ADL Özel
Hatırlanacağı üzere Pazartesi günü Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci konseyi seçimleri sırasında Ülkücüler ile, aralarında farklı etnik kökenlerden öğrencilerin bulunduğu Demokrat Öğrenciler Grubu arasında kavga çıkmıştı.
Bugün sabah saatlerinde Demokrat Öğrenciler Grubu arasından 23 kişi polis tarafından Mağusa Polis Müdürlüğü’ne çağrıldı.
Öğrenciler hakkında herhangi bir gözeltı ya da tutuklama kararı olmamasına rağmen, polis tarafından yasa dışı bir şekilde fotoğrafları çekildi. Öte yandan polisin yasa dışı hareketleri bununla da sınırlı kalmayarak, öğrencilerin kimliklerine el konulmaya çalışıldı.
Polisin hem yasaları, hem de en temel insan haklarını ihlal eden bu girişimine hukukçular engel oldu. Polisin böyle bir yetkisi olmadığı ve bunun yasa dışı olduğu belirtilerek, öğrencilerin kimliklerine el konulmasına engel olundu.
Pazartesi günü DAÜ’de yaşanan olaylardan sonra haklarında işlem yapılan 23 Demokrat öğrencinin 20’sine, “Okul içerisinde taşkınlık yapmak ve slogan atmak”tan, 3 öğrenciye ise “mala kasti zarar vermekten” dava okundu.
Ülkücülere Eğitim, Solculara Dava
Öte yandan olaylara karışan Ülkücü öğrencilerden yalnızca üçünün Mağusa Polis Müdürlüğü’nde isminin olduğu, fakat henüz “yasal” bir işlem yapılmadığı bilgisine ulaşıldı.
Hükümetin büyük ortağı CTP-BG’de Genel Sekreter Tufan Erhürman, DAÜ’de yaşanan olaylarla ilgili dün yaptığı açıklamada ‘’Polis de Üniversite’nin Disiplin Kurulu’nda yetkili birimleri de gerekeni yapmalı’’ şeklinde konuşmuş, ‘’Her türlü ırkçılığa, ayrımcılığa, ön yargılara ve farklı düşüncelere yönelik tahammülsüzlüğe karşı eğitim programları ve etkinlikler düzenlemek gerekiyor’’ demişti.
Polisin olayla ilgili tutumu ise, hükümetin olayla ilgili gerçek yaklaşımını gözler önüne serdi. Irkçı ve şöven zihniyetlerin eğitilerek sorunun aşılacağını düşünen hükümetin büyük ortağı, ilerici ve aydın kesimler için ise göz altı, baskı ve fişleme yöntemini uygun görüyor.
