kktc denilen devletin ne kadar sahte, ne kadar yozlaşmış, ne kadar zümreci olduğunu görmek için bakılabilecek en doğru yerlerden biridir trafik…
Tarladan daha engebeli yollarda araba sürebilmek için seyrüsefer çıkarırken de, hangisinin çalışır hangisinin çalışmaz olduğu anlaşılmayan hız kameralarının yanından geçerken de, ehliyet yenilerken de aynı şeyi yaşarız halk olarak; yaşamımız değil bizden alınacak para önemlidir bu devlet için…
O devlet ki kiralık araçların plakalarındaki “Z” harfini baştan sona alarak plaka yapan eşi dostu zengin etmekte ama ortaya araç kiralamayla ilgili hiçbir kriter ve düzenleme koymamaktadır.
O devlet ki seyrüsefer harçlarını kaldırıp akaryakıt vergisi olarak tekrar önümüze sürme pişkinliğini gösterebilmekte, zengini kayırıp, fakiri daha da ezmektedir.
O devlet ki insanların yol hatalarından dolayı öldüğü yerlerde hiçbir düzenleme yapmazken, her 20 Temmuz’da her 30 Ağustos’ta TC devletinin bürokratlarını mutlu etmek için yolları asfaltlayıp boyayabilmektedir.
O devlet ki otobüs şirketlerinin birleşip tekelleşmesine serbest piyasa ekonomisi gereği göz yummakta, keyfi fiyat artışları karşısında kem küm edip bocalamaktadır.
Velhasıl kktc, yollarına kar hırsı, şükrancılık ve kan bulaşmış bir absürdlük abidesidir.
Oysa Xero’dan (Gemikonağı) Mağusa’ya kadar neredeyse dümdüz bir araziye tren rayları döşemeyi ve ulaşımı rahatlatmayı hiç düşünmemiştir bu absürdlük abidesi.
Toplu ulaşımı yaygınlaştırmayı ve 24 saate çıkarmayı da nedense hiç akıl etmemiştir.
Bisiklet için oldukça uygun bir coğrafyada yaşıyor olmamıza rağmen bisiklet kültürünü yaymayı o çok sevilen kavrama, sivil topluma bırakmıştır.
Kabul ettiği/boyun eğdiği IMF-Dünya Bankası-TC damgalı ekonomik programlarla gittikçe yoksullaşan halkından seyrüseferleri toplayamayacak hale gelmiştir.
Velhasıl kktc, trafikte halk leyhine hiçbir şey yapmayan bir hükümetler resmigeçidinden öteye birşey değildir.
Bu yüzdendir ki emek eksenli hareket eden sol, halk yararına ayakları yere basan trafik politikaları geliştirmek ve bu politikaları gerçekleştirmek için baskı unsuru olmak zorundadır.
Unutulmamalıdır ki solun halk nezdinde gerçek bir alternatif olabilmesinin yolu hem iş-güç-eylem birliği kapsamında oluşacak geniş tabanlı bir ittifak, hem de bu ittifakın halkı ikna edebilecek çözümleri ortaya koymasıdır.
Yoksa alan yine tüm sorunlar gibi trafik sorununu da yaratan UBP’ye ve DP’ye, sorunu görmezden gelerek büyüten CTP’ye ve iktidara gelebilmek için sorunla ilişkili hiçbir fikri olmamasına rağmen kopyala-yapıştır çözümler üretmeye hazır HP’ye kalacaktır.
Fatih Bayraktar
Bağımsızlık Yolu