarından bütün vatandaşların eşit oranda faydalanma ve kullanma hakkıdır. Bu hak kişilerin elinden alınmamalı veya kısıtlanmamalıdır. Kişiler o alanları mümkün olduğunca eşit ve ortak olarak kullanmalıdırlar. Siyasi otorite veya yerel otoriteler bu kamusal alanların bütün vatandaşlar tarafından rahat, huzurlu ve özgür kullanabilecekleri alanlar haline getirmekle yükümlüdür.”
“Arabahmet Kültür Evi çok uzun yıllar kamuya açık bir yapı olarak kullanıldı ve kullanıcı belleğinde öyle yer edindi. Bazı tarihi yapılar değerlendirilirken özelleştirilebilir veya özel şirketler eliyle yeniden yaşam enerjisi kazandırılabilir. Bu yapı tarihi bir yapı olmakla birlikte bir kültür eviydi ve kamuya açıktı. Kamuya açık bir yapı kamuya ait haliyle devam etmeliydi. Yaşanmışlıklarla edinilen hafıza silinemez, silinmemelidir..”
ADL ÖZEL
Çetinkaya Spor Klubü yolunda, hisar üzerinde bulunan binalarını 2006 yılında restore ederek kullanmaya başladıklarını ifade eden Öge, eski, yıkılmak üzere olan bir binayı yaşamla yeniden buluşuturduklarını söyledi.
Eski binalara fonksiyon katarak halk enerjisi ile buluşturma vizyonu güttüklerini kaydeden Öge, bunun için üniversiteler ve demokratik kitle örgütleri ile ortak etkinlikler gerçekleştirme çabasına girdiklerini kaydetti.
Azmi Öge, Mimarlar Odası idari binası, üyelerine lokal ve sivil toplum örgütlerinin halkla buluşmasını sağlamak için mekan arayışlarına gittiklerini ve Arabahmet Kültür Evi’ni de LTB’den henüz daha ihale sürecine girilmeden talep ettiklerini anlattı:
“İlk önce Vakıflar İdaresi’nde olan Konak Restorant diye bilinen tarihi Osmanlı Konağı binasını talep etmiştik. Bu arada da Belediye’ye ait Arabahmet Kültür Evini’nin etkin olarak kullanılmadığını gözlemledik. Önce LTB Başkanı Sn. Kadri Fellahoğlu’na bu binayı hayata geçirmek için niyetimiz olduğunu sözlü olarak belirttik. 10 Temmuz 2013 itibariyle bir yazı gönderdik ve kullanıma talip olduk.”
Öge, LTB’nin Mimarlar Odası’nın ilk talip olduğu zaman çok memnun kaldıklarını ifade etti. Belediye yönetiminin kendilerine girişimler başlatacaklarını söylediğini aktaran Öge, daha sonra kendilerine şeffaflık adına ihaleye gidileceği bilgisinin geldiğini belirtti.
Buna itiraz yöneltmediklerini söyleyen Öge, daha sonra LTB’nin üniversitelere teklif sunmaları için özellikle aranarak davet edildiğini kaydetti.
Üniversiteler ısrarla davet edildi…
“Biz kendilerine ilettiğimiz yazıda da bütün ünivertsitelerin mimarlık fakültelerini burada toplamak niyetinde olduğumuzu söylemiştik ve bunun kent dokusunun tespitinde önemli bir nokta oluşturacağını ima etmiştik” ifadelerini kullana Öge, LTB’nin ısrarla anlayamadıkları bir nedenden ötürü üniversiteleri davet ettiğini söyledi ve birlikte çalışan ve cok farklı misyonları olan güzide kurumların ayni süreçte yarıştırılmasına üzüldüklerini, sürecin sonunda kendilerinin dışında tek teklif atanın GAÜ olduğunu belirtti.
Tüm üniversitelere eşitiz
Öge, mesleki bir sivil toplum örgütü olarak, tüm üniversitelere eşit olduklarını ve kendilerinin tüm mimarlık fakültelerini Arabahmet’e toplayabileceklerini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Biz bütün üniversitelere eşit olarak çalışmaktayız. Bu arada üniversitelerle birlikte aynı çatı altında çalışabilen bir örgütüz. Üniversitelerin de bizimle sağlıklı iletişim ve ortak çalışma sağlayacak, Bölüm Başkanlarından oluşan Akademik Kurul oluşturdu. Hemen hemen tüm üniversitelerimiz özel üniversitedir ve birbiriyle rekabet içindedir. Bu rekabet de eğitim alanında olduğu kadar öğrenci açısındandır da. Genelde birbirleriyle işbirliği yapmaktan kaçınırlar. Ancak akademik Kurul vasıtası ile gerçekleştirdiğimiz ortak etkinliklerden ve kurultaylardan görüldü ki Odamız çatısı altında bu birliktelik başarı ile sağlanabiliyor.”
İhale süreci…
İhale dosyasında tarih yoktu…
Mimarlar Odası Başkanı ihaleye teklif verme sürecini anlatırken, teklif atma tarihin belli olmadığını ve bundan kaynaklı olarak son dakikada teklifi sunabildiklerini kaydetti:
“İhale açıklandığında dosyayı aldık ama dosya üzerinde ihale teslim tarihi yoktu. İhale teslim tarihi usulen gazetede duyurulurmuş. Bizler sekreteryamız da olmasına rağmen bunu göremedik ve teslim tarihini sorguladığımızda öğrendik. Bu bağlamda biz zor da olasa gerekleri yerine getirip banka teminat mektubunu ve başvuru mektubumuzu yolladık. LTB’nin hazırladığı sorulara bakıldığında tanınmamış bir örgütü tanımak için yöneltilmiş olan sorular olduğunu kaydeden Öge, cevaplarını net ve kesin olduğunu ifade etti: “Yeterli hazırlanamama veya dosyayı geniş tutamama gibi bir sorun yoktur. Cevaplarımızı net ve kesin olarak yazdık.”
Cevapların bildik etkinlik ve broşürlerle çoğaltılması olasılığı var elbette. Uzun cümlelere değil net ve kesin kararlara ihtiyacımız var. Ben bu sorulara cevap verirken abartmanın gereksiz olduğunu düşündüm. Kime neyi anlatacağım? Ben bugün kendi ailem içinde yaptığım çalışmaya oğlumdan CV mi isteyeceğim? Kim olduğunu ne yaptığını ve kapasitesini iyi biliyorum.
Usulen diyorlarsa zaten biz yazıda cevaplarımızı verdik kim olduğumuz da belli, ne yaptığımız da; her şey ortada. Ortak çalışmalarda bizlerden övgü ile söz edenler ihale aşamasında kim olduğumuzu unutmuşlar anlaşılan.”
Kamusal alanların kamusal kurumlar tarafından yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Öge, şunları söyledi:
“Kamusal alanlar tüm halka açık kamu kurumları tarafından, halkça denetlenebilecek kurumlar tarafından yönetilmelidir. Ki biz Mimarlar Odası olarak her türlü yelpazeye ve denetime açığız.”
LTB’nin ihalede sorduğu sorulara süsleyip püslemeden doğrudan cevaplar verdiklerini belirten Öge, nerede eksik veya yanlış bir şey yazdıklarını hala bilmediklerini kaydederek şunları belirtti: “Biz buradaki sorulara doğrudan cevap verdik. Hangi soruya eksik cevap verdik bilmiyorum ama süslemedik ve abartmadık. İçinde bulunduğumuz bina belli. Arabahmet Kültür Evi ni de en uygun şekilde projelendirilip, onaylattırıp restore edip halkın, sivil toplum örgütlerinin ve oda üyelerine layık biçimde kullanımına sunulacağını beyan ettik. Bunun ötesi nasıl olabilir merak ederim. Bir tarihi yapı belli bir disiplinde restore edilir.Restorasyon kuralları bellidir. Bunu farklı bir şekilde yapmak söz konusu değildir. Biz bu binayı layıkıyla yaşatmak için gerekli her türlü bütçeyi de sağlayacağımız teminatını verdik.
Yani bu deyelim ki ben bir otel yapıyorum, otel mimarlar tarafından 5 yıldızlı yapılacaktı da GAÜ 7 yıldızlı yapılmasını önerdi. Böyle bir kıyas olamaz. Yapılacak iş tamamen orada.”
“Kabul edilebilir değil…”
Yıllık bütçeleri milyon dolarları aşan kurumlarla Mimarlar Odası’nın karşı karşıya getirilmesinin adil ve normal olmadığını söyleyen Öge, “Daha önce de dediğim gibi farklı misyonları olan ve ortak çalışma alanları olan kurumlar karşı karşıya getirilmiştir. Ayrıca Dome Hotel özelleştirilirken eğer herhangi bir hotel işletmecisi oraya teklif atsaydı çalışanlarla onlar arasındaki fark uçurum olmaz mıydı” dedi.
