KÜFÜR – Hasan Yıkıcı

downloadZamanı tutamıyorsun ya, bak o seni nasıl tutuyor. Hareketsiz kılıyor, iradesiz kılıyor. Zamanı tutmaya çalışmakta başlıyor bütün sıkıntı. Nasıl tutabilirsin ki zamanı? Ne sen yerinde durursun akmadan ne de zaman. Ki sen zamanın akıp götürdüğü bir akışsın; zaman içinde zaman yani…

*

Yani sen şimdi tükeniyorsun diyorsun ya; sonra da susuyorsun bir güzel, gergefine zamanın seriyorsun yokluğunu. Sen çoktan teslim olmuşsun arkadaş. Hangi öfke fışkıran bildiri inandırır seni bana? Sen şimdi hala susuyorsun ya, zaten dün de susmuştun yarın da susacaksın. Suskunluğunu konuşmalarının içine saklaman nafile. Sen zamanı tutamazsın, ben de tutamam. Ama sen  zamana boyun eğiyorsun arkadaş, bense müdahale ediyorum.  Sen kaybettin arkadaş, belki ben de kaybedeceğim. Ama eminim, sermedim diye suskunluğumu zamanın gergefine, gülümseyişimi de kaybetmedim. Ben yenilirken gülümseyeceğimden eminim en azından, halbuki sen gülümsemek bir yana yenildiğinin bile farkında değilsin.

*

Evet arkadaş, uzun uzun yazmaya gerek yok. Sen neden hep uzun uzun yazarsın? Sanki de sözcüklerle birlikte kaçar gibisin… Sanki de kovalayan birileri var seni, ‘sözcükler uzarsa daha çok kaçarım’ diyorsun. Uzuyor sözcükler, uzuyor cümleler… İçinde seni kovalayan biri var arkadaş, kelimelerin telaşla dizilişi ele veriyor seni… Kelimeler yan yana geldiğinde bir anlam oluşmuyor her zaman. Senin anlam dediğin şey seni terk etmiş arkadaş, neden körsün? Korkma söyle kendine… Dehşete düştüğün zaman ölmeyeceksin. Belki yaşamanın bir yolunu çizersin o zaman.

*

Sen gülüyorsun ya arkadaş, ama sadece sen güldüğünde sana kalkıp tokat atasım geliyor. Seni sevmediğimden değil, ‘gülüşü’ kurtarmak için yalan dolan suratından. Ki sen güldüğünde bütün gülüşleri bir sızı kaplar. Öyle böyle değil, bir çığlık olur yoksunluğun sen güldüğünde!

*

Ee arkadaş, sızlayamıyorsun ya, sen o kadar bir yoksunsun ki, sızı bile sende durmaz. Sızının bile bir değer tarafı vardır, değerse sızlar, sana şimdi hiçbir değer değmiyor, sen hiçbir değere değmiyorsun.  ‘Ne acı!’ diyeceğim var ama sen acıyı da bilmesin, sevmeyi öğrenemediğin gibi…

*

Sen sevememeyi acı; acıyı da sevememe sanmışsın arkadaş.

*

Biliyor musun arkadaş, o kadar gerçeksin ki, seni yıkasım var!

Hasan Yıkıcı

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply