KIBRIS’TA NEDEN Mİ TAYYİP İSTENMİYOR?-MUSTAFA KELEŞZADE

Sene 2011, aylardan Temmuz, ada geneli tüm billboardlarda Tayyip’in kendi için verdiği ilanlar. Girne Kapısı’na taraf yürüyordum, yol kenarı bir kahvehanede oturup kahvesini içen 60’lı yaşlarda bir amca çıkıp billboarda karşı küfretmeye başladı. Bir süre sonra ise geri oturup kahvesini içmeye devam etti. Bu öfke boşalmasını sanırım ne orada oturanlar, ne de ben garipsedik. Sadece ufak bir tebessüm oluştu yüzümüzde.

Geçtiğimiz sene Tayyip Kıbrıs’a geldiğinde örgütlerin açtığı ortak pankarttı “İstenmiyorsun Tayyip”. Bir pankart bir halkın tavrını sanırım en fazla bu kadar açıklar. Evet, Kıbrıslı Türkler olarak Tayyip’i istemiyoruz. Neden mi?

Belki sebebe de ihtiyaç yoktur zorla değil ya, ama yine de anlaşılmak adına bazılarını saymak istedim. 

Çünkü o bir “Kasımpaşalı” ve biz Kasımpaşalılığa tokuz. Bu ada insanı Kasımpaşalılardan dersini 50’lerden, 70’lere kadar aldı. Kasımpaşalılık, yani ani sinirlenip, herkese diklenip, dünyanın efendisi havalarında olmanın getirdiği yıkımı yaşadık. Bugün bölgesel bir savaşı ve kanı tetikleyen adamın nesini isteyelim?

Katilleri de pek sevmeyiz. Ali İsmail Korkmaz anne, babalarımızın çocuğu, gençlerimizin ise kardeşidir. Kardeşimizi, evladımızı öldüren emri veren adamın nesini isteyelim?

Belki Tayyip gibi “her şeyi en iyi” biz bilmeyiz ama acıyı yaşamış bir halk olarak empatiyi biraz biliriz.  Kürt’ü, Türk’e, Sünni’yi, Alevi’ye kırdıran adamla değil, evladına ağlayan anayla empati kurarız.

Arada elitist hanzolarımız olsa da çoğumuz hoşgörüyü, ötekine müdahale etmeden kendi hayatını yaşamayı bildiğinden sevmeyiz Tayyip’i. Ramazan’da oruç tutmuyor diye insan döven bir kesimi yaratıp, teşvik ettiği için istemeyiz onu.

Uyguladığı politikalarla gericiliği yayıp kadın cinayetlerini ülkesinde neredeyse 100 katına çıkarttığın için de istemeyiz.

Ona karşı çıktığı için öldürttüğü ardından da eşkiya dediği emekli öğretmen Metin Lokumcu’yu kendi öğretmenimiz bildiğimizden istemeyiz.

Devletinin politikalarıyla yıllar yılı üretimsizleşen ada yarımızın, Tayyip’in dayattığı politikalar ile boğazımızın sıkılıp, “Ankara Elini Yakamızdan Çek” diye sokakları doldurduğumuzda aynı karaktersizlikle bizlere besleme dediği için istemeyiz onu.

Anlayacağınız, Türkiye halklarını kardeşimiz gördüğümüzden, onurumuza da el uzattırmadığından istemeyiz Tayyip’i.

Kıbrıs’a da babamız çağırsa istenmediğini belli ederiz.

Mustafa Keleşzade

Bağımsızlık Yolu