Böyle bir kıyaslama kabul edilebilecek bir şey omadığı şeklinde konuşan Öge Arabahmet’in GAÜ’ye verilmesinin kısmen bir özelleştirme olduğunu vurguladı. Öge: “Kısmen özelleştirmedir. Çünkü bir kamu yapısı belli bir kitlenin kullanımına verilmiştir. En azından burada puanlama yaptık diyorlar gerçekten puanlarını merak ediyorum. Neyimiz eksik neyimiz fazla merak ediyorum” dedi.
Özelleştirme…
“Bu ortamda LTB önceki söylemlerinden farklı bir tavır takındı” ifadelerini kullanan Mimarlar Odası Başkanı Öge, “bir tartışma programında duyduğum kadarı ile eğer bir şirkete kiralandığı söyleniyorsa bunun adı özelleştirmedir” dedi.
Üniversite de aslında dönüp bakıldığında bir eğitim kurumudur ama özel bir idare ve yönetim şekli vardır. Kamu tarafından denetlenemeyen bir kurumun özel olduğunu düşünürsek bu bir özelleştirmedir. Henüz daha Arabahmet’i hangi kurumun yöneteceğini bilmiyoruz. Tabii ki bu güzide üniversitemizin binayı kötü kullancağını sonucunun anlaşılmasını istemem. Ancak yetkililer bence kullanım şekli ve amacına önceden karar verip ihaleyi öyle açmalıydılar.”
Vizyon
Öge Arabahmet Kültür Evi’nin GAÜ’ye verilmesini vesile ederek kent algılarını ve kentlerin durumunu şöyle izah etti:
Kamusal alanların önemine dikkat çeken Öge, kamusal alanların halkın elinden alınmaması gerektiğini vurguladı:
“En önemli insan haklarından biri kamu alanlarından bütün vatandaşların eşit oranda faydalanma ve kullanma hakkıdır. Bu hak kişilerin elinden alınmamalı veya kısıtlanmamalıdır. Kişiler o alanları mümkün olduğunca eşit ve ortak olarak kullanmalıdırlar. Siyasi otorite veya yerel otoriteler bu kamusal alanların bütün vatandaşlar tarafından rahat huzurlu ve özgür kullanabilecekleri alanlar haline getirmekle yükümlüdür.
Arabahmet Kamuya Açık Bir Yapı İdi…
Arabahmet’in diğer tarihi mekanlardan farkına da işaret eden Öge, söz konusu yerin kamuya açık ve kamuya ait bir mekan olduğunun altını çizdi. Öge şunları belirtti:
“Arabahmet Kültür Evi çok uzun yıllar kamuya açık bir yapı olarak kullanıldı ve kullanıcı belleğinde öyle yer edindi. Bazı tarihi yapılar değerlendirilirken özelleştirilebilir veya özel şirketler eliyle yeniden yaşam enerjisi kazandırılabilir. Bu yapı tarihi bir yapı olmakla birlikte bir kültür eviydi ve kamuya açıktı. Kamuya açık bir yapı kamuya ait haliyle devam etmeliydi. Yaşanmışlıklarla edinilen hafıza toplum belleğinden silinemez, silinmemelidir..”
Sokak insan enerjisiyle yaşar…
“Sokak insan enerjisiyle yaşar, sokaklar sadece taşıtla bir yerden biryere ulaşım aracı olmaktan ötedir..” diyen Öge, “ toplumun buluştuğu, eğleştiği, sosyalleştiği alanlar, yani kentteki ortak oturma odaları meydanlar, sokaklar ise bu meydanları bağlayan yaşam akışını devam ettiren koridorlardır” diye belirtti.
Öge şunları belitti: “Günümüz emperyalizmi insanları evde oturmaya mecbur bırakıyor, insanların birbiriyle etkilenmesi ortak bir sinerji üretmesinden rahatsız oluyorlar. Eylemsiz evde oturmaları ve tüketime odaklanmaları isteniyor.”
Konuyla ilgili diğer linkler:
Özelleştirmeye Karşı Kamusal Mekanı Yüceltmek
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.