Bugün sözünü edeceğim konu hakkında eminim ki çok yazı yazılmış çok da tartışma çıkmıştır. Buna karşın henüz bir gelişme olmayan konumuz Kıbrıs’ın yolları. Günümüz kktc’sinde kendisini gördüğümüzde sevinir hale geldiğimiz bir kurumumuz mevcut, adı da Karayolları Dairesi. Ne mutlu bize ki devletimiz bize küçük süprizler yaparak Daire’yi ara ara sokağa çıkartıp görmemizi sağlıyor ve bizi hayretler içinde bırakmayı başarıyor. Yollarımız sizin de bildiğiniz gibi bir patates tarlasından çok az daha düz ve daha fazla çukurlu. Bizim yollarımızda araç kullanan bir kişi dünyanın heryerinde rahatlıkla ehliyet dersi verebilecek kapasiteye ulaşır. Neden mi; çünkü biz yollarımızda şoförlük yerine cambazlık yaparak araç kullanabiliyoruz. Öyle ki, artık hangi çukurdan nasıl veya ne şekilde geçersek aracımızın hasar görmeyeceğini tüm şoförlerimiz çok iyi bilmektedir.
Bu güzel ve narin yollarımızda bir de gece araç kullanmak inanılmaz insanüstü bir yetenek gerektirmektedir. Devletimiz bu konuda çok hassas; öyle ki, sırf bizi düşünerek tasarruf yapıp yollarımızdaki aydınlatmaları sadece kavşaklarda açıyorlar. Biz şoförler de, karanlıkta kavşakları bir kutup yıldızı misali takip ederek gideceğimiz yere varabiliyoruz. Yollardaki bu tehlike yetmezmiş gibi zifiri karanlıkta ilerlerken aniden önünüzde beliren ve sağa sola sallanan bir kırmızı çubuk görebilirsiniz. Bu sizi şaşırtmasın ve korkutmasın çünkü yollarımızdaki bu tehlikeler yetmezmiş gibi bir de trafik polislerimiz karanlığın içinde Sevimli Hayalet Casper gibi aniden önümüzde belirebilirler. Tek işinin ceza kesmek olduğunu sanan trafik polislerimiz maalesef trafik kontrollerinde bile işlerini düzgün yapamıyorlar. Bir yere pusu kurup hızlı gelen araçların önüne aniden fırlayıp onları durdurmaya çalışan ve adeta kazaya sebebiyet veren bu arkadaşlarımızı başarılarından dolayı gönülden kutluyorum. Elbette bu kendi suçları değil, kendileri ne yazık ki böyle davranmak yönünde üstlerinden emir almaktadırlar.
İşin şakası bir yana, tüm sorumlu devlet organlarını bu konuda acilen göreve çağırıyorum. Yollarmızda sürücülerimizin her gün ölüm tehlikesi geçirmesi ve hatta bazen içimizi yakan ölümlü kazaların sebebi %90 oranında devletin ihmalkârlığı ve vurdumduymazlığıdır. Can güvenliğini hiçe sayan bu yollar için biz de devletimize her yıl vergimizi verip her geçen yıl daha da kötü olan yollarımızı bize daha da kötü yapması için ödeme yapıyoruz ve bu konuda bunun dışında maalesef hiçbir şey yapmıyoruz. Yazımı sonlandırırken şunu sormak istiyorum: Devlet, en temel görevlerinden biri olan can güvenliğini sağlama işini bile yerine getiremiyorsa, neyi yerine getirecek?
Turan Dereboylu
Bağımsızlık Yolu Omorfo Birimi Üyesi