Bugün bayram…
Ama kimin bayramı?
Geçtiğimiz haftalarda, savaştan kaçıp kıyıya vuran çocukların mı?
“İlle de başkanlık” diye tutturup, ülkeyi kangölüne çeviren Kasımpaşalı’nın bayramı mı?
Bu Kasımpaşalı’nın yüzünden Türk olsun, Kürt olsun, yitip giden canların bayramı mı?
Yoksa, geride bıraktıkları yaslı ailelerin bayramı mı?
Mezbahada bekleyen koyuna mı sormalı?
Yoksa, hergün işyerinde ezilen garibana mı?
Ne kadar da ironik…
İslamiyetin ikinci büyük bayramı olan, Kurban Bayramı’nda neredeyse tüm islam coğrafyalarının kan gölüne dönmesi…
Sayısı, faili meçhul çocukların yitip gitmesi…
Binlerce batıya sığınan ailelerin mi?
Sahi kimin bayramı?
Belki de Ethem Sarısülük’ün katillerindir; mâlum, serbest kaldılar…
Yine en lüks otellerimizde, en muhteşem “sanatçıların”, en güzide şarkılarıyla coşup oynayanların mı?..
En güzel yemekler, tatlılar bişecek…
Ve en zengin mönülerin, süslediği masalar kurulacak…
Bayram, kumarbazın önüne meze tabağını getiren garsona mı?
Sonra çıkan çöpleri toplayan işçiye mi?
Kimedir bu bayram…
Katile mi?
Hırsıza mı?
Zengine mi?
Bu bayram bize değil…
Bizim bayramımız; Katil’den, hırsızdan hesap sorduğumuz zaman…
Ve zenginlerin düzenini bozduğumuz zamandır…
Çünkü; ezilenlerin bayramı Sosyalizmdir…