“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” dolayısıyla bugün Lefkoşa’da oldukça kitlesel bir eylem gerçekleştirildi.
Saat 14.30 sularından itibaren Kuğulu Park’ta toplanan kalabalık, “Sığınma Evi Devletin Görevi”, “Geceleri de, sokakları da meydanları da terketmiyoruz” “Erkek Vuruyor Devlet Koruyor” sloganları eşliğinde Meclis önüne yürüdü. Meclis önünde okunan basın açıklamasının ardından, Baraka Tiyatro Ekibi kadına yönelik şiddetin farklı çeşitlerini ortaya koyan bir sokak tiyatrosu gerçekleştirdi.
Buradan Lokmacı’ya yürüyen eylemciler, Arasta’da Sol Anahtarı Müzik Grubu ile birlikte hep bir ağızdan “Kadınlar Vardır” şarkısını söyledi.
Yürüyüşte “Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız”, “Kadına Şiddete Hayır”, “Cinsel Sınıfsal Sömürüye Son”, ” Cami Değil Sığınma Evi”, “Mobese Değil Sığınma Evi”, “Sığınma Evi Hemen Şimdi” ve “Keep Calm and Ne Gızını Ne Dizini” gibi döviz ve pankartlar taşındı.
Meclis önünde okunan açıklama ise şöyle;
25 Kasım 1960’da Mirabal Kardeşlerin tecavüz edilerek öldürülmesi sonucu dünyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan edilen bu günde, güçlü bir şekilde kadına yönelik şiddete son demek için burada bulunuyoruz.
Kadına yönelik şiddet ülkemizde her geçen gün daha görünür hale gelirken şiddetin en uç boyutu olan kadın cinayetleri, içinde bulunduğumuz yıl rekora ulaşmıştır. 5 kız kardeşimizin eşleri tarafından öldürülerek aramızdan alındığı ülkemizde halen devlet tarafından bir kadın sığınma evi kurulmayışı kabul edilemezdir. Hemen her bölgeden gelen kadına yönelik şiddet haberleri bize her bölgede sığınma evleri kurulmasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Şiddete uğrayan kadınlara güven içinde barınabilecekleri bir çatı açılmaması yanında koruma emri alabilmeleri için ücretsiz avukat desteği sağlanmaması da bilhassa yoksul kadınları şiddet gördüğü hanede yaşamaya mahkum etmektedir.
Oysa biz biliyoruz ki, bu ülkede yaşayan tüm kadınların can güvenliğini sağlamak, beden bütünlüğünü, cinsel dokunulmazlığını korumak devletin anayasal ve yasal vazifesidir. Bir kadının şiddete uğradığı zaman birbiriyle koordine içinde bulunan güvenlik, sağlık, hukuk hizmetiyle sosyal hizmetlerden yararlanabilmesini sağlamak için şiddet önleme merkezlerinin kurulması gereklidir. Bu yüzden, devletin bir an önce her ilçede şiddet önleme merkezlerini hayata geçirmesi ve sığınma evleri kurması elzemdir, ‘kısmet, nasip işi’ değildir.
Şiddete uğradığı için polise başvuran kadınların yapmış oldukları şikayetler, diğer suçların soruşturulmasında olduğu gibi ciddiyetle ele alınmalıdır. Polisin görevi arabuluculuk yapmak ya da şikayetçinin mahkeme süreciyle ilgili gözünü korkutmak, vazgeçmesini sağlamak değildir. Şiddete uğradığı şikayetiyle gelen kadınların kendini güvende hissetmesini sağlamak ve suçu etkin soruşturmak polisin görevidir. Bu alanda görev yapacak olan polis memurlarının konuyla ilgili eğitilmeleri elzemdir.
Alo 183 İhbar Hattı’nın daha etkin kullanılabilmesi için gerekli alt yapının oluşturularak vardiyalı bir sisteme geçilmesi ve ihbarların doğrudan polisle birlikte, aracısız olarak müdahale edilmesi sağlanmalıdır.
Kadına yönelik şiddete karşı sesimizi yükseltmek için burada toplanan örgütler olarak erkek şiddeti sonucu aramızdan alınan kız kardeşlerimizi anarken sığınma evi kurulması yönündeki talebimizde ısrarcı olduğumuzu yineliyor, “SIĞINMA EVİ HEMEN ŞİMDİ!” diyoruz.
Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi (AFSA), Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, Belediye Emekçileri Sendikası (BES), Kadın Eğitimi Kolektifi, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Sosyal Riskleri Önleme Vakfı (SRÖV)